"Kalp krizini önlemek isin kolesterol düşürücü ilaç kullanmalı mıyım?", "Düzenli olarak vitamin kullanmalı mıyım? B, D, C, E hangileri?", "Günde iki litre su içmeli miyim?", "Günde en az 10 bin adım atmalı mıyım?", "Ekmeği çok seviyorum, şimdi glütensiz mi beslenmeliyim?", "Otizm yapıyor diyorlar çocuğuma aşı yaptırmalı mıyım?", "Vücudumdaki toksinleri atmak için detoks suları içmeli miyim?", paraben, BPA, GDO, süper gıdalar. Konu sağlık olunca bu liste böyle uzayıp gidiyor. Hangisinin doğru hangisinin "balon" olduğunu anlayamıyoruz.
Günümüzde internetin yoğun olarak kullanılması yüzünden yalan yanlış haberler hızla yayılıyor. "Balon haber" ve "bilgi kirliliği"nden en çok etkilenen alan ise sağlık. Biz Türkiye'de bu durumu zaman zaman dert ediyoruz ama sağlıkta balon bilgilerin ana vatanı Amerika'da da bu konuyu kafaya takan biri var; Dr. Nina Shapiro. Harvard Üniversitesi mezunu, baş-boyun cerrahisi profesörü ve Kaliforniya Üniversitesi Mattel Çocuk Hastanesi Pediatrik KBB Bölümü Direktörü Dr. Shapiro, insanların "abartılmış" sağlık bilgileri ile zehirlenmesine o kadar takılmış ki, kendini bu "şehir efsanelerinin" araştırılmasına adamış. Çalışmalarının sonucunda da 2018 yılında Amerika'da en çok satanlar listesinin zirvesine oturan "Hype-Yutturmaca" isimli kitabı yazmış. Dr. Shapiro'nun kitabı geçtiğimiz günlerde Türkçeye "Tıpta ve Sağlıkta Balon Bilgiler" adı altında çevrildi ve sağlıkta bilgi kirliliği ile savaşan Sabri Ülker Vakfı Yayınlarından piyasaya çıktı.
Kitabının içeriği hakkında bilgi vermek üzere Türkiye'ye gelen Dr. Nina Shapiro ile buluştuk ve sağlıktaki balon bilgileri konuştuk. "Şüphelerle dolu bir çağda yaşıyoruz" diyor Dr. Shapiro ve medyanın her gün sağlıkla ilgili korkuları tetikleyecek, alışkanlıkları bir gecede değiştirmeye sebep olacak bir yığın bilgi yaydığını söylüyor:
"Glütenden, şekere, aşılardan, genetiğiyle oynanmış gıdalardan kaynaklanan sözde hastalıklara, musluk suyundan kansere yakalanma ihtimalimizi içeren haberlere kadar birçok konuda medyanın şiddetli saldırısı altındayız. Bir gün kahve sizi bunamadan korurken ertesi gün kansere sebep olabileceğini okuyabilirsiniz. Bu iddiaların çoğu abartılmış, yanıltıcı, gelişigüzel yapılan araştırmalara dayanır ve çoğunlukla yanlıştır. Bazı görüşler savunmasız okuyucuyu avlamak için yapılan hokkabazlıktan ibarettir. Bunları bir ünlüden ya da adının önünde doktor yazan kişilerden duyabilirsiniz. Yetenekli düzenbazlar, ortada herhangi bir delil olmadan her şeyle ilgili balon algı oluşturarak bir konuya inandırmayı çok iyi biliyorlar."
Peki doğru bildiğimiz yanlışlar neler? Ya da bu bilgileri nasıl yorumlamalıyız?..
KAFEİNDE AŞIRIYA KAÇMAYIN
Pek çok kişi sabah kahvesinin kendisini ayılttığını, enerji verdiğini söyler. Çünkü kafein bir uyarıcıdır ve bizler ona bağımlıyız. Kafeini kontrollü şekilde tükettiğimizde yani sizin için 'aşırı' olan miktara ulaşmadığınızda güvenlidir. Geleneksel kahvenin faydaları zararlarından daha fazladır.
Herkese uyan bir diyet yok!
Hemen her yıl yeni bir beslenme şekli moda oluyor. Beslenme anlayışımız öylesine hassasiyetle yönetiliyor ki, artık yeme içme keyifli olmaktan çıktı. Vegan, ketojenik, Paleo, Dash, Taş Devri, glütensiz. Kilo vermek isteyen her yıl yeni bir diyet listesinin peşine düşüyor. Sonuç verilemeyen kilolar. Bence buradaki problem diyetin sağlıklı yaşamak yerine kilo vermek üzerine odaklanması. Ayrıca herkese uyan bir diyet modeli yok. Mutlaka bir liste takip etmek istiyorsanız, ezbere davranmayın; size iyi geleni bulup uygulayın. Diyet yaparken "Süper gıdalar"la kandırılmayın. Günlük hiçbir yiyecek tek başına sizi hastalıklardan korumaz ya da daha sağlıklı olmanızı sağlamaz. Vücuttan toksin attırdığı iddia edilen detoks diyetlerinden uzak durun. Sadece belirli meyve ve sebze sularını içmek toksinlerinizi atmaz. Böbreklerimiz, ter bezlerimiz ve boşaltım sistemimiz vücudumuzun en muazzam detoks merkezidir.
Ziyneti Kocabıyık