Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, 2013 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığı sırasında projelendirerek gündeme getirdiği her kesimden ciddi destek gören İZMİR SAĞLIK SERBEST BÖLGESİ PROJESİ’nin; Çeşme, Urla, Seferihisar, Karaburun’u bir dünya adresi haline getireceğini söyledi.
“Üzülerek ifade etmem gerekirse İzmir’deki yerel yöneticilerden samimi bir destek görülmediği için 2014 yerel seçimlerinden sonra proje hiç konuşulmadan, kentin geleceği çöp sepetine atılmıştır” diyen Aslan, Avrupalı turistin gelmediği İzmir’e sağlık anlamında dünyanın her yerinden insanların akın edeceğini vurguladı.
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’de Sağlık Serbest Bölgesi kurulması projesini kent gündemine ilk olarak 20013’te gündeme getirdiklerini belirterek, “Üzülerek ifade etmem gerekirse İzmir’deki yerel yöneticilerden samimi bir destek görülmediği için 2014 yerel seçimlerinden sonra hiç konuşulmadan İzmir’in geleceği çöp sepetine atılmıştır” dedi. Aslan, tepkisini şu sözlerle gösterdi:“(İzmir Sağlık Serbest Bölgesi) projesi ile ilgili İzmirli yerel yöneticilerin ilgisizliği nedeniyle 2 yıldır bir arpa boyu yol alınamaması, İzmir ve bölgemiz adına üzücü. İzmir Sağlık Serbest Bölgesi projesini Türkiye’de ilk kez Ege-Koop Proje Merkezi olarak kapsamlı bir çalışmayla gündeme getirmiştik. Proje İzmir’de ve Türkiye’de geniş yankı uyandırmış, yıllardır İzmir’in ne kenti olduğu konusunda belirsizliğin ortadan kalkması adına bir adım olmuştu. Nihayet İzmir’e yakışan bir kimlik kazandıracak bu projeyle, tüm Avrupa’ya hitap edecek bir merkez olma fırsatımız var. İzmir, gelecek 50 yılı içine alan bir anlayışla hem kimliğine kavuşacak hem de turizmde başta gelen ülkelerle yarışır hale gelecektir.”
YABANCI SERMAYE VE TEKNOLOJİ AKACAK
İzmir Sağlık Serbest Bölgesi projesinin, düşüncesi, projelendirilmesi ve patentiyle Ege-Koop Proje Merkezi’ne ait olduğunu belirten Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, “Ana muhalefet partisi ile hükümetin de benimsediği projemiz, bir devlet projesi niteliğine dönüştü. Sağlık Serbest Bölgesi Projesi, İzmir’i dünya ligine taşıyarak bir marka şehir kimliği kazandıracaktır. Bu proje kentteki işsizlik sorununun çözümü açısından da önemli bir anahtar olacaktır. Bölgenin kurulmasıyla, ülkemize yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine olanak tanınacağı gibi, düşük maliyetli mal üretimi ve ihracatı ile en az 50 bin yurttaşımız istihdam edilip ekonomi canlanacaktır” dedi.
ORTAK AKIL OLUŞTURDUK
Ege-Koop’un, dünyada ikinci, Akdeniz ve Ege coğrafyasında ilk örneğini İzmir’de yaşama geçirmek adına bir ortak akıl oluşturduğuna dikkat çeken Aslan, “Kalkınma, Ulaştırma ve Kültür-Turizm Bakanlarımızın yanı sıra yerel yöneticilerimizle görüştük. Bakanlar Kurulu’ndan karar çıkarılmasına öncülük ettik. Tarihi - arkeolojik değerleriyle dünyanın sağlık başkenti konumundaki İzmir’e Sağlık Serbest Bölgesi kazandırmak, bu kentin tarihi misyonuna yakışır. Bergaması, Balçova Agamemnonu ile bu kent bu vizyonu hak ediyor” dedi.
YILDA EN AZ 40 MİLYON EURO GELİR
AB ülkelerinde yaşlı bakımı ve sürdürülebilir bir yaşam için yılda kişi başına 2 bin Euro harcandığını, bunun da yılda 400 milyar Euro harcama anlamına geldiğini anlatan Aslan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin bu pazardaki payı en az yüzde 10 olmalıdır. Yani 40 milyon Euro öncelikli hedef seçilmelidir. Normal turist, günlük hizmet bedeli olarak 5 dolar bırakırken, sağlık turizminde bu rakam 100 dolara çıkmaktadır. Bu pazara İzmir damgasını vurmalıdır.”
BAKANLIK KARARI FIRSATA DÖNÜŞMEDİ
Sağlık Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun bölgenin Yarımada Bölgesi olduğunu vurgulayan Aslan, “Ulaşım, hava temizliği, uygun kamulaştırılacak alan zenginliği, otel yeterliliği ve kışın atıl halde bulunan konut bolluğu nedeniyle Çeşme, Seferihisar, Karaburun ve Urla bölgesi değerlendirilmelidir. Sağlık Bakanlığı’nın, 11 Ekim 2011 tarihinde 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kaliteli ve yüksek teknolojiye dayanan sağlık hizmetlerinin ucuza alınmasını sağlayacak Sağlık Serbest Bölgelerinin kurulmasının önünü açmıştır. İzmir’in EXPO adaylığı sürecinde belirlediği temasında sağlık hedeflerinin unutulması ve söz konusu kanun hükmünde kararnamenin İzmir açısından unutulması, fırsatın halen değerlendirilememesi anlamına gelmektedir” diye konuştu.
