Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, son dönemde eczacılara ilişkin çıkan yolsuzluk haberlerinin tüm eczacıları ve eczacılık mesleğini zan altında bıraktığını savundu.
TEB Başkanı Erdoğan Çolak yaptığı açıklamada, son günlerde çeşitli gerekçelerle Türkiye'nin dört bir yanında eczacılara yönelik operasyonlar düzenlendiğini belirterek, "Eczacılarımız yeterli araştırma yapılmadan baskınlarla evlerinden ya da eczanelerinden alınmakta, bu operasyonlar 'büyük ilaç yolsuzlukları', 'ilaç çetesi' gibi sıfatlarla, tüm eczacıları ve eczacılık mesleğini zan altında bırakacak şekilde haberleştirilmektedir" dedi. Her şeyden önce bir hukuk devleti olan Türkiye'de suçu kanıtlanana kadar herkesin suçsuz olarak sayılacağını anımsatan Çolak, "Daha önce de yapılan bu tip soruşturmalarda çok az sayıda eczacı suçlu bulunmuş olmakla birlikte, meslektaşlarımızın çok büyük bir kısmı beraat etmiştir. Bu nedenle, soruşturmalar henüz devam ederken eczacılarımızın itibarını zedeleyecek yorumlardan şiddetle kaçınılmalıdır" diye konuştu.
Öte yandan, bu tip operasyonların bir meslek grubuna mal edilmemesinin ve kamuoyu nezdinde sağlık sisteminin önemli bir köşetaşı olan eczacılık sisteminin güvenilirliğini sarsacak davranışlardan kaçınılması gerektiğini ifade eden Çolak, eczanelerin son derece güvenilir, halk sağlığına hizmet eden, ilaç danışmanlığı konusunda vazgeçilmez, vergi veren, istihdam yaratan yerler olduğunu söyledi.
Devletin görevinin, suç yaratabilecek uygulamaları önceden önlemek olduğuna işaret eden TEB Başkanı Erdoğan Çolak şunları söyledi:
"Defalarca yetkilileri uyardığımız halde karnesi bitmiş ya da bittiğini söyleyen hastalara sadece TC Kimlik Numarası ile boş kağıda bile reçete çıkartılabiliyor olması, raporlu hastaların provizyon sistemine kaydedilmemesi ve rapor yazımının kolaylaştırılmış olması denetim olanaklarını ortadan kaldırmakta, usulsüzlüklerin önünü açmakta, ya da usulsüzlüklerin eczacılarımızın gözünden kaçmasına neden olmaktadır. Hastaların ilaca ulaşmasını kolaylaştırmak önemli olmakla birlikte, bunun tüm denetim mekanizmasını ortadan kaldıran biçimde yapılması ve pratiğin içindeki kurumlardan görüş alınmadan uygulamaya başlanması doğru bir yaklaşım değildir. Aynı zamanda eczacıların da mağduriyetine neden olan bu sorunun çözülmesi için, SGK'da birleştirilmiş tüm kişilere fotoğraflı sağlık karnesi verilmesi gerekmektedir. Bilinmelidir ki, Türk Eczacıları Birliği iç denetim mekanizması en güçlü meslek örgütlerinden biri olup, hasta sağlığı ile oynanmasına ya da kamu yararının ortadan kaldırılmasına yol açan meslektaşlarını en ağır biçimde cezalandırmaktadır. Ancak, suçu kanıtlanmamış kişilere ve onlar aracılığıyla tüm eczacılık camiasına yönelik yargısız infaz anlamına gelecek herhangi bir haber ve yoruma da izin vermemeye kararlıdır."