Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kurulan merkezde, yaklaşık 3 yılda organ nakli bekleyen aralarında yabancıların da olduğu 90 hasta sağlığına kavuştu.
Böbrek Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Hamad Dheir: "Dünya standartlarında başarı oranına sahibiz. Vericiler, 3 gün içerisinde, çok kısa sürede evlerine ve işlerine dönebiliyorlar. Böbrek nakli alan kişileri de genellikle 1 hafta içerisinde rahatlıkla taburcu edebiliyoruz"
Şubat 2019'da hizmete giren ve Sağlık Bakanlığınca Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi verilen merkezde, şimdiye kadar 90 böbrek nakli gerçekleştirildi.
SEAH Böbrek Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Hamad Dheir, AA muhabirine, Türkiye'de 30 bine yakın kişinin organ nakli beklediğini söyledi.
Organ naklinde insanların en çok böbrek nakli için beklediğine dikkati çeken Dheir, 18 yaşını dolduran herkesin organlarını bağışlayabileceğini dile getirdi.
"Organ bağışlarsak insanlar hayatlarını kaybetmeyebilir"
Kadavradan böbrek nakli gerçekleştirilen hasta sayısının oldukça az olduğunu vurgulayan Dheir, yaklaşık yüzde 20 civarında kadavradan böbrek nakli yapıldığını aktardı.
Dheir, salgına rağmen merkezde 90 böbrek nakli gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bu hastaların çoğu canlıdan nakil. Kadavradan organ ihtiyacımız var. İnsanların sağlıklıyken organlarını bağışlaması gerekiyor çünkü organ alıcısı durumuna düştüğümüzde organların değerini biliyoruz. Organları bağışlarsak o zaman insanlar diyaliz, kalp ya da karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatlarını kaybetmeyebilir." diye konuştu.
Merkezde vericilerin böbreklerinin kapalı yöntemle alındığını anlatan Dheir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya standartlarında başarı oranına sahibiz. Vericiler, 3 gün içerisinde çok kısa sürede evlerine ve işlerine dönebiliyorlar. Böbrek nakli alan kişileri de genellikle 1 hafta içerisinde rahatlıkla taburcu edebiliyoruz. Tabi pandemi sürecinde biraz daha sıkıntılı dönemden geçtik ama buna rağmen yine de özel önlemler alarak operasyonlarımızı devam ettirdik. Ara vermek durumunda kaldığımız dönemler de oldu."
"Hastaların diyalize gidişini engelleyebiliyoruz"
Dheir, hastaların diyaliz aşamasına gelene kadar birtakım süreçlerden geçtiğini, bazı böbrek hastalarını kontrol altına alabildiklerini belirterek, diyalize gidişi engelleyebildiklerini ya da yavaşlatabildiklerini kaydetti.
Bu konuda birçok imkanlarının bulunduğunu aktaran Dheir, şunları kaydetti:
"Hastalıktan hastalığa değişmekle birlikte birtakım önleyici tedaviler var; tuz kısıtlaması, kan basıncı yüksekliğinin kontrolü gibi. Burada en önemli şey beslenme. Bu konuda hastalara yeteri kadar eğitim verdiğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla diyalize girme sürecini ciddi şekilde yavaşlatıyoruz ve bazı hastaların gerçekten diyalize girmesini engelleyecek kadar ciddi çabalarımız oluyor. Bazı hastalarla aile gibi oluyoruz, yıllar boyunca takip ediyoruz. 5-10 yıl takip ettiğimiz hastalar da oluyor."
Dheir, merkezin Sağlık Bakanlığından Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi aldığını belirterek, "Yurt dışından gelen hastalara da böbrek nakli gerçekleştiriyoruz ve oldukça başarılı sonuçlar elde ettik. Geçen yıldan beri pandemiye rağmen 3 yabancı hastamıza nakil yaptık ve hepsi de kısa sürede taburcu olup memleketlerine geri döndü." dedi.