Oksijensiz kalan hücrelerin çığlıkları çoğu zaman göğüs ağrısı olarak kendini gösterir. Bazan kriz kendini ağrı olarak değil de göğüste baskı, sıkıntı, nefes almakta güçlük olarak gösterebilir. Ağrı göğüste değil de boyunda, sırtta ya da kollarda olabilir. Bazan kriz kendini sadece yorgunluk, bitkinlik ya da baygınlıkla ortaya koyar. Bu ve benzeri şikayetler akla kolay kolay kalp krizini getirmeyeceği için hasta doktora gitmez, gitse de her zaman doğru teşhis konmaz. Bu durumda kalp krizine sessiz değil, farkına varılmamış demek daha uygun olur.
Bazan da infarktüs geçiren hasta hiçbir anormallik hissetmeyebilir. Ne ağrı, ne sızı, ne yorgunluk ne de başka bir şikâyet yoktur. Kalbin tahrip olan bölgesi çok büyük değilse kişi hiçbir sıkıntı çekmeden yaşar. Aylar, yıllar sonra, bazen tesadüfi olarak kalp krizi geçirdiği saptanır. İşte buna sessiz infarktüs denir.
Çoğu zaman ne nedenle olursa olsun zamanında bilinmeyen veya şüphe edilmeyen kalp krizlerinin hepsi bir kefeye konulup sessiz infarktüs olarak adlandırılır.
Teşhisi koydurtan EKG
Kalbin kasılabilmesi için önce elektrik dalgasıyla uyarılması gerekir. EKG de göğüse ve kollara konan elektrodlar bu dalgaları görüp yukarı aşağı çizgiler oluşturur. 12 elektrod farklı açılardan aynı anda kalpte yayılan elektrik dalgasının 12 açıdan resmini çekerler. Elektrik dalgası elektroda gelirken yukarı, uzaklaşırken aşağıya doğru dikene benzer bir çizgi oluşur. Dalga, krize uğramış yani ölmüş kalp hücrelerine gelince bir boşluğa düşmüş gibi olur ve yukarı cıkan çizgi kısalır veya kaybolur. EKG de bu değişiklikler varsa geçirilmiş bir kalp krizinden söz edilir.
EKG de kişinin infarktüs geçirmiş olduğunu düşündürten bulgular bazan başka nedenlere bağlı olabilir. Örneğin yüksek tansiyon ya da başka bir sebeple kalp kası kalınlaşanlarda, elektrik akımın yayılmasının engellendiği durumlarda, kalp kasının başka hastalıklarında, kronik akciğer hastalıklarında benzer değişiklikler görülebilir.
EKG’de dikensi çıkıntı kaybolmuş olmasa da kişi kalp krizi geçirmiş olabilir. Farkında olunmayan veya şikâyetsiz geçen krizlerin birçoğu bu gruptadır. Bu tip infarktüsler başka yöntemlerle teşhis edilirler. Kısaca eko denilen kalp ultrasonunda kalbin her yanı çalışırken bir bölgesi çalışmıyorsa, ya da talyum testinde nükleer madde bir kalp kasının tümünde görülürken bölgede hiç tutulmuyorsa büyük ihtimalle geçirilmiş kalp krizi söz konusudur.