Dr. Av. Mert Van, Sağlık Bakanlığı'nın yeni düzenlemesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Van'ın açıklamaları:
"Sağlık Bakanlığı'nın gündemindeki yeni düzenleme hekimleri ikiye böldü. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın yaptığı açıklamayla hastane ve muayenehane arasında seçim yapmak zorunda kalan hekimlerin bir kısmı hizmet kalitesinin artacağını savunurken, bir kısmı da hasta haklarının ihlal edileceğini düşünüyor."
Sağlık Bakanlığı'nın yapacağı yeni düzenleme, birkaç aydır Türkiye'nin gündemini işgal ediyor. Bu düzenleme ile Üniversite hastanelerinde çalışanlar da dâhil olmak üzere, kamuda çalışan tüm hekimlere muayenehane yasağı getirilmesi planlanıyor. Yeni düzenleme çerçevesinde hekimler, hastane ve muayenehane arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaklar. Kamu hastanelerinde yarı zamanlı çalışma uygulamasına son verilecek. Muayenehanelerinde hizmet vermeye devam etmek isteyen hekimler, kamu hastanelerindeki görevlerini terk etmek zorunda kalacaklar.
İlk Düzenleme Darbeyle Son Buldu
Ülkemizde kamu sağlık personelinin tam gün çalışacakları ve serbest meslek icra edemeyecekleri düzenleme, o dönemlerde de hekimlerden büyük tepkiler almış ve de uygulaması gerçekleştirilememişti. Sonuç olarak 1960 darbesi ile gelen tam gün çalışma zorunluluğu, 1980 darbesi ile iptal olunmuştu.
Performansa Dayalı Maaş Sistemi
Konuya ilişkin bir diğer düzenleme de 2004 yılında Sağlık Bakanlığı'nca uygulamaya konan hekimlere, performansa dayalı döner sermaye ödemeleri yapılmasıdır. Bu düzenleme ile Sağlık Bakanlığı'nca hekimleri tam gün çalışmaya yöneltmek, muayenehanelerden uzaklaştırmak istenmiştir. Bu amaçla birkaç senedir yürütülmekte olan "Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile hekim ücretlerinde kayda değer iyileşmelere imza atıldı. Bu sayede hekimlerin büyük bir kısmı, kendi rızaları ile muayenehanelerini kapatarak, hastanelerde tam gün çalışma yolunu seçtiler.
Sonuç olarak %11 olan tam gün çalışan hekim oranı, %62'ye yükseldi. Ancak geriye kalan %32 oranındaki hekimimiz, halen yarı zamanlı olarak çalışmaktadır. Bu yeni düzenleme ile geriye kalan %32'lik kısmın da tam zamanlı çalışır hale getirilmesi amaçlanmaktadır. 21 Haziran 2005'de de Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun'da değişiklik öngören yeni bir kanun çıkarılarak, il sağlık müdürleri ve başhekimlere muayenehanelerini kapatma zorunluluğu getirilmişti. Şimdi ise bu yasağın kapsamı genişletilmekte, kamu hastanelerinde çalışan muayenehane sahibi hekimler de tam gün kamu hizmetine yönlendirilmektedir.
Hekimler Tedirgin
İlgili kanunlarda yapılacak değişiklikler ile hekimin insanca yaşamasına elverişli, kariyerine uygun ve emekliliğini güvence altına alacak nitelikte ücretler belirlenebilirse, elbette ki hiçbir hekim muayenehane açmaya yönelmeyecektir. Zira muayenehane açmak, işletmek, oraya personel tahsis etmek, gerekli ekipmanları temin etmek ve akşam saatlerine kadar uzanan bir süreyi bu muayenehanede geçirmek, hekimler açısından hem maddi hem manevi birer külfet niteliğindedir. Hekimlerin endişeleri ise, ücretler konusunda yeni bir yapılandırılmaya gidilmeksizin söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girme ihtimali üzerinde yoğunlaşıyor. Hekimlerin, gerekli ekonomik destek verilmeksizin kamuya bağımlı kılınmaları halinde, mesleğinin gereği olan özen ve fedakârlığı gösteremeyeceği, onları illegal ve etik olmayan yollar aramaya itebileceği ve nihayetinde bu yapının hasta-hekim ilişkilerinde büyük zedelenmelere yol açabileceği ihtimali birçok hekimi tedirgin ediyor.
Hekimleri tedirgin eden bir başka nokta ise, hastanelerin yaşayacağı olası bir ekonomik krizde döner sermaye paylarının el konulacak ilk enstrüman olarak görüleceği olasılığı.
Hasta Hakları İhlal mi Edilecek?
Bir kısım hekim ise; muayenehanelerin kapatılması uygulamasının, doğrudan hasta haklarını zedelediğini düşünüyor. Muayenehaneye gitmek isteyen hastaya böyle bir kısıtlama getirilemeyeceğini ifade eden hekimler, muayenehanelerin bazı hastalarca özellikle tercih edildiğinin altını çiziyor. Ciddi bir iş yükü altında olan hekimin, her hastasının şikâyetini dinlemesi, eksiksiz muayene etmesi, ona durumu, hastalığının seyri, ilaçların kullanımı ve yan etkileri konusunda ayrıntılı bilgi vermesi beklenemez. Çünkü hekim mevcut vaktini, bakabileceğinin çok üstünde olan hastalar arasında bölüştürmek zorundadır. Bu imkânsızlıklar sebebiyle, hastanın etkin sağlık hizmeti alması; tanı, tedavi ve uzun vadedeki etkiler ile riskler konusunda aydınlatılması; aydınlatılmış onamının alınması gibi birçok önemli hasta hakkı ihlal edilmiş olacaktır.
Öte yandan hekimler, hastaya muayenehanelerindekilerle aynı imkânların hastane ortamında sunulmasının imkânsızlığının farkındalar. Bu sebeple, hastalara, daha özgür bir çalışma ortamı yakaladıkları muayenelerde hizmet vermeyi tercih etmekteler. Son olarak belirtmek isteriz ki öngörülen bu yasa değişikliği, ileriye dönük geniş bir perspektifle değerlendirilmeli ve bu şekilde yola çıkılmalıdır. Yasa değişikliği ile getirilecek tam gün çalışma esaslı düzenlemenin; bireysel hasta yönetimi, hastanın hekimini seçme özgürlüğü ve hasta hakları açısından yaratabileceği diğer ihlaller ile bunun yanı sıra ülkemiz kamu hastanelerinde mevcut hekim açığında oluşturabileceği artış göz ardı edilmemelidir.
Her şeyden önemlisi kanun koyucu bilmelidir ki hekimi mutsuz eden bir düzenleme ile sağlık sorunları çözülemeyecektir. Zira hekimin mutsuzluğu hastanın mutsuzluğudur.