Safra kesesi taşları vücutta safrayı oluşturan kolesterol, safra tuzları gibi maddelerin bileşimindeki dengesizliklerden oluşur. Ender görülen bazı kan hastalıkları ve ameliyat türleri de safra kesesinde taş oluşumuna neden olabilir. BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı, Dr. Sururi Özdemir, toplumda sıkça karşılaşılan ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçlara yol açabilen safra kesesi taşları ile ilgili bilgi veriyor.
Yemek sonrası hazımsızlık, gaz şikayeti, karın ağrısı, sırta vuran ağrı gibi değişik belirtileri olabilir. Taşa bağlı safra kesesi iltihaplanmalarında karın ağrısının şiddetinde belirgin artış, ateş ve kusma görülebilir. Safra kesesi taşının keseden ana safra yollarına düşmesi halinde, safra yollarının ve pankreas yollarının tıkanmasına bağlı sarılık, şiddetli sırt ağrısı daha da önemlisi karaciğer ve pankreas iltihaplanmasına bağlı hayati tehlike taşıyan ağır klinik tablolar görülebilir.
Kilolu kişilerde daha sık görülür!
Safra kesesinde taş görülme sıklığı % 10-20 civarındadır.
Yaşlılarda, kilolu insanlarda, kadınlarda, ailesinde safra kesesinde taş hikayesi olanlarda daha sık görülür.
Günümüzde safra kesesi taşlarının tedavi yöntemi cerrahidir. Bu da öncelikle halk arasında kapalı yöntem denilen laparoskopik yöntemle yapılır. Akut veya tekrarlayan iltahaplanmalara bağlı safra kesesindeki değişiklikler nedeni ile bazen açık yöntemle de yapıldığı durumlar vardır.
Tedavi edilmediği durumlarda semptomatik hastalarda tekrarlayan enfeksiyonlara bağlı safra kesesi duvarında perforasyon görülebilir. Safra kesesi içerisindeki taşların ana safra yoluna düşmesi durumunda pankreas ve karaciğer iltihaplanmaları oluşabilir. Teorik olarak da uzun süreli safra kesesi taşlarının safra kesesi kanserine yol açtığı bilinmektedir.