ZİYNETİ KOCABIYIK
Her 7 çiftten birinin kısırlık sebebiyle çocuk sahibi olmadığı ülkemizde yılda yaklaşık 50 bin tüp bebek uygulaması yapılıyor. Kısırlık tedavisindeki son yıllarda yaşanan gelişmelere rağmen eve bebek götürme oranı % 30 civarında. Yani tedavi gören her 100 çiftten 30'u bu isteğine kavuşabiliyor. Tüp bebek tedavilerine eklenen her küçük müdahale çiftlerin bebek sahibi olma şansını biraz daha artırıyor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Opr. Dr. Hakan Özörnek geçtiğimiz günlerde Japonya'da yapılan Dünya Tüp Bebek Kongresi'nde sunulan tüp bebek tedavisindeki yenilikleri gazetemize anlattı.
Dr. Özörnek eski tedavilere ek olarak tüp bebek tedavisinde dünyada yeni uygulanmaya başlayan ve annenin bağışıklığını güçlendirmeyi hedefleyen "bağışıklık serumu tedavisi" ve "Çifte uyarım tedavisi" ile ilgili bilgi verdi.
TEKRARLAYAN TÜP BEBEK KAYIPLARI
Aslında farkında değiliz ama gebelikte bağışıklık sisteminin rolü çok büyük. Çünkü embriyoyu oluşturan hücrelerin yarısı anneden yarısı da babadan geliyor. İnsan vücudunun doğal bir tepkisi olarak, bağışıklık sistemi vücuda yabancı olan dokulara karşı savaş açıyor ve onu yok etmeye çalışıyor. Gebelikte bu sistem doğal olarak farklı şekilde işlemeye başlıyor ve annenin bağışıklık sistemi bebeği kabul ediyor. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarının önemli sebebinin annenin bağışıklık sistemi ile ilgili olduğuna dikkat çeken Dr. Hakan Özörnek, yoğun bakım hastalarının beslenmesinde kullanılan bir serum uygulamasının annede embriyonun tutunmasını engelleyen bağışıklık sistemi bozukluğunu dengelediğini söyledi. Bu serum, soya fasulyesi yağı, yumurta fosfolipidleri ve gliserinden oluşuyor. Embriyonun tutunamaması sebebiyle üst üste tüp bebek başarısızlığı yaşayan çiftlerin fayda gördüğü serum uygulaması, embriyonun transfer edildiği gün yapılıyor. Bebeğin kalp atışları duyulana kadar 10 gün ara ile dört beş kür uygulanabiliyor. 4 yıldan bu yana Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan ve gebeliğin düşükle sonlanmasını engelleyen bu uygulamanın hiçbir yan etkisinin olmadığını söyleyen Dr. Özörnek, "Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında elimiz kolumuz bağlı kalıyordu. Ben bu yöntemi 15 hastama uyguladım. 12 tanesinin gebeliği devam ediyor" diye konuştu.
İleri yaşta anne olmak zor değil!
İleri yaş, hem kadında hem de erkekte kısırlık için en önemli risk faktörü. Bilim dünyası "yaş" engelini aşabilmek için tüp bebek tedavisine ek girişimler üzerinde çalışıyor. Bunlar içinde en yeni uygulamalardan biri de "çifte uyarım tedavisi".
YUMURTA YETERSİZLİĞİNE ÇÖZÜM
Bu yöntemin az yumurtası olan kadınların gebelik şansını artırdığını söyleyen Opr. Dr. Hakan Özörnek, "Tüp bebek hastalarının büyük bir bölümü ileri yaştaki kadınlar ve yaşı genç olmasına rağmen yeterli sayıda kaliteli yumurta üretemeyen kadınlardır. Bu grup bizim için en zor hasta grubudur. Çünkü tüp bebek tedavisinin başarılı olabilmesi için öncelikle yeterli sayıda ve kaliteli yumurtaya ihtiyacımız var. Biz hastalardan normalde 8-15 yumurta toplarız. En iyi olanları seçerek transfer ederiz. Ancak bu hastalardan en fazla 1-2 yumurta alabiliyoruz. Bu yumurtalar her zaman transfer edilecek nitelikte olmayabiliyor ya da döllenemiyor. Bu durumda tedaviyi bitirmek zorunda kalıyoruz" dedi.
