Hastalığın genellikle nöbetler halinde tekrarladığını açıklayan Kunter, "Kendiliğinden veya tedaviyle düzelerek hastanın nöbetler arasında normal bir yaşam sürmesine imkan tanır. Ancak tekrarlayan astım atakları akciğerlerde geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabilir. Zamanla bu hasarlar birikir ve kişinin solunum fonksiyonları ataklar dışındaki zamanlarda da tam olarak normalleşemez. Atakları tetikleyen faktörler hastadan hastaya değişebilir." diye konuştu. Kunter, alerjik astım hastasında da, kişinin duyarlı olduğu bazı maddelere maruz kalmasıyla atak başlayabileceğini (ev tozu akarları, evcil hayvanların vücudundan dökülen tüyler, hamam böceği antijenleri, rutubetli ortamlarda bulunan küfler, ağaç ve çiçek polenleri, çeşitli gıdalar, vs.), alerjik olmayan astımda ise bu şekilde tanımlanmış belli bir alerjik neden ortaya koyamayacaklarını belirtti.
Hem alerjik astım hem de alerjik olmayan astım hastalarında ortak olarak bazı faktörlerin atağı başlatabileceğini dile getiren Kunter, şu örnekleri verdi: "Sigara dumanı, kirli hava, tozlu ortam, keskin kokular, ani ısı değişiklikleri gibi faktörler bunlar arasında sayılabilir. Diğer taraftan çeşitli mikrobik (viral veya bakteriyel) hastalıklar ve özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları da başka bir faktör olmasa bile atağı başlatabilmektedir. İlginç olarak bizzat tedavi amacıyla kullanılan antibiyotikler ve ağrı kesiciler de çok ciddi bir astım atağını başlatabilirler."