Hollywood’da yeni bir beslenme alışkanlığı şimdilerde çok moda: Ana öğün olarak sebze suları içmek. Kahve satan dükkanlar gibi sebze suyu satan dükkanların bir bir açılması, bunun sadece geçici bir trend olmadığının kanıtı. Sebze suyuna alışan, bu şifalı suların verdiği enerjiyi, zindeliği deneyimleyen bir daha bırakmak istemiyor. “Alkali Diyeti” kitabıyla beslenme alışkanlığımıza yeni bir sayfa açan, Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi, Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, bu “trend”in ülkemizdeki en önemli destekçilerinden. Yeni kitabı “Tokuz Ama Açız”da, hücrelerimizi yeteri kadar sağlıklı yiyeceklerle doyuramadığımız için kilo aldığımızı açıklayan Dr. Çoruhlu, “Ne kadar sebze suyu içerseniz, ömrünüz o kadar uzar” diyor. Dr. Ayşegül Çoruhlu, sebze suyunun alamet-i farikasını konuştuk...
İnatçı kilolardan kurtuluş sebze suyunda!
Sebze suyu içerek, “insülin rezistansı” denen ve kilo almaya neden olan durumdan çok hızlı kurtuluruz. Aynı şeyleri yesek bile, üzerine günlük olarak sebze suyu eklersek, kilo kaybederiz. Mönüye sebze suyu koyarak, daha çok kalori eklemiş görünsek de zayıflarız. Çünkü kilo sorunu, kalori sorunundan çok öte bir konudur. Hücrelerin duvarlarının sertleşmesiyle başlar. Bu sertleşmeyi asitler ve serbest radikaller yapar. Sert ve kalın duvardan içeri yiyecek giremedikçe ve hücrenin aç kalması yüzünden sürekli kilo almaya meyil oluşur. Sebze suyundaki antioksidanlar bu sert duvarları yumuşatır. Sağlıksız besinler bile yesek, hücre aç kalmaz ve kilo almayız.
Depresyon bağırsaktan başlıyor!
Depresyon ile bağırsak sağlığının yakın alakası var. Çünkü mutluluk hormonu seratoninin büyük kısmı, bağırsakta yapılır. Mutsuz bağırsaklar, varsa mutsuz oluruz. Çözüm; bağırsaklara iyi gelen sebze ağırlıklı beslenmektir. Unlu, şekerli gıdalar, işlenmiş hayvansal gıdalar, çoğu hazır ürün, bağırsakların sağlığını bozar. Sebzeler ve yağlı tohumlar, özellikle Omega 3 içeren ceviz, badem gibi tohumlar, derhal bağırsaklarımızı ve dolayısıyla bizi mutlu eder.
Tüm tıp otoriteleri hemfikir
Sağlığa yapılacak en büyük yatırım, sebze tüketmek! Dr. Ayşegül Çoruhlu, “Tüm dünyadaki tıp otoriteleri sağlığı en çok koruyan beslenme biçiminin; bol sebze tüketilen beslenme olduğu konusunda hemfikirler. Sebzeler bizim en doğru enerji kaynağımızdır. Enerjiye ihtiyacı olan biz değil, hücrelerimizdir. Trilyonlarca hücremiz enerji üretirken en iyi yakıt olarak, sebze, meyve, tohum ve iyi yağları kullanır. Sebzeleri çiğ olarak tüketmek daha faydalıdır. Çünkü içlerindeki tüm enzimleri, vitaminleri, her şeyden önemlisi antioksidanları canlı kalmalıdır.”
Ancak günlük hızlı rutinimizin içinde bol bol sebze yemek hiç kolay değil. Hele sebzeleri çiğ olarak tüketmek, çok daha zor. Çoruhlu, sebzenin suyunu içmenin daha akıllıca olduğunu söylüyor: “Bir bardak sebze suyunun iyi gelmeyeceği hastalık yoktur. Uzun yaşamın en mühim sırrı budur! Ayrıca doğru olan meyveyi yemek, sebzeyi içmektir. Meyveleri aç karına, gün içinde kabuklu ve taze olarak tüketmeliyiz. Sebzeler ne kadar çok tüketilirse o kadar faydalıdır. Yarım kilo ıspanak suyundan alacağımız, antioksidan, vitamin enzim ve protein çok fazladır. Evet, Temel Reis o kaslarını gerçekten ıspanağa borçlu!”
