39 uncu Dönem Altıncı Başkanlar Danışma Kurulu 25 Haziran 2015 Perşembe günü Ankara’da yapıldı. Kanser ilaçlarının kamu hastanelerinden hastalara ulaştırılması ile ilgili düzenlemenin de görüşüldüğü toplantımızda, bu uygulamanın hasta, eczacı ve kamu yararı açısından kabul edilemez olduğunun ve bugüne kadar ki uyarılarımıza rağmen bu uygulamaya başlamakta ısrar edenlerin bunun hukuki, vicdani ve toplumsal sonuçlarından da sorumlu olacağının altı çizildi.
Bu uygulama hasta sağlığını hiçe saymaktadır!
Herşeyden önce Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 21.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile 267 kalem onkoloji ilacının 01.07.2015 tarihi itibariyle kamu hastanelerinde tedavi gören hastalar için hastane tarafından temin edilecek olması; hasta sağlığını açıkça tehdit etmektedir. Bilinmektedir ki, hastanelerin açtıkları ilaç ihalelerinde teklif görmeyen ya da fiyatının çok yüksek olması sebebiyle alınamayan ilaçlar bulunmaktadır. Diğer yandan, ilaç ihale edilse dahi, ilacın hastaneye teslim süresinin serbest eczanelere oranla çok daha uzun olduğu bir gerçektir. Özellikle ithal ilaçların gerek etken madde gerekse Sağlık Bakanlığı’nın fiyat politikasına bağlı olarak piyasada bulunmadığı haller olmaktadır. Bu durumdaki ilaçlar depolarda tevzi olarak bulundurulduğundan ihale yolu ile alımları mümkün olmayacaktır. Böyle bir durumda aynı şehirdeki X hastanesinde ilaç varken Y hastanesinde olmayacak ve hastalar bu durumda hastane hastane gezecek; bazı hallerde ilaç X ilinde yokken Y ilinde olacak bu sefer de hastalar şehir şehir dolaşacaklardır.
Bu uygulama ilaç güvenliğini tehlikeye düşürmektedir!
Kemoterapi ilaçlarında ilaç güvenliğinin sağlanmasındaki en önemli sorun uygun saklama koşullarına göre stoklanması ve dağıtımı sorunudur. Oldukça fazla miktarlarda alınması gereken ilaçların hastane eczanelerinde soğuk zincir şartlarına uygun olarak stoklanması ve dağıtımı için yeterli alan, ekipman ve personel bulunmamaktadır.
İlaç Takip Sistemi, hastane eczanelerinde, serbest eczanelerdeki gibi çalıştırılamadığından, ilaç geri çekme ve toplama şartlarında hangi ilacın hangi hastaya verildiği hastane eczaneleri açısından tespit edilememektedir. İTS ile ilacın takibi yapılmaz ise, sahte ya da çalıntı ilacın hastane eczanelerine girmesi ve izini kaybettirmesi kaçınılmaz olacaktır.
Eczacılar hasta sağlığıyla oynanmasına izin vermemeye kararlıdır!
Hastalarımızı bekleyen tüm bu olumsuz tabloya yönelik son kez uyarılarımızı yapmak ve bu yanlıştan dönülmesini istemek, hasta sağlığını birinci kaygısı olarak taşıyan Türk Eczacıları Birliği ve eczacı odalarımızın görevidir. İlaç, kolay ulaşılabilir ve dağıtımından hastaya ulaşmasına kadar eczacı kontrolünde olmalıdır.
1 Temmuz’dan itibaren ortaya çıkabilecek hastalarımızın ilaca güvenli erişim ile ilgili tüm sorunlarının sorumlusu ve muhatabı kanser ilaçlarını kamu hastanelerinden verme kararı alanlar olacaktır. Bu kararı alanlar ortaya çıkacak en ufak bir sorunda vicdanlarına hesap vermeyeceklerse de hukuk önünde hesap vereceklerdir. Türkiye’de böyle bir sorunla karşılaşıldığı ilk durumda eczacıların meslek örgütü olan Türk Eczacıları Birliği bu kararı alanlar hakkında suç duyurusunda bulunmaktan çekinmeyecektir.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.