Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) iki haftada bir olmak üzere çarşamba günleri düzenlediği Pandemi Bültenlerinin 14’üncüsü “Aşı Reddi ve Tereddüdü: Gönüllülük mü, Zorunluluk mu?” başlığıyla çevrimiçi olarak gerçekleşti. Bültenin sunumunu TTB II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten yaptı.
Bilimsel bağımsızlığın, endüstrinin araştırmalara verdiği destek sonucu zarar gördüğüne ilişkin yaklaşımın aşı karşıtlarının komplo teorilerini güçlendirdiğini kaydeden Ökten sağlık hizmetinin kamusal kaynaklarla sağlanmasının önemine dikkat çekti:
“Tıp ve endüstri ilişkisi, Türk Tabipleri Birliği olarak savunduğumuz herkese eşit ve erişilebilir sağlık hizmetlerinin kamusal kaynaklarla sağlanması zorunluluğunun ötesinde, bilimsel araştırmaların da bağımsızlığının sağlanması için kamusal kaynakların ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Bugün içinde olduğumuz koşullarda ise unutulmamalıdır ki, hekimlerin hastalara yararlı olmak ve zarar vermemek için uymaları beklenen etik ilkeler ve mesleki sorumlulukları bulunmaktadır. Tıbbi uygulamalarda en önemli dayanak ise nesnel ve bağımsız yürütülen bilimsel çalışmalarla üretilen bilimsel bilgidir. Aşı ve diğer önlemlere karşı olan söylemler, bilimsel kanıtlar yerine bilimsel değeri olmayan kişisel görüş ve gözlemlere dayansa da tıp ve endüstri ilişkisinin yol açtığı kuşkuyu gidermek gerektiği de açıktır.”
Hastalığın Seyri İle İlgili Şeffaf Bilgiler Paylaşılmalı
Aşıya ilişkin kuşkuların doğmasında ayrımcı, şeffaflıktan yoksun ve toplumsallıktan uzak politikaların payından da söz eden Ökten, iktidarın aşı tereddütlerini ortadan kaldıracak herhangi bir politikası ve istekliliğinin olmadığının altını çizdi. Ökten, hastalığa yakalanan aşılı ve aşısızların oranı gibi veriler ile hastalığın seyri hakkındaki şeffaf bilgilerin, toplumdaki tereddüdü giderebileceğini ve aşı karşıtlarının çarpıtmalarını engelleyebileceğini de dile getirdi.
Bülten, şu sözlerle noktalandı:
“Etkili bir filyasyon, maske, mesafe, temizlik ve havalandırma ile birlikte tüm halk sağlığı önlemlerine eşlik eden aşılanma; aşı tereddütlerini ortadan kaldıracak bilgi paylaşımlarıyla belirsizliğin ortadan kaldırıldığı koşullarda sağlığı da toplumsallaştırarak gönüllü katılımı ve bu salgınla etkili bir mücadele yürütülmesini sağlayacaktır. Küresel bir salgında aşılanma toplum sağlığı için bir gerekliliktir. Geldiğimiz nokta aşı olunmalı ilkesini sadece kendimiz için değil, herkes için savunmamız ve bu konuda bir talep oluşturmamız gereken bir noktadır.”