İlker ERDOĞAN
Ülkemizde diyabet, kalp hastası sayısı ve sigara kullanım oranı oldukça fazla. Bu hasta gruplarının tamamına yakını da diş tedavisi ve cerrahi işlem öncesi çok tedirgin. Bu hafta sizden gelen sorular doğrultusunda bu konulara değinmek istedim.
Şeker hastalığı ile diş eti hastalıkları arasındaki ilişki nedir?
Birçok çalışma ağız ile vücudun geri kalanı arasında enfeksiyonun yayılmasıyla igili ilişki bulmuştur. Ağız içerisinde 400' den fazla bakteri çeşidi bulunmaktadır. Şeker hastalarının diş eti hastalıklarına yakalanma riski normal insanlardan çok daha yüksektir. Ve bu durum milyonlarca insanın dişlerini kaybetmelerine yol açmaktadır. Herhangi bir enfeksiyonda olduğu gibi diş eti hastalığı da şeker hastalarında kan-şeker seviyesi kontrolünü zorlaştırır. Şeker hastalığı; damarların kalınlaşmasına, besin akışının ve atıkların uzaklaştırılması işleminin yavaşlamasına yol açar. Sonuçta diş eti ve kemiğin dayanıklılığı azalır ve enfeksiyon yayılır. Araştırmacılar şeker hastalığının, diş eti hastalığına yatkınlığı artırdığını bulmuşlardır. Hatta son kanıtlar diş eti hastalığının, şeker hastalığını daha kötü hale getirdiğini güçlü bir şekilde göstermektedir. Birçok diş eti hastalığı olan şeker hastası kan şekeri seviyesini dengelemek için mücadele etmektedir. Sonuç olarak insülin ihtiyaçları artmakta, ağız içerisindeki enfeksiyon kolaylıkla yayılabilmekte ve bu enfeksiyon kana bile geçebilmektedir. Şiddetli diş eti iltihabı ve diş eti hastalığı durumlarında basit bir fırçalama ya da diş ipi kullanımı bile bakterinin kana geçmesine neden olarak genel vücut sağlığını tehlikeye atabilmektedir. Uzmanlar diş eti hastalıkları tedavisinin kan şekeri seviyesindeki iniş çıkışları azaltabileceğini düşünmektedirler. Bu da şekere bağlı retinopati (körlüğe neden olan retina bozulması) ve damarlara zarar verme riskini azaltmaktadır. Şeker hastaları dilde beyaz lekelere neden olan pamukçuk ve mantar gibi hastalıklara da yatkındır. Bu enfeksiyonlar tükrükteki yüksek glikoz seviyesinden kaynaklanırlar. Kontrolsüz ya da tespit edilememiş şeker hastalığının bir diğer ağız belirtisi ağız kuruluğudur ve çoğunlukla ağız kokusuna neden olur.
KAHVALTIDAN SONRA GİDİN
Eğer şeker hastasıysam diş hekimime gitmeden önce ne gibi önlemler almalıyım?
Eğer şeker hastasıysanız; bunu mutlaka diş hekiminize söyleyin. Muayene ve temizleme için her altı ayda bir hekiminizi ziyaret edin. Randevularınızı kahvaltıdan yarım ya da bir saat sonraya, ilacınızı kullandıktan sonraki bir saate alın. Tercihen sabah saatlerine, kısa ziyaretler ayarlamaya çalışın.
Kalp hastaları, diş sağlığı ile ilgili nelere özen göstermeli?
Diş eti hastalığının kalp hastalığı riskini iki katına çıkardığını keşfettiniz ve siz de bu durumdan şikayetçi olan bir milyon kişiden birisiniz. Bazı çalışmalara göre diş eti hastalıkları, kalp hastalığıyla ilişkili birçok nedenden (hipertansiyon, yüksek kolestrol, yaş, cinsiyet) daha güçlü bir risk faktörü. Ağız içi bakterileri, zarar görmüş bir kalbi etkileyebilir ve ağızda bulunan bazı bakteriler trombositlerin birikmesine sebep olabilir. Yeni bulgular, diş eti hastalıklarına neden olan bakterilerin; kalp hastalığı riskini artırdığını ortaya çıkardığı. Diş eti hastalığı olan kişilerde ölümcül kalp krizi geçirme riskinin diş eti hastalığı olmayan kişlere göre iki kat; felç geçirme riskinin ise yaklaşık üç kat fazla olduğu belirtilmektedir. Ağız içi bakterilerinden en yaygın görülen streptokok türünün açık yaralar içerisinden geçerek kan dolaşımına karıştığı tahmin edilmektedir. Bakteriler, trombositlerin artışına neden olarak kan damarlarını tıkayıp kalp kapakçığını etkileyen kan pıhtısı oluşturmaktadır. Diş hekiminizle sağlık geçmişinizi gözden geçirin Kullanılan birçok ilaç tükürük akışını azaltarak diş ve diş etlerinizi olumsuz yönde etkileyebilir.
