Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, "Ergenekon" iddianamesinin ek dosyalarında yer alan bir belgede TTB'nin de, "yıkıcı ve bölücü örgütlere destek veren sivil toplum örgütleri arasında gösterilmesiyle" ilgili olarak, "Sayın Başba
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, "Ergenekon" iddianamesinin ek dosyalarında yer alan bir belgede TTB'nin de, "yıkıcı ve bölücü örgütlere destek veren sivil toplum örgütleri arasında gösterilmesiyle" ilgili olarak, "Sayın Başbakan'dan, meslek örgütümüzü şaibe altında bırakan belgenin gerçekten TSK tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin, TSK tarafından düzenlenmişse, bu uygulamanın yasal dayanağının ne olduğunun tarafımıza acilen bildirilmesini istiyoruz" dedi.
İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Gürsoy, 15 Ağustos tarihli Evrensel gazetesinde, "TSK örgütleri fişlemiş" başlıklı haberde, "Ergenekon soruşturması sanıklarından Ergun Poyraz'ın evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait bir belgede, sendikalardan meslek odalarına ve siyasi partilere kadar birçok sivil toplum örgütünün de fişlendiği ortaya çıktı" denildiğini aktardı.
TTB belgeyi Başbakan'a sordu
TTB'nin söz konusu belgede, "bölücü ve yıkıcı faaliyette bulunmakla suçlandığını" belirten Gürsoy, "50 yılı aşkın bir süredir Türkiye Cumhuriyeti yasalarıyla faaliyetlerini sürdüren, yüz binin üzerinde hekimi temsil eden, kamu kurumu niteliğine sahip bir meslek örgütü olan TTB adına, bilgi edinme hakkımıza dayanarak Sayın Başbakandan, meslek örgütümüzü şaibe altında bırakan belgenin gerçekten TSK tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin, TSK tarafından düzenlenmişse, bu uygulamanın yasal dayanağının ne olduğunun tarafımıza acilen bildirilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Gürsoy, bir gazetecinin, cevap gelmemesi durumunda nasıl davranacaklarını sorması üzerine, "Hukukçularla bu aşamada tekrar bir değerlendirme yapacağız. Bu, TTB'nin ve diğer suçlanan örgütlerin şahsiyetlerine haksızlıktır ve yapılan bu fişleme kendisi bir suçtur. Kişilik haklarına tecavüz niteliği taşır. Olmayan, gerçeğe dayanmayan suçlamalar TCK'nın çeşitli maddelerinde ifade edilmiştir. Suçtur, kim tarafından yapılmış olursa olsun. Bu aşamadan sonra değerlendirmeleri hukukçularımız yapacak ve biz de ona göre adım atmaya çalışacağız" açıklamasını yaptı.