Batı ülkelerinde çok yaygın olan prostat kanserine yol açan etkenler tam olarak açıklanamıyor. Genetik faktörlerin önemli rol oynadığı hastalığın tedavisinde son dönemde yaşanan en büyük gelişme aşı oldu. Prostat aşısının, ileride koruyucu amaçla kullanılması mümkün
Erkeklerde en sık görülen kanser türü olan prostat kanserine, Batı ülkelerinde daha fazla rastlanıyor. Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan erkeklerin, bu hastalığa yakalanma oranı yüksek olsa da; bu kanserin oluşumuna nelerin yol açtığı tam olarak açıklanamıyor.
GENETİKLE İLGİLİ
Birinci derecede yakınlarında, prostat kanseri olanlar, olmayanlara oranla üç kat daha fazla bu hastalığa yakalanıyor. Birinci ve ikinci derece yakınlarında prostat kanseri olan kişilerde, tüm nüfusa göre kanser olma riski ise altı kat daha fazla! Ergenlik çağı öncesi 'kastire edilen' yani yumurtalıkları alınan erkeklerde, prostat kanseri nadiren gelişiyor. Bu sonuç da; hormonal durumun, bu tip tümörlerde en önemli neden olduğunu gösteriyor.
4 ANA EVRESİ VAR
İyi huylu prostat büyümesi de risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu yüzden, prostattaki büyümelerin dikkatlice izlenmesi gerekiyor. Prostat kanseri, dört ana evreden oluşuyor. Bu evreler şöyle sıralanıyor: Organa sınırlı tümör, lokal ileri evre (prostat kapsülünü taşmış tümör), metastatik ileri evre (Hastalığın; kemiklere, karaciğer ve akciğer gibi organlara metastaz yapmış olduğu grup) ve hormonal tedaviye direnç gösteren grup.
KORUYUCU OLACAK
Prostat kanseri tedavisinde en büyük gelişme; 10 yıldan beri yapılan çalışmaların sonucunda ortaya çıkan, prostat kanseri aşısıdır. Bu aşı, FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından kabul edilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Belirli merkezlerde yapılan bu aşı, metastatik olan hastalarda yaşam süresini uzatmaktadır. Prostat kanseri aşısı, ileride koruyucu (adjuvan) olarak da kullanılabilecek büyük bir gelişmedir.