Robert Cohen, ABD için şöyle söylüyor: ‘Eğer süt ürünleri aniden ortadan kaybolsaydı neler olurdu? Belki ABD, öldürücü hastalıklar listesinde 1 numara olan kalp hastalıklarının sorumlusu olan kollestirin problemi olmayan bir ülke olurdu. Kanser sorunu olmayan bir topluluk olurduk. Büyük bir ihtimalle çok daha az; lösemi, enzefalitis, menenjit, diabet, osteropoz, artritis ve alerji vakalarımız olurdu.’
Bu kısa ifadeleri burada uzun uzadıya açıklama şansım yok. Belki ileride…
VE… NEDEN SÜT İÇMEYE ZORLANIYORUZ
Günümüzde insanlığın yaşamsal açıdan en yakıcı sorunu; Küresel Finans Oligarşisinin (KFO) ‘tek merkezli dünya hâkimiyeti’ne ulaşabilme yolunda, çok önemli temel hedeflerden olan, ‘merkezi gıda sistemi’nin yapılandırılması ve bu sayede ‘tüm insanlığın beslenmesini merkezi olarak elde tutabilme’amacına ulaşmada, önemli stratejik girişimleri gerçekleştirebilmiş olmasıdır.
SAHİP OLDUĞUMUZ BİLGİLERİ ONURLU BİLİMİNSANLARINA BORÇLUYUZ
Eti için beslenen milyonlarca sığırın yanı sıra, milyonlarca ineğin de kesimini iki veya üç yıl uzatarak sütünün değerlendirilmesi sayesinde, bu ineklere yedirilen yapay yemlerin (soya, mısır, vs) süt ürünlerine dönüştürülmesiyle, gıda maddeleri arz yelpazesinin bir parçasının daha merkezi siteme bağlanması mümkün olabilmiştir. Yukarıda kısaca sözünü ettiğim, insanlara zararlı yapısal özelliklerine rağmen inek sütü, sistemin ürettiği diğer kitlesel gıda maddeleri gibi insanlığa zorla dayatılmakta ve olası önemli tehlikeler ise önemsizleştirilerek geçiştirilmektedir. Bazı onurlu bilim adamlarının ümitsizce verdikleri karşı mücadele ise genellikle etkili olamamaktadır. Bununla beraber günümüzde sahip olduğumuz bilgileri yine de bu onurlu bilim insanlarının şahsi fedakârlıklarına borçluyuz.
NE YAPMALIYIZ?