İşitme kaybının, doğuştan olan bozukluklar içinde en fazla rastlanan tip olduğunu belirten Prof. Dr. Şerbetçioğlu, SGK’nın işitme cihazlarına verdiği bedeli düşürdüğünü ve işitme engelli doğan bebeklere karşı cimri davrandığını söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu, yenidoğanda işitme kaybı olduğunun 6 aydan önce anlaşılabilmesi halinde, işitme cihazı veya implantla duymasının sağlanabileceğini belirtti. 2004 yılından bu yana Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı yürütüldüğünü ifade eden Şerbetçioğlu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun daha önce işitme cihazlarına verdiği 850 YTL bedeli, yapılan son değişiklikle dijital cihazlarda 350 YTL, analog cihazlarda ise 175 YTL’ye düşürdüğünü söyledi ve “Bu durum kurmaya çalıştığımız tarama sisteminin randımanlı yürütülmesini engelliyor”diye konuştu.
Antalya’da düzenlenen 30. Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Şerbetçioğlu, Ana-Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Özürlüler İdaresi, Hacettepe Üniversitesi, Marmara Üniversitesi Gazi Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi tıp fakültelerinin katılımıyla 2004 yılından bu yana Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı yürütüldüğünü ifade etti. Programın ilk olarak 24 ilde başlatıldığını ve bu yıl 72 ile ulaşıldığını anlatan Şerbetçioğlu, bu yılın sekiz aylık döneminde 139 doğum evinde 216 bin 249 yenidoğanın, programın başladığı yıldan itibaren ise toplam 630 bin 246 yenidoğanın taramadan geçirildiğini belirtti.
KAYBIN 6 AYDAN ÖNCE TESPİT EDİLMESİ ÖNEMLİ
Tarama sonucunda yenidoğanlarda işitme kaybının bin bebekte 2 olarak tespit edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Şerbetçioğlu, dünya ortalamasının ise binde 1 ile 3 arasında olduğunu dile getirdi. Şerbetçioğlu, şöyle konuştu:
“İşitme kaybı doğumda rastlanan bütün bozukluklar içinde en fazla rastlanan tiptir. İkinci sırada yarık damak dudak, üçüncü sırada da down sendromu bulunmaktadır. Sık olarak rastlandığı için de taranması gerekiyor. ABD’de 1990 yılından bu yana başarıyla sürdürülen bu tarama tekniğini 2004 yılından bu yana Türkiye’de de uygulamaya başladık. Yenidoğanda işitme kaybı olduğunu 6 aydan önce anlayabilirsek, işitme cihazıyla veya implant ile duymasını sağlayabiliriz. Araştırmalar, 6 aydan önce işitme kaybı olduğu tespit edilen bebeklerin işitme cihazı veya implant uygulamasıyla normal işitenlere yakın şekilde konuşabildiklerini gösteriyor.”
İŞİTME KAYBINA NEDEN OLAN FAKTÖRLER
Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu, işitme kaybıyla doğan bebeklerin yüzde 20’sinde genetik geçiş tespit ettiklerini anlattı. Bu oranın Avrupa’da yüzde 50’ler düzeyinde olduğuna işaret eden Şerbetçioğlu, Türkiye’de işitme kaybının sebepleri arasında ilk sırada olumsuz tıbbi koşulların geldiğini söyledi. Şerbetçioğlu, şu bilgileri verdi:
“Çok ileri işitme kaybı bulunanların yüzde 20’sinde genetik köken bulduk. İç kulağın içinde, potasyum girişine olanak sağlayan kanallarda bozuklukla seyreden bir mutasyon belirledik. Orada yapı bozukluğuna neden olan genetik geçiş var. Genetik geçiş bizim ülkemizde yüzde 20, Avrupa’da ise yüzde 50’ler düzeyinde. Bizdeki oran daha düşük. Ülkemizde olumsuz tıbbi koşulların etkisiyle çocuklarda işitme kaybı fazla. Mesela doğum anında oksijen yetersizliğiyle karşılaşabilirler. Beyin oksijensiz kalınca beyin içindeki çeşitli sinir hücreleri ölüyor. Bununla ilgili olabilir. Ayrıca sarılık geçirebilirler. Sarılık konuşmayı algılama bozukluğu yaratıyor. Anne ve babaların dikkat etmesi gereken, doğum sırasında veya sonrasında sorunla karşılaşılmasını önleyecek tıbbi olanakları sağlamaları. Sarılık varsa, bunu ciddiye alıp doktor kontrolünde tedavisini en erken düzeyde yapmaları lazım. Bu, fizyolojik, bir gün süren sarılık değil, ağır sarılıklar için geçerli. Bunun ciddiye alınması lazım. Anne
karnındayken radyasyon alması da olumsuz bir faktör. Anne karnındayken virütik enfeksiyon geçirilmesi etkili. Örneğin kızamıkçık çok tehlikeli.”
