Bayındır Söğütözü Hastanesi ve Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu: "Son 30 yılda uygulanan HPV aşılarının ve tarama testlerinin yaygınlaşması ile rahim ağzı (serviks) kanseri oranlarında azalma gözlendi"
Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ve Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu, "Son 30 yılda uygulanan HPV aşılarının ve tarama testlerinin yaygınlaşması ile rahim ağzı (serviks) kanseri oranlarında azalma gözlendi." ifadelerini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, rahim ağzındaki hücrelerin, yüksek riskli HPV tipleri enfeksiyonu ile ortaya çıkan rahim ağzı (serviks) kanseri, kadınlarda sık görülen kanser türleri arasında bulunuyor.
Tarama ve önleme programlarının bulunduğu ve HPV aşılamasının mevcut olduğu ülkelerde ise hastalığın görülme sıklığı ve ölüm oranları her geçen gün azalıyor.
Bu iki kritere bağlı olarak gelişmiş ülkelerde serviks kanseri insidansının son 50 yılda yüzde 75 azaldığı gözlemleniyor. Bu da düzenli kontrollerin ve HPV aşı uygulamasının önemini gösteriyor.
- "Erken evre rahim ağzı kanserinde hiçbir klinik belirti görülmeyebiliyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ve Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu, son 30 yılda uygulanan HPV aşılarının ve tarama testlerinin yaygınlaşması ile rahim ağzı (serviks) kanseri oranlarında azalma gözlendiğini belirtti.
Çobanoğlu, erken evre rahim ağzı kanserinde hiçbir klinik belirti görülmeyebildiğini, tanının, tarama programları sayesinde ya da jinekolojik muayene esnasında şüpheli lezyon gözlenmesi ile konulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Belirtisi olmayan hastalarda 3 yılda bir pap smear sürüntü testi ve daha hassas olan HPV tiplemesi yapılmalıdır. Klinik şikayeti olan veya muayenelerde şüpheli lezyonu saptanan hastalar, önceki tarama testlerine bakılmaksızın tanısal değerlendirmeye alınmalıdır. HPV 16 veya 18 pozitifliği ise en yüksek riskli hasta grubunu oluşturur ve kolposkopik değerlendirmeye alınmalıdırlar. HPV pozitifliği yanında yüksek dereceli hücresel lezyon (HSIL) varlığında da mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Transformasyon zonun kolposkopik tetkikleri ve gerektiğinde çıkarılması tedavide büyük önem taşır.”
- Serviks kanseri nedenleri
Prof. Dr. Çobanoğlu, rahim ağzı kanseri vakalarındaki etken nedenin HPV enfeksiyonu olduğunu aktararak, “100’den fazla saptanan HPV tiplerinde yaklaşık 40 tanesi kanserojen etkilidir. Tüm serviks kanserlerinin yüzde 80’inde ise sorumlu tip HPV 16 ve 18’dir. HPV enfeksiyonlarının yüzde 50’si 6-18 ayda, yüzde 80-90’ı 2-3 yılda negatifleşir ancak bu durum hastanın virüsten temizlendiğini göstermez. HPV seksüel yol ile geçer ve kondom kullanımı önleyici değildir. HPV riski seksüel partner sayısı ile artış gösterir. Sigara kullanımının da HPV enfeksiyonu ile sinerjik etkisi mevcuttur ve sigara içenlerde HPV kanserojen etkisi 2-4 misli artar.” ifadelerini kullandı.
HPV aşısının, rahim ağzı kanserine karşı primer önlem olduğunu anlatan Çobanoğlu, HPV aşısının, 11-26 yaş arası tüm kadınlarda ve uygun olgularda 27 yaş üstü kadınlarda da uygulanabileceğini bildirdi.
Çobanoğlu, rahim ağzı problemleri ve genital siğillerin aşıya engel teşkil etmeyeceğini belirterek, "Ayrıca aşı uygulamasının halihazırdaki HPV enfeksiyonu ve CIN’e terapotik etkisi bulunmaz.” değerlendirmesinde bulundu.