Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 27.07.2010 tarihinde yaptığı genel yazı üzerine, TTB Merkez Konseyi bir basın toplantısı düzenledi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu basın toplantısında şunları söyledi:
Sağlık Bakanlığı Anayasa Mahkemesi ve takiben Danıştay Kararına açıkça aykırı davranmaktadır. Söz konusu yazı ile bir tehdit ortamı doğurmakta, hekimleri tehdit etmektedir. Açıkça kanunsuz bir emir vermektedir.
Buradan sesleniyorum Sayın Bakan anlaşıldığı kadarıyla bu tutumda ısrarlıdır. Söylemekte yarar var; bu kanunsuz emri yalnızca veren değil bu emri uygulayanlar da sorumludur. O nedenle bilgilendiriyoruz ve uyarıyoruz: Bu işlemleri yerine getirenler de doğacak sonuçlardan ve zararlardan şahsen sorumludur.
Hekimlere sesleniyorum: kamuda çalışan hekimlerin, kamu dışında herhangi bir meslek icrasında bulunuyorlarsa bu durumlarını değiştirmelerini gerektiren bir neden yoktur.
30 Temmuz 2010 tarihi öncesi ve sonrası kamu dışında çalışmanızı belgeleyen bir tutanak tutma işlemi ile karşılaşır ya da doğrudan bu çalışmanızı sonlandırmanız istenirse;
1-Yapılan işlemin dayanağını sorunuz ve söylenen gerekçeyi tutanak altına alınız.
2-İşlemi yapan kişi/kişilerin ad, soyad ve görevlerini kaydediniz.
3-Tabip odası aracılığıyla bize bildiriniz.
Yapılan basın açıklaması aşağıdadır;
27.07.2010
Basın Açıklaması
SAĞLIK BAKANLIĞI HUKUKA SAYGI GÖSTERMELİ,
ANAYASA MAHKEMESİ VE DANIŞTAY’IN KARARLARINI YOK SAYMAKTAN VAZGEÇMELİDİR!
Anayasa Mahkemesi, “Tam Gün Yasası”yla ilgili 16 Temmuz 2010 günü açıkladığı kararla;
Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler, özelde çalışan hekimler ve tıp fakültelerindeki öğretim üyeleri yönünden 1219 sayılı Yasa’nın 12. Maddesi’ne konulan başka sağlık kuruluşlarında çalışma yasağını iptal etti. Kararın gerekçesi yayınlanıncaya kadar bu maddenin 30 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girmesi halinde giderilmesi güç zararlar doğuracağı için de maddenin yürürlüğünü durdurdu.
Sağlık Bakanlığı’nın, Anayasa Mahkemesi’nin kararını ısrarla yanlış yorumlaması ve 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren üniversite öğretim üyeleri dışında kamuda çalışan hekimlerin muayenehane açması veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmasının mümkün olmadığını duyurması üzerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak Danıştay’da dava açtık.
Danıştay Beşinci Dairesi, 21.07.2010 tarih ve 2010/4406 sayılı kararıyla Sağlık Bakanlığı’nın “kamu kurumlarında görev yapan doktorlara 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren özel muayenehane açma yasağının getirilmesine ilişkin işlemi”nin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Buna rağmen; 27.07.2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Valilikler aracılığıyla İl Sağlık Müdürlükleri’ne gönderilen ve web sitesinde yayınlanan genelgede; 5947 sayılı “Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 30/1/2010 tarih ve 27478 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, söz konusu Kanun’un yürürlüğe girmesi ile kamuda çalışan tabiplerin yalnızca kamuda meslek icrasında bulunabileceği, Kanun’un Üniversite Hastaneleri hariç diğer kamu kurumlarındaki uygulama tarihinin 30/7/2010 tarihi olduğu belirtilmekte ve yazı ekinde gönderilen muayenehane sayılarıyla ilgili tabloların doldurularak, 30/7/2010 tarihi mesai bitimine kadar gönderilmesi istenilmektedir.
Sağlık Bakanlığı, bu genelgeyle; Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay Beşinci Dairesi’nin kararlarını yok saymakta ve hukuku ihlal etmektedir.
Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasında; Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağladığı açık olarak yer almaktadır.
Sağlık Bakanlığı’nı;
Hukuka saygı göstermeye,
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Beşinci Dairesi’nin kararlarını yok saymaktan ve kamuda çalışan hekimlerin 30.07.2010 tarihinden itibaren yalnızca kamuda mesleklerini icra edebilecekleri şeklindeki her türlü yorum ve işlemden vazgeçmeye davet ediyoruz.