dünyayı kirleten ülkeler 200 yıla yakındır, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa ülkeleridir"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bugün Afrika'daki bir ülkede, Kongo veya Zimbabve'de karbon salınımıyla ilgili olarak tedbirler alınması, sözleşmelere uyulması şüphesiz önemlidir ama dünyayı kirleten bu ülkeler değil, dünyayı kirleten ülkeler 200 yüz yıla yakındır, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa ülkeleridir." dedi.
Şentop, Türkiye Belediyeler Birliğince Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Kültür Merkezinde düzenlenen "Pandemi Sonrası Bölgesel Kalkınma Toplantıları"nda, yaptığı konuşmada, dünyanın son 20-25 yılda bir değişim içerisinde olduğunu, salgınının bu değişimi hızlandırdığı gibi bazı yeni unsurlar da kattığını belirtti.
-"Türkiye 154 ülkeye yardımda bulundu"
Salgının aslında dünyada insanlık tarihinde son 200 yıldır oluşan düşünceleri, paradigmaları, tezleri değiştirecek büyüklükte bir olay olduğunun altını çizen Şentop, koronavirüs salgınıyla birlikte dünyanın önde gelen ülkelerinin sağlığa ve aşıya erişim konusunda bazı sıkıntılar yaşadıklarını anımsattı.
Türkiye'nin salgının başlangıcından itibaren insani değerleri esas alan bir anlayışla 154 ülkeye sağlık malzemesi yardımında bulunduğuna işaret eden Şentop, dünyanın önde gelen ülkelerinin birbirleriyle sağlık malzemeleri konusunda çok sıkıntılı, etik, ahlaki bakımdan, insani değerler bakımından çok problemli davranışlar sergilediklerini söyledi.
-"Yeşil dünya ortak mesele"
Dünyada şehirleşme bağlamında yeşil şehirlerden, çevre insan ilişkilerine dair bir çok hususun aslında bir zihniyet, paradigmayla alakalı olduğunu vurguladı.
Daha yeşil bir dünyanın herkesin ortak meselesi olduğunu vurgulayan Şentop, bunun için tüm dünyanın adım atması gerektiğinin altını çizerek, şöyle dedi:
"Bugün Afrika'daki bir ülkede, Kongo veya Zimbabve'de karbon salınımıyla ilgili olarak tedbirler alınması, sözleşmelere uyulması şüphesiz önemlidir ama dünyayı kirleten bu ülkeler değil, dünyayı kirleten ülkeler 200 yıla yakındır, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa ülkeleridir.
O zaman yeşille ilgili Avrupa Birliği'nin belirlediği bir standart çerçeve vardı. Biliyorsunuz onda değişikliğe gidiyorlar. Bilhassa Ukrayna -Rusya savaşı sonrası. Mesela nükleer enerji yoktu o listede. Şimdi nükleer enerjinin de o yeşil paradigması içerisinde olabileceğini, hatta doğal gazın da buna dahil olabileceğini, enerji kaynaklarıyla ilgili sıkıntıdan dolayı düşünmeye başladılar."
Şentop, esas meselenin insanı merkeze alan, yaşanan herhangi bir sorunun aslında tüm insanlığın sorunu olduğunu görülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
-Frontex eleştirisi
Rusya-Ukrayna savaşına değinen Şentop, tüm dünyada menfaatin, ayrımcılığın ve adaletsizliğin önde olduğu bir sürecin yaşandığını, bunun da gelecek kuşakları olumsuz etkileyeceğini vurguladı.
Savaş nedeniyle Ukrayna'da yaşayan birçok kişinin başta Polonya olmak üzere bazı ülkelere göç etmek zorunda kaldığını anlatan Şentop, şunları kaydetti:
"Polonya'da 3 milyona yakın mülteci, göçmen var şu anda. Avrupa, Orta Doğu'dan, Asya'dan gelen mültecilere karşı çok kesin ve kararlı bir şekilde kapılarını kapattı. Hatta bir fırsat bulup Afrika'dan gelmeye çalışanları öldürmek dahil, botlarını şişleyerek batırmak dahil, kadın çocuk demeden her türlü eylemi, işlemi yaptılar.
Bunu yapacak da Frontex diye bir kurum oluşturdular... AB'nin sınırlarını korumak üzere. Kendileri de bu kuruluşun geçen yılki bütçesini ibra etmediler. Yöneticilerini de ibra etmediler hatta en üst düzey yöneticisini de görevden aldılar. Ortadaki tablo onların örtbas etmeye çalıştıklarından çok daha büyük ve vahim bir tablo."
Şentop, Avrupa'nın Ukrayna'dan gelen mültecilere yaklaşımların daha farklı olduğuna dikkat çekti.
Avrupa'nın Ukrayna'dan gelen mültecilere başta kucak açtığını ancak daha sonra onlara ne yapılacağı konusunda arayışa girdiklerini dile getiren Şentop, "Onlara kucak açtılar, aynı ten renginden insanlar biraz daha onlara yakın bir kültür olarak görüyorlar. 'Onlara kucak açtılar' diye biliyoruz ama Avrupa'da birçok ülke, başta Almanya'dakiler olmak üzere 'bu mültecileri ne yapacağız?' diye çalışırken bakın yine insan olarak bakmıyorlar onlara. 'Bunları daha ucuza nasıl mal ederiz?' diye hesaplar yaptılar." diye konuştu.