25 Eylül 2011 tarihinde yapılacak olan Tıpta Uzmanlık Sınavına ilişkin kuralların belirlendiği Kılavuz’da, yabancı hekimler için mevcut kontenjanın yaklaşık yüzde yirmisinin ayrılmış olması ile 1 Temmuz 2011’de yapılan Yönetmelik değişikliği adayın mesleki bilgi puanının düşürülmesine sebep olacak hususları belirleyen kuralların bu tarihten öncesini de kapsar biçimde uygulanmasının hukuka aykırı olması sebebiyle Sağlık Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM’ye yaptığımız başvurulara yanıt verilmemiş; bu konularla ilgili olarak kamuoyuna bir açıklama da yapılmamıştır.
İlgili Kurumlar tarafından, durumun aciliyetine uygun bir refleks ortaya konulmadığından, meslektaşlarımızın olası mağduriyetini önleyebilmek bakımından, TUS Sonbahar Kılavuzunun ilgili hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Birliğimiz tarafından Danıştay’da dava açılmıştır.
Bu davada yürütmenin durdurulması yahut iptal kararı verilmesi hiçbir şekilde sınavın ertelenmesine veya sınav takviminin değiştirilmesine sebep olmayacaktır. Çünkü, iptali istenen hükümler sınavdan sonra uzmanlık eğitimi kadrolarına atanma sürecinde kadroların belirlenmesi ve puanların hesaplanmasıyla ilgilidir.
Tıpta uzmanlık sınavında ve eğitiminde rol alan bütün kurumlardan, yargısal bir karar verilmesini beklemeden, ilgili Yönetmeliğe aykırı düzenleme ve uygulamalara son verildiğinin açıklanması ile yabancı hekimler için fazladan ayrılmış olan kadroların meslektaşlarımıza tahsis edilmesini bekliyoruz.
Dava dilekçesi için...
TUS'ta hukuk skandalı
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yazılı bir basın açıklaması yaparak, 25 Eylül 2011 tarihinde yapılacak Tıpta Uzmanlık Sınavı ile ilgili hukuka aykırılıkların giderilmesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği, TUS Yönetmeliği’nin ihlali ve puan kesintisi nedeniyle oluşan haksızlığa karşı dava açtı
Tıpta ve Dişhekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nde 1 Temmuz 2011 tarihinde yapılan değişiklikle, uzmanlık eğitimi sırasında istifa edenler ile yerleştirildiği bölüme başlamayanların TUS’ta aldıkları puandan yüzde 2 oranında kesinti yapılması gündeme getirildi.
Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının en çok yüzde 10’una kadar ilave kontenjan ayrılabileceğine ilişkin Yönetmelik hükmü de ihlal edilerek, yabancı uyruklu hekimlere ayrıldı.
Tıpta ve Dişhekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 18. maddesinin altıncı fıkrasındaki “(6) Uzmanlık eğitimine devam edenlerden kurum veya dal değişikliği için yeniden sınava girenlerin yerleştirmeye esas mesleki bilgi puanı yüzde 2 oranında düşürülür” hükmü 1.7.2011 tarih ve 27981 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile “(6) Aşağıdaki hallerde yerleştirmeye esas mesleki bilgi puanı yüzde 2 oranında düşürülür: a) Uzmanlık eğitimine devam etmekte iken sınava girildiğinde. b) Uzmanlık eğitimine devam etmekte iken istifa edenlerin istifalarını takip eden ilk sınavda. c) Bir uzmanlık alanına yerleştirildiği halde eğitime başlamayanların takip eden ilk sınavda.” şeklinde düzenlenmiş; ilgili değişikliğin yayım tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Bu durumda, 1.7.2011 tarihinde yapılan Yönetmelik değişikliğinin anılan tarihten sonraki olgular bakımından uygulanabileceğinde şüphe bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle, Yönetmeliğin 18. maddesinin değişik altıncı fıkrasının (b) ve (c) bendinde belirtilen durumlara 1.7.2011 tarihinden önce sahip olan kişilerin Tıpta Uzmanlık Sınavında puanlarının hiçbir şekilde düşürülmemesi gereklidir.
Söz konusu hükmün, istifa yahut yerleştirmeye karşın başlamama tarihi gözetilmeksizin uygulanması, 1.7.2011 tarihli Yönetmelik değişikliği ile getirilmiş olan hükümlerin geçmişe etkili olarak uygulanmasına sebep olacağından hukuka aykırıdır. Ancak diğer yandan, başvuru sahipleri durumları ile ilgili bilginin verilmesinde gerçeğe uygun olmayan bir beyanda bulunmak istememektedirler. Sonuç olarak, bu düzenleme karşısında, meslektaşlarımız başvuru formlarının doldurulmasında duraksama yaşamaktadırlar.
