Geçen pazar günü Hürriyet'in sayfalarını karıştırırken bir haber karşısında donup kaldım. Ulusal ilaç endüstrisinin temel direklerinden Bilim İlaç'ın itibarını zedeleyecek bir seri olaylar zinciri! Bilim İlaç'ın eski bir yöneticisi işten çıkarılınca bir web sitesi kuruyor ve bu saygın kurum hakkında birtakım olumsuz iddialar ortaya atıyor.
Bilim'in hem büyük patronunu hem de bu kuruluşu yakından tanıyan bir yazar olarak haliyle konunun mahiyetini öğrenmeye çalıştım. Hatta önce şirketin kurucusu Ecz. Adil Karaağaç'ı aramayı düşündüm.
Hatırlayacaksınız, birkaç ay önce ulusal ilaç endüstrimizin girişim önderlerinden Adil Karaağaç hakkında kendi gözlemlerime dayalı biyografik bir tahlilde bulunmuştum. Bilim İlaç Topluluğu'nu inanılmaz ölçüde büyüterek Amerika'ya ihracat yapacak hale getiren Adil Karaağaç 1920'ler patron kuşağının tipik temsilcilerindendir. Cumhuriyetin ciddiyet ilkelerine bağlı ve Atatürk'ün etik anlayışına sonsuz saygısı olan bir insandır.
Yine de araştırmacılık dürtüsüyle konuyu kendimce incelemeye karar verdim ve bu yazı yayımlanana kadar da olayın mahiyetini öğrenmek için kendisini aramadım. Önyargısız gözlemlerimden edindiğim izlenim şu oldu: Geçen yıl gündeme taşınmış ve adli takibat başlatılan bir olay şimdi silbaştan ısıtılıp yeniden gündeme getirilmiş. Dikkat çekici ilginç ilaveler yapılınca da konu haliyle medyanın ilgi alanına girmiş. Konu oldukça önemli ve ilaç gibi duyarlı bir sahanın kurallarıyla ilgili!
İşte bu haberin şaşkınlığı devam ederken tam da bu noktada kamuoyuna yansımayan bir başka haberi yakaladım: "Pharmaceutical Business Review" dergisi 30 Haziran'da bu cuma günü (yarın) Ceylan Intercontinental Oteli'nde Adil Karaağaç'a "Yaşam Boyu Onur Ödülü" vermeyi kararlaştırmış. Türk ilaç sektörünün gelişmesine katkılar yapan, kurdukları müesseseleri bugünlere taşıyan insanlara verilen bu ödülün ilk kez Adil Karaağaç'a verilmesi oldukça manidar.
Bu duygular içinde merak dürtüsüyle ödül töreninin yapılacağı toplantıya resmi zevattan kimlerin katılacağını araştırdım: Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Mahmut Tokaç hemen dikkatimi çekti. Üstelik seksen beş yaşındaki bu yaşlı insanın söyleyeceklerini dinlemek ve ona şükran borçlarını ödemek için neredeyse yerli yabancı üst düzey ilaç firmalarının patronları, CEO'ları ve sivil toplum kuruluşlarının tepe yöneticileri de toplantıya katılmak arzusunu belirtmişler.
Anladığım kadarıyla büyük ilerleme gösteren, gelişmiş standartlarda en karmaşık molekülleri imal edebilen ulusal ilaç endüstrisini Adil Karaağaç'ın şahsında ödüllendirmek amacı taşıyor bu tören.
Tam da böylesi bir zamanda bu aşağılayıcı söylentilerin ortaya atılması oldukça ilginç! Hani komplo teorilerine inansam kendini bilmez kimi rekabetin çirkin bir senaryo kurgusu diyeceğim buna!
"Bilim İlaç Topluluğu"nu sektörde saygın bir yere getiren Adil Karaağaç'ın kişiliğini tanıyor ve değer yargılarını biliyorum. Taviz vermeyen eczacılık disipliniyle genel etik anlayışını 2. kuşağa taşımıştır. Üstelik hekimlerle olan ilişkilerinde tıp jargonunda "deontoloji" denen "ahlaki görevler kuramına" da son derece bağlıdır. Böylesine basit çıkarlarla bırakın kendi firmasını; ulusal ilaç endüstrisinin yara alacağını bilecek kadar da "âkil bir kişiliği" vardır. En başta hedefleri, inançları ve sektörün kendine yüklediği misyon onu bu çizgiye indirgeyemez. Üstelik mevcut yönetime de böylesi duyarlı konularda hâlâ egemendir.
Kişisel bir husumet yüzünden bir internet sitesi kuracaksınız ve intikam ateşiyle bir senaryonun fitilini ateşleyip çağdaş bir kurumu (ve tabii mevcut çalışanlarını da) şaibe altında bırakacaksınız! Bugünün Türkiyesi'nde olacak bir iş mi bu şimdi?