TEİS Basın Açıklaması;
Geçtiğimiz günlerde Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS)'nın 7. yaşını kutladık. Bu zaman içinde üyelerimizin sıkıntılarını çözmek, eczacılarımızın yarasına merhem olmak için çok çalıştık, çok emek verdik. Öncelikle yanımızda olan meslektaşlarımıza ve siz basın mensuplarına çıktığımız bu yolda bizi yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ediyoruz.
Bildiğiniz gibi yarın Eczacılık Bayramı, TEİS olarak, 14 Mayıs'ı içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı yıllardır maalesef bayram gibi kutlayamaz hale getirildik. Çünkü sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde biz eczane sahibi eczacıların, ilaç ve eczacılık hizmetinin kesintisiz sürmesi için gereken fedakârlıkları yapmamıza, yaşadığımız tüm olumsuzluklara ve halkımıza en iyi hizmeti sunmaya çalışmamıza rağmen, öncelikli sorun ve taleplerimiz göz ardı edilmeye devam ediyor.
Eczacılarımız; sorunlarına bir türlü çözüm bulamazken, geleneksel eczacılığımız tehdit altında iken, her gün acaba bugün ne değişecek endişesini taşırken nasıl 14 Mayıs Eczacılık Bayramı'nı kutlasınlar?
Eczacılık mesleği bu ülkedeki vatandaş ile en fazla özdeşleşmiş bir meslektir. Çünkü ülkemizde "geleneksel eczacılık" modeli bulunmaktadır. Bu model en sağlıklı işleyen eczacılık hizmetidir. Eczaneler hiçbir zaman “ticarethane“ değildir. Ancak sıkıntılarımızın başında "ticari kaygı" gelmektedir. Çünkü kepenklerimizi her açtığımızda, uğradığımız hak kayıpları dolayısıyla bir daha açamamanın, hizmet verememenin korkusuyla işimizi yapmaya çalışıyoruz.
Mesleğin hak ettiği itibara kavuşturulması için yıllardır dilimize pelesenk olmuş sorunlarımız ve taleplerimiz ne zaman karşılanırsa o zaman eczacının bayramı olacaktır.
Yıllardır sesimizi duymayan veya duymak istemeyen ilgililere bir kez daha "Bu eczacılar ne istiyor" diye hatırlatmak istiyoruz.
Bildiğiniz gibi eczanelerimizde birinci amacımız vatandaşa “ilaç ve sağlık danışmanlığı“ vermektir. Bizler ilaçları ama her tür ilaçları bitkisel,kimyasal fark etmeden kimyasal yapıları,vücuttaki fonksiyonları, yan etkileri, diğer ilaçlarla, alınan besinlerle etkileşimleri gibi tamamen İLAÇ VE SAĞLIK UZMANI olarak yetiştiriliriz. Ülkemizde 5 yıllık eğitimi bitirmiş, “eczacı unvanı“ almış her eczacı ,eczanesini açtığı zaman fakültede öğretilenle tezatlarla dolu bir uğraş ve çabalamaya girmektedir. Bu durum meslektaşlarımızda maddi ve manevi ağır çöküşlere neden olmaktadır.
Değerli Basın Mensupları,
ECZACILIK MESLEK HAKKIMIZI İSTİYORUZ
Ülkemizde; 6197 sayılı ECZACILAR VE ECZANELER HAKKINDAKİ KANUN’da eczacıların hastalara verdikleri ilaçlar için tıbbi danışmanlık ve bilgi verme yükümlülüğü yer almamakta, eczacıların hastaları ilaç ve tedavi konusunda bilgilendirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Buna rağmen biz eczacılar halk sağlığının iyileştirilmesi çerçevesinde ülkemizde bu hizmeti bedelsiz ve yıllardır gönüllü olarak vermektedirler.
Ancak, sadece sattığımız ilaçtan devletçe belirlenen kar oranı ile faaliyetlerimizi sürdürmüş olmamıza rağmen, vermiş olduğumuz sağlık hizmetinin karşılığında hiçbir meslek hakkı alamamaktayız. Eczanelerin tek gelir kaynağının ilaç satışından elde edilen kar olmasının yanı sıra, sendikamızın kuruluşundan beri savunduğu, Avrupa ülkelerinde örnekleri olan meslek hakkı uygulamasının ülkemizde de hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kutu veya reçete başına ödenecek olan bir tutar, eczanelerin fiyat düşüşlerinden ve ciro kayıplarından oluşan zararlarını azaltacak ve sürdürülebilir bir eczacılık mesleğinin önünü açacaktır. Zira bu cirolarla sadece eczane eczacılığının değil, sektörün bile artık sürdürülebilirliği kalmamıştır. Eczaneler verimliliklerini ve karlılıklarını kaybetmişlerdir. İlaç fiyatları göz önünde bulundurulduğunda, %80'lik ciro kaybından oluşan zararı hiçbir şekilde ciro üzerinden sağlamamız mümkün değildir.
DEVAMLI DEĞİŞEN SGK UYGULAMALARI İSTEMİYORUZ
Sendikamız sayfasında 'mesleğimizin ilk sırasında hangi sorun bulunmaktadır' şeklinde anket yaptık. İlk sırayı “sıkça değişen SGK uygulamaları“ almıştır. Devamlı değişen SGK uygulamaları artık eczacılarımızı canından bezdirmiştir. Hastalarımız raporlu dahi olsa her gün sisteme eklenen değişiklikler yüzünden mevcut ilaçlarını veremiyoruz. Çünkü; Medula ya raporu,ya reçeteyi veya yazan doktoru beğenmiyor ve hastalarımıza ilaç veremiyoruz.
