2023 yılına kadar 15 bin tıbbi görüntüleme teknikeri, 7 bin fizyoterapist, 10 bin diyaliz teknikeri ve ameliyathane, ağız/diş sağlığı ve iş sağlığı alanında yetişmiş binlerce yardımcı personele ihtiyaç olacağı öngörülmektedir. Sağlık Bakanlığı, 2023 yılına kadar, fizyoterapist sayısının % 264,8 artacağını tahmin etmektedir.
Bu programlardan mezun olan aday sayıları bugün itibariyle toplam ihtiyacın onda biri kadar. Her yıl diyaliz programından 455 kişi, Fizyoterapi programından 1000 kişi, Ameliyathane Hizmetleri programından 240 kişi, Ağız ve Diş Sağlığı programından 375 kişi mezun olmakta.
Sağlık sektöründe çalışacak ara eleman ihtiyacı gün geçtikçe artmakta; 2049 yılına kadar kapanmayacak bir açıktan söz edilmektedir. Sağlık sektöründe uzun yıllar sürecek olan istihdam imkânı, üniversite adaylarını bu alana yönelttiği gibi, meslek yüksekokullarını da bu sahada programlar açmaya itiyor.
Ağız ve diş sağlığı, ameliyathane hizmetleri, diyaliz, fizyoterapi, tıbbi görüntüleme teknikleri ve iş sağlığı ve güvenliği gibi yeni açtığı programlarla toplam 260 öğrenci adayına sağlık sektörüne girme imkânı tanıyan Kapadokya Meslek Yüksekokulu bu alanda da "ilk"lere imza atıyor.
Kapadokya MYO Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Başkanı ve Çocuk Gelişimi Program Başkanı Öğretim Görevlisi S.Taylan Kapucu, yeni açılan sağlık programlarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu: "Ülkemizde yüzü aşkın ağız ve diş sağlığı merkezi faaliyet gösteriyor. Son on yılda diş ünite sayısı yedi kat artmış, sağlık sahasındaki özel sektör %85 oranında büyümüş durumda. Yine 2002 yılından bugüne diyaliz merkezi sayısı yaklaşık iki katına hemodiyaliz cihazı sayısı ise üç katına çıktı. Türkiye'de 100.000 kişiye düşen diyaliz teknikeri sayısı 0,25. Özellikle gelişmiş ülkelerde nüfus hızla yaşlanmakta ve fizik tedaviye duyulan ihtiyaç artmakta. Türkiye'de her 100.000 kişiye 2,8 fizyoterapist düşüyor. Ülkemizde de bu gelişmelere paralel olarak fizik tedavi üniteleri, kür merkezleri, wellnes-spa merkezlerinin sayısı her geçen gün artıyor. Avrupa Birliği süreci uyum yasaları çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sanayiden sayılan tüm işyerlerine 'iş güvenliği uzmanı' görevlendirme zorunluluğu getirdi. Kanun ve yönetmeliklerin tam anlamıyla uygulamaya geçmesinin ardından yaklaşık 238.000 iş sağlığı ve güvenliği uzmanına ihtiyaç duyulacağı düşünülmekte.
Sağlık alanında yaşanan tüm bu gelişmeler, bizi, iyi uygulama örneklerini sergileyebileceğimiz ve sektöre ara eleman yetiştirebileceğimiz sağlık programlarını açmaya yöneltti."
Meslek yüksekokulları gibi kurumların sundukları avantajlardan biri olan, dört yıllık okullara dikey geçiş konusuna da değinen Kapucu, "Şu veya bu nedenle gönlünde yatan bölüme girecek puanı tutturamayan öğrenciler, ön lisansı takiben, üniversitelerin ilgili lisans programına geçiş yapabilir, böylece zamandan ve gereksiz masraftan tasarruf edebilirler." diye konuştu.
"Örneğin Ameliyathane Hizmetleri programından Hemşirelik lisans programına, İş Sağlığı ve Güvenliği programından Sosyal Hizmetler lisans programına geçiş yapabilirler." diyen Kapucu, okul olarak asıl görevlerinin öğrencileri tercih ettikleri sektörde yol, yöntem, usul bilgileriyle donatmak; staj, yarı zamanlı iş olanakları ve işverenlerle doğrudan temasa geçmelerini sağlamak olduğunun altını çizdi.