Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Körfez ülkeleriyle sağlık turizmi konusunda iş birliğine gidebileceklerini belirterek, "Yeni yaptığımız şehir hastanelerinin bir kısmı uluslararası hasta hizmetleri için ayrılmıştır. Burada yabancı dil bilen hemşirelerimiz, hekimlerimiz görev alacaklardır. Körfez ülkelerinden gelebilecek hekimler ve hemşireler buralarda çalışabileceklerdir." dedi.
Gümüş, bir otelde düzenlenen "Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Türkiye 4. Ortak Sağlık Çalışma Grubu" toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin KİK ile kurumsal iş birliğinin başlangıcını, 30 Mayıs 2005'te imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi Ülkeler Arasında Ekonomik İşbirliğine İlişkin Çerçeve Anlaşması"nın oluşturduğunu söyledi.
Anlaşma çerçevesinde iş birliği faaliyetlerinin izlenmesinin ve siyasi, ekonomik, kültürel iş birliği alanlarının belirlenmesinin hedeflendiğini belirten Gümüş, Türkiye'nin, KİK ülkeleriyle stratejik diyalog mekanizmasını kuran ilk ülke olduğunu vurguladı.
Gümüş, bu mekanizmanın oluşturulmasının kardeşlik ilişkilerinin güçlendirilmesi ve daha da değerli olmasını sağladığını dile getirdi.
Uzun süre hak ettiği değeri bulmasa da Körfez İşbirliği Konseyi ile Türkiye ilişkilerinin siyasi, coğrafi ve kültürel bağlar nedeniyle suni olmadığını, karşılıklı fayda temeline dayandığını belirten Gümüş, stratejik ortaklık mekanizmanın çok boyutlu bir yaklaşımla oluşturulduğuna işaret etti.
Gümüş, sağlığın ortak değer olduğunu ve en önemli sektörlerden birisini oluşturduğunu ifade etti.
- "Kendi aşımızı üretmeyi hedefliyoruz"
Türkiye'nin sağlık alanında son 15 yılda önemli reform gerçekleştirdiğine dikkati çeken Gümüş, "Bunu sağlarken önemli kazanımlar elde ettik. Şimdi bu kazanımları daha ileri taşımak için yeni bir ikinci fazı, yeni bir dönemi bugün tartışıyoruz. Önümüzdeki aylarda sağlıkta dönüşümün ikinci fazını ilan edeceğiz. Artık bundan sonra ülkemizde sağlık hizmetlerinin nicelikten ziyade kalitesine önem veriyoruz. Bütün bu süreçlerde önümüzdeki 5 yıldaki hedeflerimizi ortaya koymuş olacağız. Hiçbir zaman sağlık yerinde duran bir mekanizma değildir." dedi.
Gümüş, yeni şehir hastaneleriyle birlikte Türkiye'de 40 bin yataklı hastanelerin kamu-özel ortaklığı modeliyle yapıldığını ve şu ana kadar Mersin, Yozgat ile Isparta'dakilerin açıldığını söyledi.
Şehir hastanelerinin 2018'in sonuna kadar açılacağını bildiren Gümüş, imzaların atıldığını ve kredilerinin de organize edildiğini belirtti.
Gümüş, Ankara'da Bilkent ve Etlik'te iki büyük şehir hastanesi yapıldığını, bunların toplam 8 bin yatak kapasitesine sahip olacağını anlattı.
Fiziki mekanlardan sonra artık içinde çalışacak sağlık personelinin eğitimine, nitelikli personel çalıştırılmasına ve yapılan hizmetlerin kaliteli olmasına önem verileceğini vurgulayan Gümüş, şöyle devam etti:
"Şu anda Türkiye'nin özellikle kamu-özel iş birliği yöntemiyle önemli deneyimleri oluştu. Sağlık iş birliği açısından da Türkiye'nin önünde olan ve şu anda çalıştığımız konulardan biri, sağlık endüstrisinin geliştirilmesidir. Sağlıkta kullanmış olduğumuz başta ilaç, aşı ve tıbbi cihazların yerel üretimini, lokal üretimini sağlamayı hedefliyoruz. Bu bakımdan uzun dönem alım garantisi verilerek, bugün ülkemizin tükettiği aşı yıllık yaklaşık 300 milyon dolar civarındadır. On yıllık alım garantileri verilerek, yabancı ve yerli partnerlerin iş birliğini sağlayarak, Türkiye'de aşı üretimini kendimize özgü, tamamen bizim kontrolümüzde sağlamayı hedefliyoruz."
Sağlık turizmi konusunda da körfez ülkeleriyle iş birliğine gidebileceklerini dile getiren Gümüş, "Yeni yaptığımız şehir hastanelerinin bir kısmı uluslararası hasta hizmetleri için ayrılmıştır. Burada yabancı dil bilen hemşirelerimiz, hekimlerimiz görev alacaklardır. Körfez ülkelerinden gelebilecek hekimler ve hemşireler buralarda çalışabileceklerdir." diye konuştu.
Türkiye'de sağlık alanında uluslararası hasta hizmet fiyatlarını da belirlediklerini ifade eden Gümüş, kimlerin ve hangi kliniklerin sağlık hizmeti vereceğini de tespit etmeye çalıştıklarını bildirdi.
Ülkede 120 bin hekimden 80 bininin uzman olduğunu, bunlardan da 8 bininin üst düzey tecrübesi bulunduğunu belirten Gümüş yapılacak iş birlikleriyle sağlık hizmet sunumunun daha güçlü hale gelebileceğini kaydetti.
Sağlık eğitiminin de çok önemli bir konu olduğuna işaret eden Gümüş, Türkiye'nin üniversite hastanelerinde yoğun hasta sirkülasyonu olduğunu söyledi. Gümüş, bu çerçevede hasta başı eğitimleri de dikkate alınarak, eğitimde yeni bir hamleyi başlatacaklarını ifade etti.
Gümüş, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin kurulduğunu dile getirerek, "Bu üniversitenin mütevelli başkanı benim. Bizim 60 eğitim ve araştırma hastanemizi buraya afiliye ettik. 40 bin yatağı olan bir üniversite kurulmuş oldu. Bu üniversitemizin iki tıp fakültesi var. Bakanlığımızın bütün hastanelerini eğitime açtık." bilgilerini paylaştı.