TUS Sonbahar Dönemi başvurularının 17.8.2011 tarihinde sona ereceği de gözetilerek söz konusu Kılavuz hükmünün uygulama dönemine ilişkin bir açıklamanın ivedilikle yapılmasında yarar bulunmaktadır.
Yabancı kontenjan artışı dikkat çekici
Aynı yönetmeliğin 19. maddesinde ise yabancıların ülkemizde uzmanlık eğitimi almasına ilişkin kurallar belirlenmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında da “(3) Usulüne göre yürürlüğe konulan uluslararası antlaşmalarla yabancı ülkelere ayrılan kontenjanlar hariç olmak üzere, uzmanlık eğitimi yapmak isteyen yabancı uyruklulara, uzmanlık öğrenciliği kadrolarının yüzde 10’una kadar ilave kontenjan ayrılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ancak, 2011 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı Sonbahar Dönemi Kılavuzunun ek tabloları incelendiğinde T.C. vatandaşları ile KKTC vatandaşlarının başvuru yapabileceği uzmanlık eğitimi kadrosunun 2918 olduğu, buna karşılık 443 kadronun ise yabancı uyrukluların başvurabilmesine ayrıldığı görülmektedir. Bu oran, yönetmelikte belirtilen yüzde 10 oranına aykırı biçimde, genel ortalamada (Tıp Fakülteleri, Sağlık Bakanlığı Hastaneleri, KKTC, Adalet Bakanlığı, GATA) yüzde 15’e denk düşmekte, tıp fakültelerinde ise yüzde 20’yi aşmaktadır.
Örneğin; Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde açılan 69 uzmanlık kadrosundan 29’u, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde açılan 53 kadrodan 20’si, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde açılan 39 kadrodan 14’ü, Sakarya Üniversitesi’nde açılan 30 kadrodan 21’i yabancı uyruklu hekimlere ayrılmış durumdadır. (Kontanjan dağılımını içeren tabloya ulaşmak için...)
KKTC vatandaşlarına uluslararası antlaşma çerçevesinde kontenjan ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ancak 443 yabancı kontenjanı için herhangi bir açıklama bulunmamaktadır.
Bununla birlikte yabancı hekimlerin kardiyolog ya da göz doktoru olmaları için sadece barajı geçmeleri yeterli olurken, T.C. vatandaşı bir hekim en az 70 puan alarak yerleşebilmektedir. Bu açık bir fırsat eşitsizliğidir ve kabul edilemez.
Yabancı uyruklu asistanlara refakat nöbetleri başta olmak üzere daha fazla nöbet tutturulduğu, maaş verilmediği, sağlık güvencesi başta olmak üzere özlük haklarına sahip olmadıkları, çoğu yerde yoğun ve uzun süreli çalıştırıldıkları, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde işlerin çoğunun asistanların omzunda olduğu bilinmektedir. Bu durumda, yabancı kadro artışındaki bu ihlalin, “ucuz işgücü” amacına yönelik olmasından başka seçenek akla gelmemektedir.
Türk Tabipleri Birliği, tüm asistan hekimlerin ağır koşullarda, özlük haklarından yoksun biçimde çalıştırılmasına karşı yoğun çaba harcamaktadır. Bu yaklaşıma koşut olarak, yabancı uyruklu asistan hekimlerin “ucuz işgücü” anlayışıyla çalıştırılmasına da karşıdır.
Ülkemizde tıpta uzmanlık eğitimi alabilmek için meslektaşlarımızın, bu sınırlı kadrolara yerleşebilmek için yıllarca yoğun emek harcadığı bilinmektedir. Meslektaşlarımızın hakkı olan uzmanlık eğitimi kadrolarının fırsat eşitliği bir kenara bırakılarak, Yönetmelik hükmü ihlal edilerek önemli ölçüde yabancı hekim başvurusuna tahsis edilmiş olması, Birliğimiz ve meslektaşlarımız tarafından anlaşılamamaktadır.
Türk Tabipleri Birliği olarak, haksız puan kesintisi konusunda ÖSYM’ye, yabancı kontenjan ile ilgili düzenlemenin ihlali konusunda da Sağlık Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM’ye yazılar gönderilerek, bunların nedenleri ve hukuki dayanaklarının açıklanmasını ve oluşan haksızlığın giderilmesi talep etmiş bulunuyoruz.
Hukuk Büromuz, söz konusu durumlarla ilgili olarak yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açmıştır. Gelişmeler ve yazışma sonuçları web sayfamız üzerinden paylaşılmaktadır.
Hekim emeğinin TUS’ta ve TUS sonrası yerleştirme sürecinde korunabilmesi bakımından, tüm bu haksızlıkların giderilmesi ve gerekenlerin yapılması için Sağlık Bakanlığı’nı, YÖK’ü ve ÖSYM’yi göreve çağırıyoruz.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