Genellikle ciddiye alınmayan ses kısıklığı ihmal edildiğinde ciddi problemlere yol açabiliyor. Bu tip rahatsızlıkların önemsenmemesi durumunda sesin tamamen kaybedileceği ve gırtlak kanseri gibi büyük tehlikelere yol açabileceğini belirten KBB Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, ses kısıklığında hemen paniğe kapılmamak ancak durumu küçümsemeyip, ihmal etmemek gerektiğini söyledi.
Genellikle sesin azalması ya da çıkmaması olarak düşünülen ses kısıklığı, her türlü normalden farklı ses oluşumuna deniyor. Sesteki çatallaşma, titreşim, boğukluk ve tizleşme gibi bozulmaları da bu gruba ekleyebileceğimizi belirten Prof. Kazkayası, "Sesin şiddetinde azalma ya da tümüyle sesin çıkmaması, seste çatallaşma, boğulma gibi tüm rahatsızlıklara kabaca 'ses kısıklığı' diyoruz. Sesi oluşturan ana organ gırtlaktaki ses telleri olmakla birlikte akciğerlerden dudaklara kadar sesin yolu üzerindeki pek çok organ sesin oluşumuna katkıda bulunuyor. Buna ses tellerini hareket ettiren kasları sinirlendiren onuncu kranial sinir ve bunun beyinde çıktığı yapı da dahil edilmelidir" dedi.
BİRÇOK KANSERİN HABERCİSİ OLABİLİYOR
Ses kısıklığının basit bir viral üst solunum yolu enfeksiyonu ya da reflüden de kaynaklanabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kazkayası, zaman zaman basit bir enfeksiyondan da kaynaklanabilen bu hastalığın gırtlak, akciğer, beyin gibi birçok organ kanserinin de öncü işaretlerinden biri olabileceğini bu nedenle ses kısıklığının ciddiye alınması gereken uyarıcı bir semptom olduğunu belirtti.
Çeşitli enfeksiyonların dışında en sık ses kısıklığı yapan nedenler arasında; ses tellerinde meydana gelen nodül, polip, kist ve ödem yer alıyor. Özellikle boyunda şişlik, yutma güçlüğü, boğazda takılma hissi, öksürükle kan gelmesi, gıdaların istemsiz bir şekilde akciğere kaçarak öksürük oluşturması durumlarında hemen muayene olmak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, özellikle iki haftayı geçen ses kısıklığında hekime başvurunun önemli olduğunu söyledi.