DSÖ'den yapılan yazılı açıklamada, 13 Ağustos'a kadar bin 145 kişinin ölümüne neden olduğu kaydedilen Ebola salgınının kapsam, süre ve öldürücülüğünün Batı Afrika'nın da sınırlarının ötesine geçen bir korku ve endişe yarattığı belirtildi.
Yüksek ölüm oranı, aşı ve tedavi yöntemi bulunmaması nedeniyle toplumdaki bu tür reaksiyonların anlaşılabilir olduğuna işaret edilen açıklamada, "Deneysel ilaçlar ve aşılar hakkındaki yoğun haberler, gerçekçi olmayan beklentilere neden oluyor. Bu tıbbi ürünlerin araştırma aşamasında olduğu bilinmelidir. Bunlar henüz insanlarda test edilmemiş ve yetkili makamlar tarafından onaylanmamıştır" denildi.
DSÖ'nün deneysel ilaçların kullanılmasını ancak Ebola salgınının yol açtığı gibi istisnai durumlarda kabul ettiğine dikkati çekilen açıklamada, deneysel ilaçların da ya çok sınırlı ya da tükenmiş olduğu bildirildi.
Açıklamada, "Deneysel ilaçlar salgında önemli bir etki yaratmak için yeterli miktarda değil" denildi.
Kanada hükümetinin birkaç yüz doz deneysel ilaç bağışlamasının memnuniyetle karşılandığı belirtilen açıklamada, "Tamamıyla test edilmiş ve lisans verilmiş aşı 2015 yılından önce beklenmemektedir" ifadelerine yer verildi.
DSÖ, herhangi bir kanıtlanmış tedavi yöntemi ve aşısı bulunmayan Ebola salgınıyla mücadele için küresel kamu sağlığı acil durumu ilan etmiş ve salgınla mücadelede deneysel ilaçların kullanılmasının etik olduğunu açıklamıştı.
Hastalığa yakalananların ölüm riskinin çok yüksek olduğu Ebola'ya yol açan virüs sudan veya havadan geçmiyor, hastaların vücut sıvıları yoluyla yayılıyor. Virüs bugüne kadar daha çok, hastayla temasa geçen hasta yakınlarına ve hastalara müdahale ederken yeterli önlem almayan sağlık personeline bulaştı.
