Deri kanseri tüm kanserler içinde en sık görülenidir. Her on yılda bir deri kanseri görülme sıklığı yüzde 2 oranında artmaktadır. Günümüzde deri kanserini bilimsel olarak artırdığı bilinen en önemli etken ise güneştir. Güneş ışınları UVA UVB ve UVC’den oluşur.
UVA, uzun dalga boyludur. Derinin daha derin tabakalarına ulaşır ve deri kanserinden esas sorumlu olan ışıktır. UVB, kısa dalga boyludur ve derinin sadece üst tabakalarına ulaşır. UVC ise çok kısa dalga boyludur. Yeryüzüne ulaşamaz.
Güneşten gelen UV ışınları derideki canlı hücrelere zarar verir. UV ışığına maruz kalan bu hücreleri korumak için, hücrelerin etrafında bulunan melanositler (derimize rengini veren pigment yapımından sorumlu hücreler) çoğalarak bir şemsiye gibi hücreleri çepeçevre sararak onları güneşin zararlı etkilerinden korurlar ve bu çoğalma ile “biz bronzlaşırız”. Yani esas olarak bronzlaşma hücrelerimizi korumak için derimizin yaptığı bir savunma mekanizmasıdır.
Uzun yıllar devam eden bu güneşlenme ile artık hücrelerin zarar görmesini önlemek için pigment hücrelerinin artışı yani bronzlaşmak yetmez ve deri kendini yer yer kalınlaştırarak bu koruma görevini üstlenir ki; bu kalınlaşan alanlar artık kanser öncülü lezyonlardır.
Solaryum makineleri, UV ışını üreten lambalardan oluşan yapay bronzlaştırıcılardır ve aynı mekanizma ile deri kanseri riskini artırırlar. Aynı sigara bağımlılığı gibi bronz ten bağımlılığı özellikle kadınlar arasında çok yaygındır ve solaryum makineleri bu açıdan son derece tehlikelidir. Çünkü sadece yaz mevsiminde değil kış mevsiminde de devam eden bu bronzlaşma isteği ile deri kanseri riski hızla artmaktadır.
Ayrıca UV ışınlarının deride kalıcı lekeler yaptığını ve cildin erken yaşlanmasına neden olduğunu da bilmek gerekir.
Yakın zamanlarda Minnesota Üniversitesinden yapılan bir araştırmada da; solaryuma sık giren insanların, solaryuma girmeyenlere göre yüzde 74 daha yüksek melanomaya yakalanma riskine sahip olduklarını saptandı. Solaryumu çok kullananların melanomaya yakalanma ihtimallerinin hiç kullanmayanlara oranla 2,5 ila 3 kat fazla olduğunu da tespit eden cilt hastalıkları uzmanları, araştırmalarında Minnesota'da 2004'ten 2007'ye kadarki 1167 melanoma vakasının yüzde 63'ünün solaryum kullandığını ve solaryum kullananlar arasında melanomaya yakalanma riskinin de yüzde 74 olduğunu belirlendi.
Malign Melanomun tüm kanserler içinde en hızlı yayılan yani en tehlikeli kanser olduğunu ve bunu tetikleyen en önemli faktörün güneş olduğunu artık bilimsel çalışmalarda destekiyor. Dolayısıyla elbette güneşin faydalarını da yadsımadan; bize yaşam enerjisi verir ,D vitamini sentezi için gereklidir, onunla ilişkimizi iyi ayarlamakta fayda var.
Güneş ışıklarının çok dik geldiği 11- 15 saatleri arasında güneşten uzak kalmak, SPF 50+ güneş koruyucu kullanmak , solaryumdan uzak durmak bizleri hem deri kanseri olmaktan korur hemde cildimizin lekesiz pürüzsüz ve genç ve diri kalınmasını sağlayacaktır.
Amerikan Hastanesi
Dermatoloji Kliniği
Dr. Ayfer Aydın