Türkiye'de kamu ve özelde fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunan tesislerin durumu ve bunların sayısal kırılımları hakkında Sağlık Aktüel'e konuşan, Fizik Tedavi İşletmeleri Derneği (FİZDER) Başkanı ve Romatem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Köksal Holoğlu, “Kesin rakamlar olmamakla birlikte kamu ve özelde fizik tedavi ve rehabilitasyon için ayrılmış yaklaşık 2750 hasta yatağı var. Olması gereken sayı ise asgari 10 bin. Yatak bulamadığı için taşımalı sistemlerle ayaktan tedavi programlarına devam edebilen hasta sayısı ise az miktardaki günübirlik klinik (Tıp-dal merkezi) nedeniyle son derece sınırlı. Tesis ve insan kaynağındaki bütün bu kısıtlara rağmen Sağlık Bakanlığı 2008'den beri ayaktan ve yatarak klinik açılmasına izin vermiyor.” ifadelerini kullandı.
SGK ise çok daha ilginç bir uygulamayla altı yıldır sadece özel sektörde çalışan fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimine kota uyguladığını söyleyen Dr. Holoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü, "Peki kamu, bu açığı sosyal devlet sorumluluğuyla nasıl kapatmayı düşünüyor? Sağlık Bakanlığı şehir hastaneleri yapıp kapatacağız diyor. Ama en iyi ihtimalle bu işin olması için beş yıla ihtiyaç var. SGK, Nisan 2014’te özel sağlık kuruluşlarından hizmet almak isteyen hastalara skandal bir kısıtlama daha getirdi. Felçli hastalar, spastik çocuklar ve ortopedik rehabilitasyon tedavisine ihtiyaç duyan hastaların tedavilerine kısıtlama getirdi ve fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi başına günlük 16 olan hasta kotasını yarıya yani sekiz hastaya indirdi. Skandal uygulama ile şimdi ne olacak? Özel sağlık kuruluşlarında ayaktan ve yatarak tedavi olan 10 bin felçli, spastik ve ortopedik rehabilitasyon hastasının kota uygulaması nedeniyle sadece 6 bini tedaviye devam edebilecek. Bu uygulama ile yılda yaklaşık 50 bin hastanın mağdur olacağı tahmin ediliyor.”
Rehabilitasyon hastalarının tedavi olabilmek için kamuda ve üniversitelerde ortalama üç ay sıra beklediğini kaydeden Dr. Köksal Holoğlu, “Uygulama sonrası özel sağlık kuruluşlarında tedavi olamayan hastaları da bu sayıya ilave ettiğiniz zaman süre 6 ay ve üstüne çıkacak. Rehabilitasyonda ilk 3 aylık sürenin tedaviden sonuç almak açısından en kritik zaman olduğu bilimsel gerçeğinden hareket ettiğiniz zaman gecikmiş tedavilere bağlı komplikasyonlar ve özürlülük oranında artışın getireceği hasta başı birim maliyet çok daha yüksek olacak. Kapasitesini SGK'nın önceki şartlarına göre planlamış ve yatırımını uluslararası standartlara uygun yapmış özel sağlık kuruluşları, bu uygulama karşısında çok zor durumda kalacak, personel çıkartma ve muhtemel iflaslar yaşanacaktır.” diye konuştu.
Bugün sayıları 2000’e yaklaşan fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi ile 7800 civarındaki fizyoterapist, 76 milyon nüfusa hizmet vermeye çalıştıklarını belirten Dr. Köksal Holoğlu, “Engellilik oranı yüzde 10'un üstünde olan bir ülkeyiz. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Türkiye'de her yıl 130 bin kişi beyin felci oluyor. Beyin felci vakalarının yarısının ortalama 1 ayla 6 ay arasında değişen sürelerle fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarına ihtiyacı var. Kazalara ve tümöral durumlara bağlı gelişen beyin ve omurilik felçlerinin ise yıllık 12 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu sayıya, fiziksel rehabilitasyon ihtiyaçlı spastik çocuklar ve ortopedik cerrahi sonrasında yatarak rehabilitasyon uygulanacak hastalar ile fonksiyon kayıplı kas iskelet sistemi bozukluğu olan hastaları da ilave ettiğinizde karşınıza yüzbinlerle ifade edilen ve sadece yatarak tedavi seçeneğinden faydalanacak hasta sayısı çıkıyor. Ayaktan fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarıyla tedavi edilecek hasta sayısı ise bunun yaklaşık on katı nispetinde.” şeklinde konuştu.