Diş eksikliğini tamamlamak isteyen kalp ve şeker hastaları nelere dikkat etmeli?
Diyabet ve kalp ile ilgili değerleriniz kontrol altındaysa lazer destekli dikişsiz implant uygulaması sizin için en ideal implant uygulamalarından bir tanesidir. Uygulama sıralaması şu şekildedir: İlk olarak 3 boyutlu tomografik görüntünüz alınır ve özel bir bilgisayar programı yardımıyla implantların yerleri belirlenir. Navigasyon teknolojisi implantın yerleştirileceği bölgeye yönlendirilmesi yapıldıktan sonra dişeti lazerle açılır ve implant yerleştirilir. Bu şekilde kanamanız olmaz ve iyileşme süreci daha çabuk olur. Bir diş hekimi olarak siz okurlarıma tavsiyem; sigarayı bırakmanızdır.
SİGARA İLE ALKOL BİRLİKTE KULLANILDIĞINDA AĞIZ KANSERİNE YAKALANMA RİSKİ 15 KAT ARTAR
Sigarasadece diş ve çevre dokularını etkilemez; aynı zamanda bağışıklık sistemini baskılayarak, kişinin enfeksiyona ve hastalığa karşı savaşma yeteneğini de azaltır. Birçok insan her saatte bir kişinin ağız kanserinden öldüğünü duyduğunda şaşırmaktadır. Bu hastaların yüzde 75'i alkolle beraber tütün (özellikle sigara, pipo, puro, nargile) tüketen insanlardır. Alkolle sigara aynı anda kullanıldığında ağız kanserine yakalanma riski 15 kat daha fazla artmaktadır. Tütün kullanımının diş eti hastalıkları ile diş kaybı riskini ve şiddetini artırdığı belgelenmiştir. Son çalışmalar, yetişkinlerde görülen diş eti hastalıklarının yüzde 50'sinde sigara içmenin etkili olduğunu göstermektedir. Tütün çiğneyen hastalarda ağız kanserine yakalanma riski, kullanmayanların dört katı kadardır. Oral skuamöz hücre karsinoması adı verilen kanser türünün en belirgin tetikleyicisi olarak tütün gösterilmektedir. Her yıl milyonlarca lira, sigara kaynaklı hastalıkların tedavisi için harcanmaktadır. Sigaranın hastalığa ve ölüme en çok yol açan fakat engellenebilir olan tek neden olarak bilinmesi ilginçtir. Sigaranın zararları üzerine yapılan birçok kamu bilgilendirmesine rağmen insanların büyük bir kısmı hala sigara kullanmakta ve bir çoğu da pasif içici olarak zarar görmektedir.
SİGARA DİŞSİZ KALMA RİSKİNİ 4 KAT ARTIRIYOR
Sigara içmeyenlere göre içenlerde diş eti hastalığı, diş taşı, çürük ve hatta diş kayıpları çok daha fazla görülmektedir. Sigara, çekim ya da cerrahi girişimlerden sonra iyileşmeyi de geciktirir. Ayrıca sigara, implantın kemik ile başarılı şekilde kaynaşmasına da zarar verir. Son çalışmalar, sigara içmenin diş eti hastalıkları için başlıca risk faktörlerinden olduğunu belirtmiştir. Araştırmalar; sigaranın ağız hijyeni, yaş, cinsiyet, sistemik hastalık, ilaç kullanımı ve diş hekimi kontrollerinin sıklığı gibi değişkenler ile karşılaştırıldığında diş eti hastalığının en güçlü nedeni olduğunu göstermiştir. Sigara içenlerin diş eti hastalıklarına yatkınlığı çok daha genç yaşlarda başlar ve vakalar çok daha şiddetli seyreder. Araştırmacılar, sigara içmenin diş kaybına ve tamamen dişsiz kalmaya yatkınlığı dört kat artırdığını bulmuştur. Sigara kullanan birisi dişeti tedavisine ihtiyaç duyduğunda, yapılan ön muayenelerde derin diş eti ceplerine rastlanır. Sigara kullananlarda tedaviye cevap çok da iyi değildir.