İlk kez yüzebilen biyobot üretmeyi başaran Amerikalı bilim adamları tıpta çığır açabilecek tedavi yöntemlerinin kapısını araladı.
Biyobotlar, biyolojik ve mekanik yapıların bir araya getirilmesinden oluşuyor. Bilim adamlarının, daha önce 2012'de imal edilen yürüyebilen biyobotların ardından üretmeyi başardıkları yüzebilen biyobotların, dokulara verimli ilaç iletiminden, kanser tedavisine ve dokulara mümkün olan en düşük zararı verecek ameliyatlara kadar pek çok potansiyel tıbbi kullanım alanı bulunuyor.
ABD'deki Ilinois Üniversitesinden Prof. Taher Saif başkanlığındaki bilim ekibince geliştirilen biyobotlar Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlandı.
-Biyobotların özellikleri-
Son derece küçük boyutlarda, esnek bir polimerden üretilen yüzen biyobotlar "baş" ve "kuyruk" olarak adlandırılan iki kısımdan oluşuyor. Baş ve kuyruk kısımlarındaki birleşme yerlerine eklenen kalp hücresi kültürlerinden elde edilen hücreler, kuyruğun iki yana hareket ederek bu yapının ileriye doğru yüzmesini sağlıyor.
Spermlerde de bulunan flagella adı verilen kamçıya benzer uzun kuyrukları bulunan tek hücreli canlılar model alınarak üretilen biyobotların baş ve kuyruk eklentilerindeki kalp hücreleri, tıpkı kalbin çarpmasına benzer bir şekilde kendiliğinden ayarlı ve senkronize bir şekilde hareket ediyor. Söz konusu hareket sonucu yapının baş kısmından gelen dalga kuyruk kısmına gidiyor ve böylece biyobotun, tıpkı bir sperm gibi kuyruğunu sallayarak ileri doğru hareket etmesi mümkün oluyor.
Üretilen biyobotun 454 mikrometre uzunluğundaki baş kısmının eni 57, boyu 27 mikrometre. Biyobotun 1,5 milimetre uzunluğundaki daha ince olan kuyruk kısmının eni 7, boyuysa 27 mikrometre. Mikrometre, milimetrenin binde birine eşit bir ölçü birimini ifade ediyor.
Tek kuyruklu biyobotun yanı sıra iki kuyruklusunu da üreten araştırmacılar iki kuyruğun, biyobotun daha hızlı yüzmesini sağladığını belirtiyor. Eklenecek daha fazla sayıda kuyruklarla biyobotların ileriye doğru hareketinin yanı sıra sağa, sola ve geriye doğru hareket etmesini sağlamak da mümkün.
Araştırmacılar, biyobotların ileride kimyasal maddeleri ve ışığı algılayabilecek ve tıbbi veya başka ortamlar için geliştirilen uygulamalarda belli bir hedefe yönelebilecek şekilde üretilmesinin hedeflendiğini kaydediyor.