• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Ankara 6 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Bursa 13 °C
  • Antalya 8 °C
  • İzmir 8 °C

Sıcak oda yaşlandırır soğuk hava gençleştirir

Sıcak oda yaşlandırır soğuk hava gençleştirir
Anneannelerinizin uyguladığı basit yöntemlerde anti-aging yapabilirsiniz... İşte, genç kalmak ve güzelliğini korumak isteyenler için bir rehber...

Teknoloji, hayata konfor katarken güzelliğimizden çok şey çalıyor. Stres hormonları yüzünden kadınların vücut şekli değişiyor Dr. Ümran İleri, "Yoğun strese maruz kalan günümüz kadını, anneannelerine göre daha tüylü ve daha kilolu bir hale geldi" diyor.

Tüketim sistemi, önce kadını strese sokup yaşlandırıyor sonra da bir yığın yaşlanma karşıtı (anti-aging) ürünü piyasaya sürüyor.

Servet Harcamayın!
Oysa kadınlar, anneannelerinin uyguladığı çok basit yöntemlerle de anti-aging yapabilir! Sıcak odada uyumamak, düzenli bir hayat sürmek, normal doğum yapmak, emzirmek ya da mevsiminde beslenmek hiç de servet harcanacak yöntemler değil!

Özel Bir Hastanenin Estetik Rekonstrüktif ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ümran İleri genç kalmak ve güzelliğini korumak isteyen kadınlara, servet harcamadan yapabilecekleri anti-aging yöntemlerini anlattı...

"Yaşlılığı Önleme" ya da "Geriye Yaşlanma"

Güzellik; her çağda insanları çok ilgilendiren bir konu... İnsanlar yüzyıllar öncesinde bile genç ve güzel kalmak için doğanın nimetlerinden faydalanmış. Güzellik adına pek çok buluş, tarih öncesi uygulamalardan aslında çok da farklı değil.

Eskiden güzelleşmek uğruna yapılan uygulamalara, biz bugün farklı isimler veriyoruz sadece. Bu anlamda günün en moda söylemi de ’anti-aging’ yani ’yaşlılığı önleme’ ya da ’geriye yaşlanma’ oldu. Artık kimse yaşlanmak istemiyor!

Süreç, Doğumla Başlıyor

Yaşlanma; doğar doğmaz yani çocukluktan itibaren başlıyor.

Doğumla birlikte bu süreç, kum saati gibi akıyor. Dolayısıyla yaşlanmayı önlemek mümkün değil. Ama yaşlanmayı geciktirmek, sağlıklı yaşlanmak ve yaşlılıkta sağlıklı olmak mümkün... Anti-aging kavramını bu çerçevede değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Teknoloji Faktörü...
Teknolojik gelişmeler konforumuzu artırdı ama uygulamadaki aşırılık ve yanlışlıklar, güzelliğimiz ve sağlığımızdan da bir şeyler kaybettirdi. İlerlemelere paralel olarak kaybettirmeye de devam edecek gibi görünüyor. İşin ilginç yanı; teknoloji sadece sonuçları düzeltme yönünde ilerliyor önlemede değil...

Kadınlar Erkeksileşti!
Doktor Ümran İleri’ye göre; günümüz Türk kadını geçmişteki güzel ve dişi hatlarını kaybetti.

Artık kadınlarımız hem davranış biçimi hem de vücut yapısı olarak yakın geçmişimize göre daha erkeksi! Bunun en büyük etkeni ise tabii ki stres ve kadının çalışma hayatında karşılaştığı zorluklar. Sonuçta kadınlar, erkeklerden daha duygusal. Erkeklerin "Aman bana ne?" dediği olaylardan daha çok etkileniyorlar. Böylece de zamanla sertleşiyorlar.

İnanılmaz Bir Sektör: Güzellik Sektörü
İnsanları önce strese sokuyorlar, "Çalış, başar" diye zorluyorlar, daha sonra da "Aman, yaşlanmaya karşı önlem alın" diyorlar. Teknoloji çağının stresli temposu sayesinde de karşımıza inanılmaz bir sektör çıkıyor; güzellik sektörü! Hayat şartlarının neden olduğu yaşlanmanın önüne geçmek için insanlara bir sürü uygulama, cihaz ve ürün sunuluyor.