Sebze suyu, şekerin vücuda zararını temizliyor
Beslenmede amaç hücrelerimizi beslemek olmalı, midemizi değil. Çünkü hücrelerimiz en iyi performansı, alkali olduklarında çıkarıyor. Vücut sıvılarını alkali yapan ise sebze! Alkalinin önemi ise; vücuttaki asitleri, yani çöpleri temizlemesi. Dr. Ayşegül Çoruhlu, “Belki bu asit toksinleri, serbest radikal olarak duymaya alıştınız” diyor ve şöyle devam ediyor: “Serbest radikal ile asit artıklar benzer şeylerdir ve vücut için zararlıdırlar. Bunları yok edenler ise, asidin zıddı olan alkaliler ve antioksidanlardır ve en çok sebzelerin içinde bulunur. Sebzelerin renkleri koyulaştıkça daha çok asit temizleyebilirler. Çünkü içlerinde daha çok antioksidan vardır. Yeşil ve mor sebzeler en yüksek iyileştirirci değere sahip antioksidanları içerir. Bu ‘ORAC’ denen bir ölçme yöntemiyle ölçülebilir bir değerdir. Yüksek ORAC’lı sebzeler daha çok antioksidan içerir. Mor sebzeler en yüksek ORAC’lıdır. Sebze suyu içmek; etin de, unun da, işlenmiş gıdaların da, şekerin de vücutta yaptığı zararı azaltır. Bunların çoğu gıda değildir ve hücreleri değil sadece nefsimizi doyurur. Kötü beslenmenin zararlarından kurtulmak için sebze suyu içmek şarttır.”
ÖRNEK SEBZE SUYU TARİFLERİ
* Yarım mor lahana
* Elma
* Havuç
* Biraz zencefil
* 4 yeşil elma
* 5 pazı yaprağı
* 1,5 bardak ıspanak
* 3 salatalık
* 8 yaprak kıvırcık salata
* 4 yaprak marul
* 1 avuç maydanoz
* Yarım limon
* 3 kereviz
* 1 yeşil elma
* 1 salatalık
Hangi karışım neye iyi geliyor?
Mevsiminde bulunan her tür sebzenin bolca tüketilmesi, her hastalığın şifasında, genç kalmakta, anti-aging’te, güzelliği korumada, kilo vermede ilk seçenek olmalı.
* Sarı ve turuncu renkli sebzeler: Hücre zarlarını korur.
* Yeşil ve beyaz sebzeler: DNA tamiri yapar.
* Mor renkli sebzeler: Bağışıklığı arttırır ve ömrü uzatır.
Bu sebze sularına baharatları katmak da gerekir. Zerdeçal, zencefil, kırmızıbiber, Himalaya tuzu, tarçın gibi baharatlar karışımlara katılabilir. Keten tohumu, susam tohumu, çörek otu gibi baharatlar da günlük tüketilmelidir.
Düzenli olarak detoks gerekir mi?
“De-toks” kelimesindeki “toks”, toksin manasındadır. Toksin ise vücuttaki çöpler olan asitler, yani diğer deyişle serbest radikallerdir. Vücudumuz bu toksinleri atmak için her gün büyük çaba gösterir. İdrarla, terle, dışkıyla bu toksinleri atarız. Ama, toksinleri atmada vücudun günlük kapasitesinin üstüne çıkacak şekilde besleniyoruz. O yüzden sebze suyunu ve alkali suyu günlük içerek vücudumuzun bu çabasına destek olmalıyız. 10 günlük bir dönem için akşam yemeğini 5’te yiyip, geceyi 2 bardak sebze suyu içerek geçirirsek, hızlı bir detoks yapmış oluruz. Bel bölgesinden de çok hızlı kilo kaybederiz. Ama ideali, bunu her gün yapmaktır.
