Tayland'daki askeri yönetimin, son zamanlarda ortaya çıkan suistimal skandallar üzerine ticari amaçlı taşıyıcı anneliğin yasaklanması yönünde başlattığı yasal süreç, ülkede etkisini göstermeye başladı.
Avustralya medyasında yer alan haberlerde yasal sürecin başlatılma çalışmaları nedeniyle Avustralyalı iki çiftin Taylandlı taşıyıcı anne kanalıyla edindikleri bebekleriyle Bangkok'taki uluslararası havaalanından ayrılmalarına izin verilmediği bildirildi.
Avustralya Yayın Kuruluşu ABC'nin Taylandlı yetkililere dayanarak verdiği haberde, iki Avustralyalı eşcinsel çiftin Taylandlı bir taşıyıcı anne kanalıyla edindikleri bebekleriyle ülkeden çıkışlarına, buna ilişkin bir mahkeme emri çıkarmamış olmaları nedeniyle izin verilmediği belirtildi. Haberde bu olaydan 24 saat önce de aynı durumdaki Amerikalı çiftlerin Tayland'dan ayrılmalarının engellendiği kaydedildi.
Evlat edinmek isteyen çiftlerin kendi yumurta ve sperm hücrelerini, taşıyıcı anne olarak adlandırılan başka bir kadının rahmine yerleştirerek çocuk sahibi olmaları yöntemine taşıyıcı annelik yöntemi adı veriliyor.
Tayland Tıp Konseyi'nin bu yöntemle çocuk sahibi olmayı, taşıyıcı annenin çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerden biriyle akraba olması koşuluna bağlamış olmasına karşın ülkede buna ilişkin hiçbir kanuni düzenleme bulunmuyor. Bu durum, Tayland'ı bu yöntemle çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için son derece cazip ülke haline getiriyor.
Tayland Sağlık Bakanlığına bağlı Sağlık Hizmeti Destek Bölümü'nün verilerine göre ticari taşıyıcı annelik endüstrisi ülkede yılda 125 milyon dolar gelir getiren sektör halini almış bulunuyor. Taşıyıcı anneliğin 14 bin dolar olarak belirlenmiş bedelinden en büyük hisseyi ise bu sahada faaliyet gösteren kurumlar alıyor.
Büyük çoğunluğu yabancılara ait 20 kadar taşıyıcı annelik kurumunun bulunduğu Tayland'da, sektör özellikle Hindistan'da taşıyıcı anneliğe yönelik daha sıkı düzenlemelerin yürürlüğe girdiği 2012'den itibaren daha da büyümüş durumda.
Ancak bu konuda hiçbir kanuni düzenlemenin bulunmamasından kaynaklanan nedenlerle son zamanlarda ortaya çıkan suistimal olayları ülkede bu yöntemin sorgulanmasına yol açtı.
Özellikle Avustralyalı bir çiftin taşıyıcı anne kanalıyla edindikleri ikizlerden sadece sağlıklı olan kız bebeği alarak ülkelerine dönmeleri, down sendromlu erkek bebeğiyse Taylandlı taşıyıcı annesine bırakmaları uluslararası basının gündeminde yer aldıktan sonra tüm dünyada tepkilere yol açmıştı.
Diğer bir olayda ise genç bir Japon erkek Taylandlı taşıyıcı anne kanalıyla 15 bebek edinmekle suçlanmıştı. Kendisine yönelik suçlamalar ortaya çıkmadan önce ülkeye yaptığı gezilerde taşıyıcı anne yöntemiyle sahip olduğu 4 çocuğunu evine götürdüğü belirlenen Japon, olayın 5 Ağustos'ta ortaya çıkması üzerine Tayland'ı terk etmiş, diğer çocuklarına ne olduğuysa öğrenilememişti.
Tayland'da birbiri ardına patlak veren suistimal olayları üzerine harekete geçen ülkedeki askeri cunta yönetimi Tayland'da ticari amaçlı taşıyıcı anneliğin yasaklanmasını öngören bir yasa tasarısına ön onay vermişti.
Askeri cunta yönteminin sözcüsü, önceki gün basına yaptığı açıklamada, "Ttaşıyıcı annelik yöntemini ticari amaçlarla kullanlları bunun ilişkisi olanları ceza hukukuna göre cezalandıracağız. Taşıyıcı anne kiralayanlar ceza hukununu ihlal etmiş oluyor" diye konuşmuştu.
Askeri cunta tarafından 31 Temmuz'da ön onay verilen yasal düzenleme, tamamı askeri cunta tarafından atanan 200 üyeli Tayland Ulusal Yasama Meclisi'nde yasalaştırılmayı bekliyor.