İşitme kaybının doğumsal olduğu gibi doğumun ardından da ortaya çıkabileceğine işaret eden Şerbetçioğlu, doğumun ardından görülen kızıl, kızamık, menenjit gibi yüksek ateşle seyreden hastalıkların bebeklerde işitme kaybına neden olabildiğini, ebeveynlerin bu hastalıkların ardından bebeklerinde işitme yetisinde kayıp olup olmadığını kontrol etmeleri gerektiğini vurguladı.
ANNE BABALAR DİKKATLİ OLMALI
Bülent Şerbetçioğlu, anne ve babalara, bebeklerinde işitme kaybı olduğunu nasıl test edebileceklerine yönelik ipuçları da verdi. Ebeveynlerin, çocukları 2-3 yaşına gelip hala konuşmaya başlamamasının ardından hekime başvurduklarını ve işitme kaybının teşhisinde de bu yüzden geç kaldıklarını anlatan Şerbetçioğlu, şöyle devam etti:
“Beynin gelişimi ilk bir yıl içinde en aktif, ikinci ve üçüncü yıllarda daha az aktif oluyor. Çünkü çocuk doğar doğmaz konuşmaya programlanmış durumda. Bunu yapabilmesi için de duyması lazım. Duyamadığı zaman konuşmayı geliştiremiyor. Amacımız çocukların en erken dönemde anne ve babadan bağımsız bir testle işitme kaybının varlığını tanımak. Ebeveynler çocuklarında işitme kaybı olup olmadığını anlamak için, bebeğin uykuya dalma anında yüksek ses çıkarabilirler. Burada uykuya dalma anı beklenmelidir, çok ağır uykuda bu yöntem yararlı olmayabilir. Sesi duyunca anneyi emerken beslenmeyi kesiyor mu, sese karşı tepki veriyor, bakıyor, uyanıyor, emmesini kesiyor mu buna bakılır. Bu yöntem denenirken sesi çıkaran kişinin görünmemesi lazım. 6. ayında ismi söylendiğinde ismine ilgi gösteriyor mu, 9. aydan sonra ilgisini çeken seslere bakıyor mu, birinci yaşından sonra annesinin söylediği komutu yerine getiriyor mu bunlar ipuçları olabilir.”
“SGK İŞİTME ENGELLİYE CİMRİ DAVRANIYOR”
Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu, işitme kaybı olan çocukların günümüzde karşılaştıkları en büyük sorunun ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun işitme cihazlarına verdiği ücretin düşüklüğü olduğu söyledi. Şerbetçioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sosyal Güvenlik Kurumu daha önce işitme cihazlarına verdiği 850 YTL bedeli, yapılan son değişiklikle dijital cihazlarda 350 YTL, analog cihazlarda 175 YTL’ye düşürdü. Bu bence büyük bir fiyasko. Ne yazık ki Sosyal Güvenlik Kurumu işitme engelli doğan bebeklere karşı cimri davranıyor. Cimri davrandığı için de bizim kurmaya çalıştığımız tarama sistemi randımanlı yürütülemeyecek. Tanıyı koyacağız, ama aileler bu işitme cihazını sağlayamayacaklar.”