Şu sıralar sigorta sektörü ilginç bir konuyla uğraşıyor. Önce konunun ne olduğunu anlatıp sonra tarafların görüşlerini sizlerle paylaşacağım.
Konunun özü şu: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), trafik sigortası primlerinden belli oranda bir pay istiyor. Şimdi, SGK’nın, trafik sigortasıyla ne ilgisi var diyeceksiniz. Anlatayım... Trafik sigortası, araçların, üçüncü şahıslara verecekleri zararlara karşı yapılır ve zorunludur. Bir kaza sırasında da başta sağlık giderleri olmak üzere, sakatlık ve vefat tazminatı trafik sigortası çerçevesinde sigorta şirketi tarafından ödenir. Şirketler de bu ödemeleri kusur oranında yapar. Kazaya sebebiyet veren kişi yüzde 100 kusurluysa sigortadan hiçbir şekilde yararlanamaz. Neden? Trafik sigortasının kuralları böyledir de ondan.
SGK, sigortayı satan şirketlerin topladıkları primlerden yüzde 15’e kadar oranda kendine pay alıp sağlık giderlerini buradan karşılayacak. Bir anlamda SGK, sigorta şirketlerinden alacağı payla kendine bir fon kuracak ve bu fondan da trafikte kurallara uymayıp kusurlu davranan kişilerin tedavi masraflarını da ödeyecek.
Sigorta şirketleri karşı
Sigorta şirketleri de bu yeni düzenlemeye karşı çıkıyorlar. İşin daha ilginci, torba kanunda yer alan bu düzenleme daha taslak aşamasındayken, sigorta sektörünün görüşüne sunulmuş. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği de (TSRŞB) düzenleme hakkında olumsuz görüş bildirip ortak çalışma yapılmasını önermiş. Ancak gelin görün ki sigortacıların bu itirazına itibar edilmemiş ve kanun, SGK’nın söylediği gibi Meclis komisyonlarına sevk edilmiş.
Geçenlerde SGK Başkanı Emin Zararsız ile konuyu görüştüm. Bu görüşmeyi sizlerle de paylaşayım.
Emin Zararsız, kazada yaralanan ve kazaya sebebiyet vermiş kişilerin sağlık giderlerinin sigorta şirketleri tarafından karşılanmadığını söylüyor. Bu nedenle de çok ciddi sayıda hastalıklarda sağlık giderlerinin karşılanmaması gibi bir sorunun ortaya çıktığını ifade ederek şunları söylüyor:
“Bu, 2009 yılından itibaren devam eden bir sorun. Buna köklü bir çözüm bulunması gerekiyordu. Yeniden yapılanma kanun tasarısının içine buna ilişkin bir düzenleme koyduk. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren meydana gelen tüm trafik kazaları dolayısıyla yaralanmalarda, kişiler hastaneye gittiğinde onların tedavilerine yönelik faturalar SGK’ya gönderilecek. Kişinin sosyal sigortasının olup olmadığına bakılmaksızın bu faturalar kurumumuz tarafından ödenecek. Biz de Hazine Müsteşarlığı’nın belirlemiş olduğu plan dahilinde, trafik sigortası yapan şirketlerden trafik primi olarak yatırılan primin belli bir kısmını kurumumuza alacağız ve bu giderleri buradan karşılayacağız.”
Emin Zararsız’a, şirketlerin bu uygulamaya itiraz ettiklerini hatırlatıyorum. Bu konunun çalışmalarının şubattan beri devam ettiğine değinen Zararsız, konunun tüm tarafları ile görüşmeler yapıldığını söylüyor.
Durumu değerlendiriyoruz
TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay, “Konu gündemimize geldiğinde birlik olarak itiraz edip yeniden değerlendirilmesi ve değerlendirilirken de sektör olarak bizim görüşlerimizin alınmasını istedik” dedi ve ekledi: “Ancak gördük ki SGK’nın istediği düzenleme kanuna olduğu gibi girmiş. SGK fonu primlerden pay alarak oluşturmak istiyor. Bu payın da yüzde 15’e kadar olması düşünülüyor. Yüzde 10’da olabilir, 15’de olabilir, daha da düşük olabilir. Bunun ne olduğunu bilmiyoruz. Ayrıca bu oranın hangi periyotlarda alınacağını da bilmiyoruz. Üçer aylık dönemlerde mi, yıllık mı belli değil. Konuyu halen kendi aramızda görüşüyoruz. Önümüzdeki günlerde karar verip, bunu kamuoyu ile paylaşacağız ve ona göre de bir aksiyon planı alacağız.”
Toplumsal yara haline gelmişti
SGK Başkanı Emin Zararsız konunun toplumsal bir yara haline geldiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “1996 yılında yapılan bir değişiklikle, trafik kazalarına dayalı olarak yaralanmalar için Sağlık Bakanlığı’nda bir döner sermaye kurulmuş. Bu döner sermaye, 2000 yılında oluşturulabilmiş. Diğer düzenlemeler 2008 yılında ancak tamamlanabildiği için, 2009 yılından itibaren hastanelere müracaat edenlerin tedavi giderleri SGK’dan değil de Sağlık Bakanlığı’ndaki döner sermayeden karşılanmaya başlanmış. Fakat özel sigortacılıkta kusur oranına göre giderler ödendiğinden, kusuru olanların sağlık giderleri karşılanamıyor. Bu yüzden de vatandaş mağdur duruma düşüyordu. Biz bu konuya bir düzenleme getirmek istedik.”
Noyan Doğan