Türk Toraks Derneği bildirisine göre, salgın döneminin Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz etkilediğini ifade eden Dr. Remzi Karşı, Dünya Sağlık Teşkilatı ve birçok araştırıcı tarafından Covid19 salgınının veremle savaşa etkilerinin araştırıldığının altını çizdi. Araştırmalara göre son bir yılda tüberküloz kontrolünün ciddi sorunlar yaşattığını ifade eden Remzi Karşı, “Türkiye’de de salgını tüberküloz kontrolünü olumsuz etkilemiştir. 2020 yılı verileri ile 2019 yılı verileri karşılaştırılmıştır. Buna göre verem savaşı dispanserlerinde yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40 azalmıştır. Yeni kayıt edilen tüberkülozlu hasta sayısı yüzde 26 oranında azalmıştır. Tüberküloz kontrolündeki bu olumsuz etkilerin başlıca sebepleri hastaların sağlık kurumlarına başvurmaması, hastaların sağlık kurumlarına geç başvurması, Sağlık kurumlarının Covid19 dışındaki hastalıklara yeterince zaman ayıramaması, Tüberküloz test ve tanı işlemlerinin yapılma oranındaki düşüş, Sağlık personelinin Covid19 için görevlendirilmesidir. Verem savaşı hizmetlerinin sürekli ve başarılı sürdürülmesi önemlidir. Dünyada son yıllarda verem savaşında başarılı bir çizgi izlenmektedir. Covid19 salgını ise bu mücadelede 58 yıllık bir gerilemeye sebep olabilir” dedi.
Tüberkülozun bulaştırıcı bir hastalık olduğuna dikkati çeken Dr. Remzi Karşı, “Tüberküloz hastasının solunum yoluyla havaya saçtığı mikroplar, sağlıklı kişiler tarafından nefes ile alınarak akciğerlerine yerleşebilir. Akciğere gelen mikrop ya vücutta hapsedilir ve sessiz bir enfeksiyon olarak kalır ya da hastalık yapar. Sessiz enfeksiyon olanların onda biri ileri bir tarihte hastalanabilir. En sık akciğerleri tutar. Diğer organlarda da hastalık yapabilir. Teşhisi, mikrobun gösterilmesi ile konulur. Tedavisi vardır, her hasta iyileştirilir. Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinde sessiz tüberküloz enfeksiyonu vardır. Tüberküloz bir yoksulluk hastalığıdır. Yoksulluk yanında, yetersiz beslenme, sigara içilmesi, diyabet, HIV enfeksiyonu da verem hastalığının ortaya çıkmasına sebep olurlar. Dünyada her yıl 1,2 milyon insan veremden ölmektedir. Türk Toraks Derneği Bildirisine göre her yıl 10 milyon yeni hasta ortaya çıkmakta ve bunların ancak yüzde 71’i kayda geçmektedir. Her yıl dünyada yarım milyon dirençli tüberküloz hastası ortaya çıkmaktadır. Bu hastaların kayda geçmeyenleri, düzenli tedavi edilmeyenleri ve takipsiz olanları, ölümle sonuçlanmaktadır. Sonuçta dünyada en çok öldüren bulaşıcı hastalık olan verem, bütün ölümler içinde de onuncu sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Türkiye’de başarılı bir verem savaşı programı yürütüldüğüne dikkat çeken Remzi Karşı, “Ülkemizdeki tüberkülozlu hasta sayısı her yıl azalmaya devam etmektedir. 2005 yılında 20 bin 535 olan toplam olgu sayısı, 2019 yılında 11 bin 401 olarak gerçekleşmiştir. Bu başarıda hastaların erken tanısı ve tedavisi, hasta temaslılarının muayenesi ve hastalanma riski taşıyanlara koruyucu tedavi verilmesini kapsayan bütünlüklü bir programla çalışan verem savaş dispanserlerinin büyük katkısı bulunmaktadır. Ülkemizde başarılı şekilde yürütülen tüberküloz kontrolünün, Covid19 salgını koşullarında kısmi bir gerileme yaşadığını görüyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de başarıyla sürdürülen verem savaşının uzun yıllar, istikrarlı şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Bu konuda, Sağlık Bakanlığı, hastaneler, verem savaşı dispanserleri, aile hekimleri, laboratuvarlar yanında derneklerin ve diğer kuruluşların çalışmaları önem taşımaktadır” dedi.