HASTA VAKİT KAYBETMİYOR
Nisan ayında Japonya'nın Yokohoma kentinde düzenlenen uluslararası kısırlık tedavileri kongresinde İtalyan Dr. Filippo Ubaldi'nin sunduğu çalışmanın, az yumurtası olan kadınlar için yeni bir annelik umudu doğurduğunu belirten Dr. Özörnek, "Bu yöntemde aynı adet döneminde bir hastadan iki defa yumurta toplayabiliyoruz. Böylece bir defada çok yüksek doz ilaç verecekken, bu yöntemle normal dozdaki ilacı iki defada veriyoruz ve daha fazla yumurta elde edebiliyoruz. Hasta bir adet döneminde yumurtalık cevabı iyi olan hastaymış gibi yumurta üretiyor. Dört beş yumurtadan elde edilen embriyolara genetik test yapıp transfer ediyoruz. Uygulama 1 ay içinde başlayıp bitiyor. Hasta vakit kaybetmiyor. Çok yeni bir tedavi yöntemi. İlk hastamıza bu tedaviyi uyguladık ve gebelik gelişti" diye konuştu.
İkizler 11'inci denemede geldi
Hollanda da yaşayan 31 yaşındaki Aysun Turan Bektaş ve 38 yaşındaki Bülent Bektaş evlenir evlenmez anne baba olmak istedi. Ancak beklenen bebek bir türlü gelmedi. Çeşitli tedaviler yapıldı ama yine sonuç alınamadı. Sonunda tüp bebek denemeye karar verildi. Hollanda, Almanya ve Türkiye'de toplam 8 tüp bebek, 2 defa da dondurulmuş embriyo denemesi yapıldı. Her deneme büyük bir hayal kırıklığı oldu. Sonunda "Embriyoskop" tekniği ile en sağlıklı embriyolar seçildi ve transfer edildi. Sonuç dünya güzeli iki bebek oldu. Embriyoların döllenmeden sonra anneye transfer edilene kadar kesintisiz olarak anne karnı ikliminde saklanması gerektiğini hatırlatan Dr. Hakan Özörnek, "Ancak gelişimi inceleyebilmek için saklandığı inkübatör denilen cihazdan belirli aralıklarla çıkarılır. Bu kısa aralıklar gelişimi olumsuz etkileyebilir. Embriyoskop tekniğinde ise gelişim süreci, embriyo yerinden oynatılmadan hızlandırılmış bir video görüntüsü şeklinde izlenerek takip edilebilmektedir. Bu da emb-riyonun kalitesini korur" dedi.
7 yılda 7 bebek kaybetti ama...
Alime Sarıçoban 28 yaşında. Yıllarca çocuk özlemi çekti sonunda tüp bebek yöntemi ile hamile kaldı. Ama bebeğini kaybetti. Bir daha... bir daha... Ve toplam 7 defa. Bir türlü bebeğinin kalp atışını duyamadı. Bebekleri en fazla 3 ay yaşıyordu. Teşhis: Bebekler rahime tutunamıyor...
En sonunda serum tedavisi uygulandı ve bebeğinin kalp atışlarını duydu. Ülkemizde serum tedavisi yapılan ilk anne adayı Alime Sarıçoban şu anda minik kızına 6 aylık hamile... Bebeğini kucağına alabilmek için yanıp tutuşan Alime Sarıçoban, duygularını şöyle özetliyor: "Onun kalp atışlarını duyunca karnımda kelebekler uçuşuyor. Adım attığım her yerde ona dua ediyorum bizi bırakmasın diye. Çok şükür bu defa herşey yolunda gidiyor.