Muhalifler, Batılı ülkelerin elektrik, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler aracılığıyla takımada halkının yaşamında belirgin fark yaratabileceği ve aynı zamanda artan Çin etkisini sınırlayabileceğini düşünüyor.
Aljazeera’nin haberine göre, ABD ve Avustralya, Honiara ve Pekin arasında yeni bir güvenlik anlaşmasının imzalanmasının ardından, Solomon Adaları'ndaki Çin etkisine karşı koymak için yeni büyükelçilikler kuruyor ve on milyonlarca dolar nakit para teklif ediyor.
Ancak muhalif siyasetçiler ve liderler, Batı’nın, Çin'in 700 bin kişilik küçük Güney Pasifik ülkesinde güçlenmesine imkan veren ve demokratik kurumları aşındıran sağlık, eğitim ve işsizlik gibi temel sorunlarına odaklanmadıkça değişim yaratamayacağına inanıyor.
Muhalif liderlerden Peter Kenilorea, Solomon Adalarının ihtiyacının nakit para olmadığını söyleyerek, bu durumun Başbakan Manasseh Sogavare ve Çin yanlıları tarafından siyasi kazanç için kullanılacağını belirtti.
Solomon Adaları’nın en yoğun nüfuslu eyaleti olan Malaita Başbakanı'nın siyasi danışmanı Celsus Irokwato Talifilu, Avustralya’nın 1970'lerden bu yana takımadanın en büyük bağışçısı olduğunu ve hiçbir şeyin değişmediğini belirterek, "Şu anda pek çok kalkınma projesi var ancak bunların hiçbir etkisi yok çünkü dış yardım hükümet aracılığıyla geliyor ve özellikle nüfusun yüzde 80'inin yaşadığı kırsal alanlara para gitmiyor." ifadelerini kullandı.
Kasım ayında Çin karşıtı ayaklanmalar da dahil olmak üzere siyasi krizlerle sarsılan takımadadaki iç güvenlik durumunu ele almak için Çin ile güvenlik anlaşması gerektiğini savunan Başbakan Manasseh Sogavare, geçen ay parlamentoda yaptığı açıklamada, "Yeni dostlarımız tarafından hiçbir şekilde baskı altında değiliz" diyerek, herhangi bir jeopolitik güç mücadelesine girişme niyetinde olmadığını kaydetmişti.
Anlaşmanın resmi metni kamuoyuna açıklanmazken, muhalefet tarafından sızdırılan taslakta Honiara'nın Pekin'den "toplumsal düzeni korumaya yardımcı olmak için" ülkeye polis ve askeri personel göndermesini talep edebileceği yer alıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı ise anlaşmayı "iki egemen ve bağımsız ülke arasında iş birliği" şeklinde nitelendirerek, gerginliklerin kasıtlı biçimde çıkarıldığını savunuyor.
- Yardımlar ve altyapı çalışmaları
Çin, Solomon Adaları'ndaki etkisi 2019'dan bu yana çok hızlı biçimde pekişiyor.
Pekin, takımadalara milyonlarca dolarlık kalkınma yardımı taahhüdünde bulunurken, büyük altyapı projelerini de finanse etti. Ancak Çin’in yatırımlarının toplumda borçlanma endişesi doğurduğu da belirtiliyor.
Malaita Gençlik Konseyi’nden yetkililer, Batılı ülkelerin elektrik, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler aracılığıyla takımada halkının yaşamında belirgin fark yaratabileceği ve aynı zamanda artan Çin etkisini azaltabileceğini düşünüyor.
Dünyadaki en yüksek erken bebek ölüm oranlarından birine ve Pasifik'teki en düşük lise mezun yüzdesine sahip olduklarını söyleyen Malaita Gençlik Konseyi sözcüsü, "Batılılar bu sorunları çözebilirse, insanların algısını değiştirecek ve Çin etkisine gerçek bir meydan okuma oluşturacaktır." dedi.
Siyasi danışmanı Celsus Irokwato Talifilu, ülkesindeki demokrasinin tek taraflı olduğunu ve halkın kendilerini parayla cezbedenlere oy verdiğini belirterek, bu nedenle Çin gibi zengin ülkelerin tehlike yarattığını söyledi.
Talifilu, takımadanın asıl ihtiyacının sivil katılım ve şeffaf hükümet olduğunu kaydetti.
Muhalif liderlerden Peter Kenilorea ise artan toplumsal hoşnutsuzluğunun nihayetinde Çin ile güvenlik anlaşmasının baltalayabileceğini aktararak, Avustralya ve ABD'nin ortak değerler ve tarih nedeniyle halk arasında hala Çin'den daha fazla söz sahibi olduğunu savundu.
- İki ülkenin anlaşmasına Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD tepki göstermişti
İki ülke arasında imzalanacağı açıklanan yeni güvenlik anlaşmasının taslağı olduğu iddia edilen belgenin, 24 Mart'ta kamuoyuna yansımasının ardından Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD anlaşmanın imzalanmaması için hareket geçmişti.
Solomon Adaları ve Pekin yönetimine, anlaşma konusunda endişeli olduklarını aktaran bu 3 ülke, Başbakan Manasseh Sogavare'den anlaşmayı imzalamamasını istemişti.
Anlaşmanın taslak metni olduğu ileri sürülen belgeden yola çıkan Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD, Pekin'in savaş gemilerinin limanları kullanacağını ve adalarda donanma üssü kuracağını iddia ediyor.
Başbakan Sogavare, Çin ile imzalamaya hazırlandıkları yeni güvenlik anlaşmasının, "Çin veya hiçbir devletin ülkede askeri bir üs kurmasına imkan sağlamadığını" açıklamasına rağmen Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD anlaşmanın Pasifik'teki güvenliğe zarar vereceğini savunuyor.
Çin'in Solomon Adaları ile askeri iş birliğini de içeren güvenlik anlaşması imzalamasının ABD, İngiltere ve Avustralya arasında nükleer denizaltı teknolojisinin paylaşılmasını öngören AUKUS anlaşmasına karşı bölgede zemin kazanma çalışması olarak değerlendiriliyor.