• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 4 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 5 °C
  • Antalya 13 °C
  • İzmir 9 °C

Su için ağzınız kokmasın !

Su için ağzınız kokmasın !
Çok rahatsız edici bir sorun olan çoğu kişinin baş belasıdır.Sosyal hayatı olumsuz yönde etkileyen bir can sıkıcı duruma bol su içerek dur demeniz mümkün olabilir.

Çok rahatsız edici bir sorun olan çoğu kişinin baş belasıdır.Sosyal hayatı olumsuz    yönde etkileyen bir can sıkıcı duruma bol su içerek dur demeniz mümkün olabilir.Diş Hekimi Yeşim Tünal Güzel konu ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Halitosis (Ağız Kokusu) Nedir?

Halitosis, basitçe, her insanın zaman zaman yaşadığı bir problem olan ağız kokusu demektir. Nüfusun önemli bir kısmının bir döneminde kronik halitosis geçirdiği tahmin edilmektedir.Ağız kokusunun birçok sebebi bulunmaktadır.

 

Ağız kokusu: 

Sadece sabahları uyanıldığında duyulan koku normaldir. Her bireyde mutlaka az veya çok miktarda bulunur. Tedavi edilmez. Tedavi edilse bile tekrar ortaya çıkacaktır

Tip 1 Ağız kokusu:
Dil yüzeyi girintili ve çıkıntılıdır. Kriptaların derin çukurlarına yerleşen bakteriler, salyadan ve besinlerden gelen proteinleri   parçalar. Ağız kokusunun sebebi bu uçucu  bileşenlerdir. 

Tip 2 Ağız kokusu:
Bu grup ağız kokusu da büyük ölçüde dil sırtından gelir fakat bakteri kaynağı ağızın içinde değildir, sinüsler, bademcikler, boğaz  veya komşu dokulardır. Bilhassa çocuklarda Tip 1 ile birlikte görülür. 
      
Tip 3 Ağız kokusu:
Sindirim enzim veya organları besinleri gereği şekilde sindiremediği zaman besinler bakterilerin çürütmesine terk edilmiş demektir. Sindirim kanalında açığa çıkan gazlar bireyin isteği ve bilgisi dışında ağıza yükselir. 
        
Bu tip ağız kokusunda mide ile yemek borusu arasındaki gastroözefajial kapak gevşemişse  daha fazla çirkin kokulu gaz ağıza dolacaktır.Bilhassa ilerleyen yaş ile orantılı olarak bu tip ağız kokularının görülmesi artar. 
        
Tip 4 Ağız kokusu:

Akciğerden gelir. Ağız kokusu değildir. NEFES KOKUSU’dur. İki şekilde meydana gelir. Birincisi: akciğerde veya alt solunum yolunda bir infeksiyon  bulunuyor ise buradan açığa çıkan çirkin kokulu gazlar doğrudan ekspirasyon havasına karışır. 
 İkinci yolu ise kimyası değişen kan gazlarının ekspirasyon havasında aromatik bileşiklere dönüşmesidir. Bunun en canlı örneği şeker veya gut hastalarında, diyaliz hastalarında, narkozdan çıktıktan hemen sonra, gebelikte görülen ağız kokusudur.

Bu tip nefes kokusu hastaları ağız kokusu tedavisine asla cevap vermez, ağız içinde ne yapılırsa yapılsın hiç bir iyileşme göstermez.  Çünkü koku kaynağı ağızdadır, yani sebebi ağızdadır.

 Ağız Kokusunu Nasıl Önleyebilirim?

Ağız kokusuna neden olan gıdalardan kaçınmaya ek olarak, aşağıdaki yöntemlerle ağız kokusu ihtimalini azaltabilirsiniz:

·         Plakları ve yiyecek artıklarını temizlemek için dişlerinizi günde en az iki defa fırçalayın ve her gün diş ipi kullanın. Dilinizi fırçalamak da ağız kokusunu azaltmaya yardımcı olur.Ağız çalkalama sularından da faydalanın.

 

·         Her gece protezleri çıkarın ve temizleyin, sabah tekrar takın.

·         Diş muayenesi ve profesyonel temizlik için diş hekiminizi düzenli olarak altı ayda bir mutlaka ziyaret edin.

 

·         KARANFİL ÇİĞNEYİN.

·         Yoğurt yiyin.prebiyotikten zengin her türlü yiyecek ve içecek(kefir) ama özellikte yoğurt düzenli yendiği zaman ağız kokusunu azaltmada önemli bir besindir.

 

·         Sık ve bol su için..Sık ve bol su içmek sadece böbreklere değil,ağız kokusunu da azaltmada faydalıdır.Tükrü akışını arttırır ,ağız kolay temizlenir.

·         Şekersiz sakız çiğneyin.Dişleri fırçalamanın yerini tutmasa da fırçalama imkanımızın olmadığı yerde çok yararlıdır.

 

·         Aç kalmayın.Sık sık azar öğünlerle beslenin.Özellikle ılık bitkisel çaylar (karanfil,tarçın ,ıhlamur)içmek ağız kokusuyla savaşmada birebir.

 

 

·         Beslenmenize tarçın ekleyin.

 

·         Herşeye rağmen koku geçmiyorsa,bir kbb doktoruna ve hatta gastroenteroloğa başvurun.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 5433 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim