Harkiv'in çevresinde bugüne kadar süren yoğun bombardımanlarda evleri yıkılan, aynı zamanda imkanları olmadığı için yurt dışına veya ülkenin daha güvenli bölgelerine gidemeyen halk sadece devletin ve gönüllülerin yardımıyla hayat mücadelesi veriyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin raporuna göre, 24 Şubat'ta başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Ukrayna'dan 6 milyondan fazla mülteci hareketi kaydedildi. Bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük zorla yerinden edilme krizlerinden biri ve en hızlısı olarak kayıtlara geçti.
Ukraynalı mültecilere Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından geçici koruma statüsü verilirken bu tür programlara 2,8 milyondan fazla mülteci kayıt yaptırdı.
Rusya'nın 24 Şubat'ta saldırı başlattığı Ukrayna'nın doğusundaki, ülkenin ikinci en büyük şehri Harkiv'in çevresinde bugüne kadar süren yoğun bombardımanlarda evleri yıkılan, aynı zamanda imkanları olmadığı için yurt dışına veya ülkenin daha güvenli bölgelerine gidemeyen veya gitmek istemeyen halk sadece devletin ve gönüllülerin yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyor.
Savaşın başladığı ilk günlerden bu yana, gidecek yeri kalmayanlardan bazıları, Harkiv'deki Roshcha Klinik Sanatoryumuna sığındı.
- "Yaşayacak ne bir yerim ne de imkanım kaldı"
Sanatoryuma sığınan 67 yaşındaki Galina Chalaya, Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle AA muhabirine, savaş başlamadan önce Hakiv'e yakın "Ruski Tyshky" köyünde oğluyla yaşadığını anlattı.
Savaşın öncesinde köyde rahat ve huzur içinde yaşadıklarını dile getiren Chalaya, "Evimiz vardı. Güzel şartlarda yaşıyorduk. Her şeyimiz vardı." ifadelerini kullandı.
Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasını beklemediklerini, zamanında bunun "imkansız" olduğunu düşündüklerini aktaran Chalaya, "24 Şubat sabahı oğlum pazardan geldi ve bana savaşın başladığını söyledi. Dışarıda Rus tanklarının bulunduğunu ve köyü kuşattıklarını söyledi." dedi.
Rusların, köylerine saldırdığını belirten Chalaya, 7 Mayıs'ta Ukrayna ordusunun köye girmesiyle şiddetli çatışmaların yaşandığını anlattı. Chalaya, "Evimize füze düştü ve ev yandı. Oğlum Vova ile bölgeden tahliye edildik." diye konuştu.
Sağlık sorunları yaşadığı için bastonlarla yürümeye çalışan ve eşinin yıllar önce vefat ettiğini dile getiren Chalaya, köylerinde devam eden yoğun bombardımanlar nedeniyle evlerinin daha sonra tamamen yıkıldığını söyledi.
Evlerinin yıkılmasına rağmen köye dönmeyi çok istediğini ifade eden Chalaya, yaşadığı ülkede yerinden edildiğini belirterek, "Yaşayacak ne bir yerim ne de imkanım kaldı." dedi.
Ukrayna ordusunun köyde yeniden kontrol sağladığını ifade eden Chalaya, "Biz köyden tam 14 Mayıs'ta çıktık. O kadar şiddetli çatışmalar vardı ki. Şimdi de yoğun çatışmalar devam ediyor o bölgede. Her şey yandı." şeklinde konuştu.
Bu hayatta sadece oğlunun kaldığını, kendisi hasta olduğu için oğlunun yardımı olmadan rahat hareket edemediğini anlatan Chalaya, "Ben hastayım. Öyle bir hastalık ki oturmam mümkün değil. Sadece yatabiliyorum veya bastonlarla yürümem mümkün." ifadesini kullandı.
Rusların bu çatışmalarda misket bombaları kullandığını iddia eden Chalaya, köydeki saldırılar sonucu ölen siviller olduğunu belirterek, "Çok yakın arkadaşım vardı. Zavallı kadın evinde minderde otururken bir bomba parçası onu hayattan kopardı." dedi.
- "Ne yapacağımızı, nereye gideceğimiz bilemiyoruz"
Aynı merkezde kalan ve konuşurken gözyaşlarını tutmakta zorlanan 63 yaşındaki Nikalay Mikushev de Harkiv bölgesinde savaşın en ağır yaralarını taşıyan "Staryi Saltiv" kasabasında eşiyle yaşadıklarını anlattı.
Kasabanın Harkiv'e çok yakın olduğunu belirten Mikushev, oradaki en ağır çatışmaların mayısta başladığını ifade ederek, "Torunlarımız bizi buraya 30 Mayıs'ta getirdi. Kasabaya giden tüm köprüler patlatıldı. Sağda solda ne varsa çatışmalar sırasında yok edildi." dedi.
Mikushev, yaşadıkları evin de kullanılamaz hale geldiğini aktararak, "2 ay boyunca ekmeksiz sığınaklarda oturduk. Biz mülteci olduk. Ne yapacağımızı, nereye gideceğimiz bilemiyoruz. Her şeyimiz yıkıldı." diye konuştu.
Kasabada saldırıların sürdüğünü dile getiren Mikushev, sivillerin oraya girmesine izin verilmediğini belirtti.