Çolak şunları söyledi, “Sosyal Güvenlik Kurumu ve Birliğimiz tarafından yurtdışından getirilen lösemi ilaçlarının sahte olduğuna ilişkin haberler basına yansımış durumda. Bu durum yargıya intikal etmiş olup Türk Eczacıları Birliği olarak sürecin takipçisiyiz. OECD, özellikle sıtma, HIV/AIDS ve kanser ilaçları için sahte ilaç trafiğine yıllardır dikkat çekiyor. Bu son olayda da gördüğümüz, ilacı para, kâr hırsıyla bir tutan adeta ilaç mafyası firmaların halkın sağlığı ile pervasızca oynamalarıdır. Yurtdışından ilaç temini, Türk Eczacıları Birliği tarafından herhangi bir kâr amacı gütmeksizin ve Sağlık Bakanlığı ile SGK’nın koyduğu belirli kurallar dahilinde yapılmaktadır. İlaç hekim tarafından reçete edildikten sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan “getirilebilir” onayı almakta, SGK tarafından da ödeme onayı yapılmaktadır. Türk Eczacıları Birliği’nin “hasta yararını korumak” amacı gereği kendisine edindiği görev; Türkiye’de bulunmayan bu ilaçlara hastaların erişimini sağlamaktır. Bunu bir toplum sağlığı hizmeti olarak gerçekleştirmekte, her yıl yüzbinlerce insana ilaç temin etmektedir. Hastanın doğru ve gerçek ilaca erişimi de bu sürecin bir parçasıdır. Nitekim söz konusu ilaçlar, ortaya çıkan şüphe sonucu analize gönderilmiş ve durum tespiti bu şekilde yapılmıştır.
Yurtdışından getirilen ilaçların sahte olmasını engellemenin bir yolu vardır. O da SGK’nın;
– Orijin sertifikası (Certificate of origin)
– Analiz sertifikası (Certificate of analyisis) ve
– İlgili serinin piyasaya sürülmesi sertifikası (Certificate of batch release) belgelerini zorunlu tutmasıdır.
Bizim de hasta sağlığı ve kamu yararının sağlanması için talebimiz bu yöndedir. Bu sertifikalar acilen yeniden zorunlu hale getirilmelidir”