Kadınlarda görülme oranı, erkeklere göre daha sık olan sistit, en kısa tanımıyla idrar yollarının iltihaplanması anlamına geliyor. İdrar yolları ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan olan sistite kadınların en az yüzde 20'si, yaşamları boyunca en az bir kez yakalanıyor. Bu nedenle kadınların korkulu rüyası olabilen sistit, zamanında tedavi edilmezse mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşturabiliyor, kadınların cinsel yaşantılarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Emsey Hospital'dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nesrin Baştuğ konuyla ilgili görüşlerini paylaşarak kadınları bilgilendiriyor.
Sistit teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetlerini dile getirmesiyle başlayan muayenede üroloji uzmanı, şikayetlerin şekline ve testlere dayanarak teşhis koyabilir. Bu testlerin başlıcaları; idrar analizleri, üretra ve mesanenin gözlenmesi yöntemi olan sistoskopi ve damar içi pylogram denilen röntgen çekimidir.
Tüm bu tetkikler, enfeksiyona neden olan faktörleri araştırma amacına hizmet eder. Enfeksiyona neden olan bakterinin doğru tahlili için de idrar kültürü gerekli olabilir. Sistit zamanında ve doğru şekilde tedavi edilirse, sağlık açısından önemli risk teşkil eden bir hastalık değildir. Ancak sistit tedavi edilmezse, kronikleşerek kadın sağlığını tehdit edebilir.
Sistit nedenlerinde, bakteriler ve genital temizlik öne çıkıyor
Sağlıklı insanlarda üreme organları ve anüs bölgesinde bakteriler bulunur. Bazen bu bakteriler, alt idrar yollarını aşarak mesaneye ulaşır, idrar ile dışarı atılır. Sistitin en sık rastlanılan sebebi Escherichia coli ( E.coli, koli basili) adlı mikroorganizmadır. Ancak mesaneye gelen bakteri sayısı atılandan fazla ise, mesanede ve daha sonra da böbreklerde iltihaplanmaya yol açabilir.
İltihaplanma, cinsel birleşme ya da genital temizliğin yetersiz olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bunun yanı sıra; idrarın uzun süre tutulması alışkanlığı, idrar yollarını daraltıcı hastalıklar, menopozda düşük östrojen seviyesi de sistite neden olabilir.
Kadınlarda üretranın erkeklerinkinden çok daha kısa olması, bakterilerin mesaneye kolayca ulaşmasına sebebiyet verir. Bu nedenle kadınlarda sistit görülme oranı ve sıklığı erkeklerde olduğundan çok daha fazladır.
Balayı sistiti, balayı keyfini kaçırıyor
Balayı sistiti isminden de anlaşıldığı üzere, ilk cinsel birlikteliğini balayında yaşayan çiftlerde kadınların endişe duymasına neden olan bir hastalıktır. Vajinanın hemen yakınında bulunan üretranın vajinal yol ile birlikte tahrişi, balayı sistitine neden olur.
Sistitin belirtileri nelerdir?
- İdrar esnasında yanma ve acıma
- Gün içerisinde sık sık idrara çıkma ihtiyacı
- Kötü kokulu ve bulanık renkte idrar yapma
- Karın altı ve kasıklarda ağrı
- Vücutta halsizlik
- Mide bulantısı
- Cinsel ilişki esnasında ağrı
Sistit tedavisinde antibiyotik desteği
Sistit, altında yatan başka bir hastalığın olmaması durumunda, antibiyotik tedavisiyle kolaylıkla kontrol altına alınır. Hastanın durumuna göre; yaklaşık 7 - 14 gün arasında süren antibiyotik tedavisi dışında, evde yapılan sıcak suya oturma da kişinin rahatlamasına yardımcıdır. Sıcak suya oturma tedaviye direkt etki etmez, ancak kişinin ağrılarının azaltılarak rahatlamasını sağladığından önerilir. Bu uygulamanın yanı sıra, karın üzerine sıcak uygulama yapılması da fayda sağlayabilir.
Sistit tedavi edilmezse ne olur?
Sistit tedavisinde geç kalınması ya da yanlış tedavi uygulanması, mesanede biriken bakterilerin böbreklere ulaşmasıyla sonuçlanabilir. Bu durumda, böbreklerde ciddi sorunlar söz konusu olur. Mesanedeki enfeksiyon kemiklere ulaşırsa, kemik iltihabı baş gösterir. Ayrıca balayında oluşan balayı sistiti, kadınların cinsel yaşantılarında sıkıntılı bir süreçle sonuçlanan disparoniyi gündeme getirerek psikolojilerini etkileyebilir.
Sistitten korunmak için yapılması gerekenler:
- Cinsel ilişkiden hemen önce ve sonra idrara çıkılmalıdır.
- İdrar geldiği fark edilirse, ertelenmemelidir.
- Tuvaletten sonra genital temizlik önden arka kısma doğru olmalı, aksi yönde temizlik yapmaktan kaçınılmalıdır. Bu sayede, vajina yolundaki bakterilerin idrar yoluna gitmesi engellenebilir.
- Günde minimum 8-10 bardak su içmeye dikkat edilmelidir.
- Naylon, sıkı iç çamaşırları yerine daha rahat ve pamuklu olanları tercih edilmelidir.
- Cinsel ilişki esnasında kuruluk söz konusu ise, bu durum da sistite uygun ortamı hazırlar. Üretranın cinsel ilişki esnasında tahrişin engellenmesi, yeterli kayganlığın sağlanması için, gerekli olması halinde su bazlı kayganlaştırıcılardan destek alınmalıdır.
- Genital bölgenin uzun süre ıslak kalması engellenmeli, yaz aylarında ıslak bikini ve mayolarla oturulmamalıdır.
- Her gün mutlaka iç çamaşırları değiştirilmelidir.