Gerçeğe aykırı sağlık kurulu raporu düzenleyerek Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin harp okullarına geçişlerine engel oldukları gerekçesiyle 11 askeri hekim ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in, "terör örgütü kurmak ve yönetmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından yargılandığı davada, tutuklu 3 sanığın tahliyesine hükmedildi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Zafer Işılak'ın da aralarında bulunduğu 3 sanık kaldıkları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, tanıklar dinlenildi.
Tanıklardan Erdal Kökcan, 2015'te Etimesgut Hava Askeri Hastanesi'nde çalışırken albay rütbesiyle görevden ayrıldığını, yargılandığını, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı için hakkında "ceza verilmesine yer olmadığı" yönünde karar verildiğini söyledi.
Sanıklardan Zafer Işılak'ı sadece isim olarak bildiğini, sanık Hüseyin Günay ile bir dönem birlikte çalıştıklarını ifade eden Kökcan, "O zamanlar Günay'ın örgüte yakın olduğunu çevreden duymuştum. Günay'ın son çalıştığı İstanbul Hava Harp Okulu heyeti özel olarak kurulmuştu. İstanbul Harp Okulu'ndaki işleyiş hakkında çok fazla bilgim yok." dedi.
Tanıklardan Mustafa Hakan Solmaz, FETÖ bağlantısı nedeniyle yargılanmasının devam ettiğini ve bu kapsamda itirafçı olarak ifade verdiğini belirterek, "Sanık Yavuz Öztürker ile aynı lisede okuduk. 1989 ile 1992 yılları arasında Öztürker'in bu yapıya ait dershaneye ve evlere gelip gittiğini, bu evlerde çoğunlukla ders çalıştığımızı ama dini sohbetler adı altında konuştuğumuzu söyleyebilirim. Üniversitede aynı örgüt ortamında bir araya gelmedik ancak üniversitede arkadaş olarak birkaç kez buluştuk. Bu tarihten sonra örgütle bağlantısına dair bilgim yok." ifadelerini kullandı.
- "Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum"
Duruşmada daha sonra sanıklara, tanık beyanlarına karşı diyecekleri ve talepleri soruldu.
Sanık Yavuz Öztürker, 90'lı yılların başında ders çalışmak için örgüt evlerine, askeri öğrencilik döneminde ise sohbetlere gittiğini kabul ettiğini söyleyerek, "Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Tüm anlattıklarım dışında bildiğim bir şey yok. Verdiğim ifadelerin hepsi birbiriyle aynı doğrultuda. Askeriyeden, 2013'te kendi isteğimle istifa ettim. Tahliyemi talep ediyorum. Çalışma sürecimde kimseyle bağlantım olmadı. Beni tüm ekip arkadaşlarım tanır. Aklını, beynini kiralayan bir yapım olmadı. Heyetle ilgili bilgi birikimim yok. Dahiliye polikliniği sorumlusu olarak atandım. Bana hiçbir şekilde talimat gelmedi." diye konuştu.
Sanık Zafer Işılak, terör örgütü üyesi olmadığını, buna ilişkin de dosyada bir delil bulunmadığını savunarak, tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti, dosyanın tutuklu sanıkları Hüseyin Günay, Yavuz Öztürker ve Zafer Işılak'ın tahliyesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 33 askeri öğrencinin "müşteki" olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ mensuplarının, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) kadrolaşmasında subay yetiştirmek için fişleme yaptıkları, yetiştirdikleri öğrencilerin harp okullarına kolayca geçişlerini sağladıkları anlatılıyor.
Örgüt mensuplarının, kendilerinden olmayan askeri öğrencileri haksız disiplin cezalarına maruz bıraktıkları ve öğrencinin rızasıyla okuldan ayrılmasını sağladıkları, bu haksızlıklara direnen öğrencileri ise farklı metotlarla yıldırmaya çalıştıkları ifade edilen iddianamede, okulla bağı koparılamayan 2008 girişli Kuleli Askeri Lisesi öğrencisi 33 kişinin mezuniyetlerine 1 ay kala sağlık kuruluna çıkarıldıkları aktarılıyor.
İddianamede, "Söz konusu öğrenciler, 2008 yılında okula kayıt yaptırırken sağlık kontrollerinde herhangi bir sağlık problemi bulunmadığı tespit edilmişse de 2013 yılında yapılan muayenelerde psikolojik uyum bozukluğu, kardiyal kalp yetmezliği, göz ve ortopedik skolyoz hastalıklarının bulunduğu gerekçesiyle tamamı FETÖ mensubu sağlık kurulu ve hastaya bakan hekimlerin tanzim ettikleri sahte sağlık kurulu raporlarıyla okulla ilişkileri kesilerek, eğitim ve öğrenim haklarının ellerinden alındığı tespit edilmiştir." değerlendirmesi yer alıyor.
- Örgüt elebaşı Gülen'e 306 yıla kadar hapis talebi
Askeri tabiplerin örgütsel iletişim yöntemi olan sabit ankesörlü hattan mahrem imamlarıyla irtibat kurdukları ve FETÖ mensubu olduklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine azmettirme" ve 33 kişiye karşı "eğitim öğrenim hakkının engellenmesi" suçlarından 286 yıl 6 aydan 306 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Askeri tabip 11 sanığın ise FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve 33 kişiye karşı "eğitim öğrenim hakkının engellenmesi" suçlarından 279 yıldan 299 yıla kadar hapsi talep ediliyor.