Çünkü, eczanelerimize gelen hastaların ilaçlarını vermek ve nasıl kullanacaklarını anlatmak yerine, Hastaneye git doktoru bul, SGK'nın istediği maddeyi ilave etsin veya SGK bu doktoru beğenmedi başka branştan doktor bul, reçeteni ona yazdır. diyerek, hastayı geri çevirmek zorunda kalıyoruz. İşin daha da kötüsü var, SGK bazen aile hekimi ve hastaneyi de beğenmeyebiliyor.
Bu durum vatandaşa ilaç ve sağlık danışmanlığı verecek bir mesleğe uygun olmayan bir durumdur.
TEİS olarak soruyoruz; neden, ne değişiyor, hangi bilimsel veriler bu kadar sık değişebilir? Bir hafta önce aranmaz denilen şart, nasıl 1 hafta sonra yeniden eklenebiliyor?
REÇETESİZ İLAÇ SATIŞI SORUNU
Son dönemde yaşadığımız bir diğer sorun Reçetesiz ilaç satışı konusudur. Yetkililer hastaya ilaçların reçete ile verilmesini şart koşmaktadır. İnternette, bakkalda, benzinlikte, markette ilaç satılsın, hem de en çarpıcı reklamlarla ÖZENDİRİLSİN. Kahvelerde eczanelerimizde reçete kontrolüne alınan “grip çayları “ikram edilirken, ilaç hizmeti veren eczacılarımızın yaşayacağı diyaloglardan örnek vermek istiyorum,
Gece nöbette;
- Annemin dil altı kalp ilacı kalmamış, verir misin diyen hastama;
- "Olmaz reçeten var mı, reçeten yoksa veremem" DİYECEKMİŞİZ.
- Annem devamlı kullanıyor, ben bu saatte doktor mu arayacağım, sen eczacı değil misin, neden gecenin bu vakti eczanen açık?
- Size bu ilacı reçetesiz verirsem ilk ihtarımda 200 lira ceza alırım. Ayrıca İTS'ye kaydetmem lazım?
- İTS kaydetmeden ver o zaman .
-Onun cezası da ayrıca 200 liradır, toplam 400 lira,
birde uzun süren savunmalar... Bu olayın sonucunda vatandaş ve biz eczacıların bakanlığa sorusu ;
-NEDEN NÖBET TUTUYORUZ, VATANDAŞA İLAÇ VEREMEDİKTEN SONRA NÖBET TUTMANIN NE GEREĞİ VAR ?
Bizler bu ülkenin ilaç uzmanlarıyız, 5 yıllık eğitimizi var, “eczacı ünvanı verilmiştir” yazılı diplomalarımız ne işe yarıyor ?
SGK, muayene ücreti, reçete bedeli vatandaşlarımıza çok ağır geliyor. Reçetesi 5 lira, muayene ücreti 50 lira vatandaş “Param yok. Çocuğum grip, ateş düşürücüsünü ver gideyim" diyor. Bizler diyecekmişiz ki "olmaz reçeteni alırım".
Ne yapacağımızı şaşırdık. Doktor yazar 3 kutu, SGK öder bir kutu. Vatandaş ilacı bitince gelir 2'inci kutuyu isterse "git reçete yazdır “ mı diyeceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
CAN GÜVENLİĞİMİZ RİSK ALTINDA
Şehir değiştirip ilaçlarını evde unutanlar, ilaçlarını kaybedenler doktor sabah akşam yazdığı halde SGK günde bir tane alacak dediği için ilaç tedavisi yarım kalanlar ve daha bir çok örnek var önümüzde,
Bu mesleğin, eczane eczacılarının sendikası TEİS olarak yetkililere soruyoruz, vatandaşa nasıl ilaç vereceğiz? Bizler elbette bağımlılık yapan,kontrole tabi yeşil,kırmızı reçete ile verilmesi gerekli ilaçlarda gerekli ihtimamı gösteriyoruz. Aynı ihtimamı yetkililerden de bekliyoruz. Ülkemizin şartları, SGK şartları, doktora ulaşım şartları, muayene ücretlerinin bu kadar yükseldiği durumda hastaların ekonomik imkanları göz önünde bulundurularak çok acil YENİ BİR DÜZENLEME yapılması gerekmektedir. Yoksa gece yarısı acil sara ilacını almaya gelen hasta tarafından darp edilebiliriz. Eczacılar olarak can güvenliğimiz risk altına girmiştir.
Vatandaşlarımızdan bu durum düzeltilinceye kadar anlayış bekliyoruz. Özellikle altını çizerek söylüyorum, İlaçlarınızı VERMİYOR değiliz, VEREMİYORUZ.
DAHA BUNUN GİBİ BİR ÇOK SORUNUMUZ VARKEN BAYRAMDAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. NE ZAMANKİ SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLÜR, BAYRAMI O ZAMAN KUTLARIZ. SIKINTILARIN SON BULDUĞU NİCE 14 MAYISLARA..
TEİS BASIN BÜROSU