Güneş Görmeyen Cilt Süt Gibi Olur
Bana ameliyata gelen kadınların hemen hemen hepsi aynı: Çalışıyor, 40’lı yaşlarda, vücut deformasyonu var, yüzünde kırışıklıklar, sarkmalar olmuş. Bölgesel şişmanlama, memelerde büyüme ve yağlanma yaşıyorlar. Anneannelerimize bir bakın; güneş görmedikleri için ciltleri çok güzel ve pürüzsüz, süt gibi... Bizim vücudumuz ise güneşe maruz kalmaktan dolayı oluşan aşırı benlerle dolu!

Servet Ödemeye Gerek Yok
- Güzelleşmek ya da yaşlılığı önlemek için servet harcamaya gerek yok! Aslında anneannelerimizin kullandığı bazı basit yöntemlerle de çok etkili bir anti-aging yapabiliriz! - 30’lu yaşlara geldiğimizden kırış kırış olmamak için 20’li yaşlardan itibaren dikkat etmemiz gerekiyor. Sigara içmeyip stresten uzak durarak kendimizi korumalıyız.

- Bunun için de öncelikle doğru yaşamayı öğrenmemiz lazım. Doğallıktan uzaklaştıkça vücudumuz stres durumuna geçiyor ve sürekli bir şeylerle savaşıyor.

En Önemli Amaç Stresten Korunmak!
Stres; vücutta bazı hormonların salgılanmasını artırdığı için en önemli amacımız stresten korunmaktır.

Stres hali uzun sürerse, kortizon gibi hormonları salgılayan böbreküstü bezleri büyür ve fazla hormon üretmeye devam eder.

Stres hormonlarının aşırı salgılanması, gövdesel tipte şişmanlık dediğimiz; özellikle karın, göbek ve ense bölgesinde yağlanmaya sebep olur. Kıllanma oluşur, bacaklar incelir; vücudun şekli genel anlamda bozulur.

25 yaş üstü pek çok kadında bu vücut tipinin görülmesi tesadüf değildir.

Koşullar Ağırlaştıkça Kadında Kıllanma da Arttı
Vücudun sürekli savaştığı stres, zamanla östrojen seviyenizi bozuyor, kıllanmalar artıyor.

Toplumda herkes daha kıllı hale geldi. Normalde kadının yoğun kıllanması; koltuk altı ve cinsel bölgededir. Kollar ve bacaklardakiler ise ayva tüyü tabir edilen kıvamdadır.

Soğuk; Hem Cildi, Hem Vücudu Diri Tutuyor
Bünyemiz dört mevsime göre ayarlıdır.

Vücudumuzun kışın üşüyüp titremeye, yazın da terlemeye ihtiyacı vardır.

Klimalar ve kaloriferler, ortamı sürekli sabit bir sıcaklıkta tuttuğu için artık insanlar ne üşüyor, ne de terliyor. Oysa soğuk havaya da ihtiyacımız var. Soğuk; hem cildi hem vücudu diri tutuyor.

Sobalı Evde Şok Etkisi
Eskiden sobalı evlerde, sıcaktan soğuğa geçişlerde ciltte şok etkisi oluşurdu.

Bu şok, anti-aging görevi görürdü. Soğuk odada yatan, sabah dinç bir şekilde uyanır.

"Ayağını sıcak başını serin tut" sözü, boşuna söylenmemiş! Sıcak ortam havayı kurutur. Bu durum bütün organlarımız gibi cildimizin de oksijenlenmesini azaltır. Akciğer ve kalp bu ihtiyacı karşılamak için daha çok çalışır ve yorulur.

Sıcak Buruşturur!
28 derece sıcaklıktaki bir odada uyumak neden sakıncalı? Bu ısıdaki bir odada beyin oksijen alamadığı için bütün gece yaşlanır, sabah yorgun uyanırız. Zararlarını ilk etapta görmesek de 30’lu yaşlara geldiğimiz zaman olumsuz etkisi kırışıklık olarak bize geri döner.

ESRA TÜZÜN

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 7829 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim