Türkiye'yi tercih eden uluslararası hastalar daha çok Almanya, Libya ve Rusya'dan; medikal turistler ise Libya, Almanya ve Irak'tan geliyor. Anketlere göre sağlık turizmi açısından yurt dışında en iyi bilinen şehirlerimiz Bursa, Antalya ve İstanbul.
BİRDAL: TÜRKİYE'NİN PAYI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Türkiye Sağlık Turizmi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Enginer Birdal'a göre, insanların hem sağlık hem de tatil için Türkiye'yi tercih etme nedenleri şöyle: "Dünya turizm hareketlerinde önemli bir payı olan Türkiye, sahip olduğu altyapı olanakları, kaliteli sağlık hizmetleri, yetişmiş insan gücü, rekabetçi fiyat avantajları, devlet desteği, coğrafi konumu, eşsiz doğal ve tarihi zenginlikleri, uygun iklim koşulları ile birleşen kaliteli turizm işletmeciliği ve dünyaca bilinen Türk hekimleri ile medikal turizm alanında her geçen gün daha fazla pay sahibi oluyor."
Kalp cerrahisi, ortopedi, tüp bebek, diş tedavisi, estetik ameliyatlar, saç ekimi, genetik gibi alanlarda uluslararası hasta kabul eden sektörde en sık başvurulan branşlardan biri de onkolojik birimler. Kanser uzmanlarının ortak görüşü; Türkiye'nin kanser tedavisinde bölge ülkeler arasında cazibe merkezi olduğu yönünde.
DR. ALTUNTAŞ: KALİTELİ VE UCUZ SAĞLIK HİZMETİ CAZİP GELİYOR
Hematolojik kanserler ve kök hücre naklinin Avrupa ve Amerika'da 'nitelikli sağlık hizmeti' olarak tanımlandığını belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, hastaların Türkiye tercihinde etkili olan noktalarla ilgili şu tespitlerde bulundu: "Kanser ve kök hücre gibi sağlık hizmetleri çok pahalı. Özellikle batı toplumunda yaşlı nüfusla birlikte kanser görülme sıklığı da artıyor. Öte yandan özellikle batılı sağlık sigorta sistemleri ciddi mali problemler yaşıyor. Örneğin; 2020'den önce Amerika sigorta sisteminin iflas edeceği beklentileri var. Hem hastalar hem de sigorta sistemleri, ihtiyaç olan sağlık hizmetlerini, kaliteli, zamanında ve en düşük maliyetle almayı amaç ediniyor. Bu bağlamda da Türkiye önemli bir alternatif. Türkiye'nin tercih edilme nedenleri arasında rakiplerine göre bilimsel yeterliliğe, donanımlı akredite merkezlere sahip olması, ilaç, otelcilik ve sağlık hizmetleri açısından nispeten daha ekonomik fiyatların geçerliliği önemli etki yapıyor."
DR. MAMÇU: TÜRKİYE TIBBİ ÇÖZÜM MERKEZİ KONUMUNDA
Ülkemizin gelişmiş ülkelerdeki nitelikli sağlık hizmetleriyle rekabet edebilecek düzeyde olduğunu söyleyen Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Tıbbi Direktörü Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, Türkiye'nin özellikle belirli branşlarda, komşu ülkelerin ve yakın coğrafyanın tıbbi çözüm merkezi haline geldiği görüşünde. Florence Nightingale grubu olarak sağlık turizmini çok önemsediklerinin altını çizen Dr. Mamçu, "Hastaların planlanmasından, ülkelerine döndükten sonraki bakımlarına kadar tüm evrelerinde özel bir hizmet veriyoruz. Bu amaçla kurulan yurtdışı departmanları, bölge sorumluları liderliğinde, hastaların kendi dillerinde 7/24 hizmet veren tercümanları ile her türlü sosyokültürel desteği vermekte, böylece tüm tıbbi süreçler daha kusursuz işlemektedir" dedi.
DR. KUŞ: TÜRKİYE'NİN HASTANE AVANTAJI VAR
Her yabancı hastanın, sağlık turisti olmayacağını, turistlik seyahat sırasında sağlık sorunu yaşayan bir insanın sağlık hizmeti almasının, sağlık turizmi olarak adlandırılamayacağını vurgulayan Acıbadem Üniversitesi Genel Sekreteri ve Acıbadem Sağlık Grubu İcra Kurulu Üyesi Dr. Hasan Kuş; bir insana sağlık turisti diyebilmek için, o seyahatin sadece sağlık hizmeti almak nedeniyle planlanması gerektiğini belirti. İnsanların kalite, fiyat ve sıra beklememek için sağlık turizmine yöneldiklerini ifade eden Kuş, tedavinin seçilen doktorun kalitesinden, operasyon sonrası komplikasyonlara kadar uzun bir süreç olduğunu aktardı.
Hem mimari hem de tıbbi ekipman açısından gelişmiş hastanelerin sağlık turizmi açısından önemli bir avantaj sağladığını dile getiren Dr. Hasan Kuş, Türk doktorların bilgi ve birikimlerinin iyi seviyede olduğunu söyledi. Dr. Kuş'un görüşleri: "İnsanların sağlık turizminde ülkemizi seçme nedenlerinden biri de Türkiye'nin çok modern ve yeni hastanelere sahip olmasıdır. Türkiye'de bin 500 hastane var. Bunların yaklaşık 900'ü Sağlık Bakanlığı'na ait. Bunların tamamında aynı standarttan bahsetmiyoruz, bağımsız uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmiş hastanelerin böyle bir şansı var."
HEMŞİRE SAYISI ARTIRILMALI
Sağlık çalışanlarının sayısal yetersizliğine dikkat çeken ve OECD ülkelerinde bin kişiye 3,1 hekim düştüğünü söyleyen Dr. Kuş, "Türkiye doktor sayısını arttırmak için çok çaba sarf ediyor. Ancak Türkiye'de kişi başına düşen doktor sayısı 1,7. OECD ülkelerinde bin kişiye 8,7 hemşire düşerken Türkiye'de bu rakam 1,6. Doktor sayımız yarı yarıya azken, hemşire sayımız 4'te 1'e denk geliyor. Herkes doktor sayısının az olduğunu konuşuyor fakat hemşire sayısının azlığı pek gündeme getirilmiyor" dedi ve hemşire azlığının da önemli bir eksiklik olduğu yorumunu yaptı.
