Gastroenteroloji uzmanlarının dünya çapında 6 kıta, 33 ülkeden 73 bin kişi üzerinde yaptıkları tarama çalışmasında anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozukluğunun en fazla yaşandığı ülke yüzde 60 ile Mısır olurken, Türkiye yüzde 54 ile dünya ikinci oldu. Sadece somatizasyon bozukluğunda (kişinin belirgin bir hastalığı olmadan bazı yakınmaları) ise Türkiye yüzde 37 ile birinci sırada yer aldı.
40. Ulusal Gastroenteroloji Haftası ve 11. Ulusal Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi 21-26 Kasım tarihleri arasında Antalya Belek'te gerçekleştirildi. Toplantıda Roma Vakfı tarafından yapılan Roma IV adlı çalışmanın verileri de açıklandı. 6 kıta, 33 ülkede 73 bin 76 erişkinle yüz yüze ve internet üzerinden yapılan tarama ile gerçekleşen çalışma sonuçlarına göre, anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozukluğunun en çok bulunduğu ülke yüzde 60 ile Mısır oldu. Türkiye ise yüzde 54 ile ikinci sırada yer aldı. En düşük oranlar ise Hollanda, Japonya ve Çin olarak kaydedildi.
"Toplumda her üç kişiden biri ne yazık ki somatizasyon bozukluğu taşıyor"
40. UGH Kongre Başkanı ve Roma IV çalışmasının Türkiye araştırmacısı Prof. Dr. Serhat Bor, ilk olarak somatizasyon bozukluğu hakkında bilgi verdi. Somatizasyonun kişinin belirgin bir hastalığı olmadan bazı yakınmalarının hissetmesi, hastanın yaşam kalitesini çok bozması ve bu nedenle sürekli sağlık hizmeti araması olduğunu belirten Bor, "Fonksiyonel GİS Hastalıklarının Dünya Prevalansı, Roma Çalışmasında; dünyadan 40 bin, Türkiye'den 2 bin kişi ile yapılan araştırmanın psikiyatrik sonuçlarına göre, klinik açıdan anlamlı anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozukluğunda yüzde 54'le dünya ikincisi olduk, Mısır yüzde 60'la dünya birincisi oldu. Tersten bakarsak Hollanda yüzde 24, Japonya ve Çin hep yüzde 30'un altında. Somatizasyon grubunu anksiyete ve depresyondan ayırıp bakarsak, bedensel uğraş alanında ne yazık ki yüzde 37 ile dünya birincisiyiz. Toplumda her üç kişiden biri ne yazık ki somatizasyon bozukluğu taşıyor" dedi.
"Bende çok ciddi bir şey var ve bulamıyorlar" diyorlar"
Somatizasyon bozukluğu taşıyan kişiler nedeniyle sağlık hizmetine başvurunun arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Bor, "Bir şey bulunamadıkça, başka bir doktora gidip yeni bir tetkik talebinde bulunuluyor. Hasta bir şey bulunamadıkça bu sefer somatizasyonu da, anksiyetesi de kötüye gidiyor. "Bende çok ciddi bir şey var ve bulamıyorlar" diyor. Çünkü bulunacak bir şey yok. Olmayınca hastanın bu problemleri daha kötüye gidiyor. Bu sefer de iş içinden çıkılamaz hale geliyor. Hastanın doktorla konuştuğunda ve doktorun ona somatizasyon, yani bedensel bir aşırı ilgiden kaynaklandığını söylediğinde hasta buna inanmalı. Bunu ispatlamak için de 37 tane tetkik yapmaya gerek yok. Hiçbir tetkik yapılmadan biz bu tetkiki koyabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Bor, hastanın altta yatan psikiyatrik bir problemi olduğunda bunu reddetmemesi ve verilen ilaçları düzenli bir şekilde kullanması gerektiğini de vurguladı.