Didem Seymen
7 yıldır sağlık sektöründe pek çok kuruluşta üst düzey görevlerde bulunan ve şu anda Liv Hospital Grup Koordinatörlüğü görevini yürüten Meri İstiroti, üçüncü kitabını çıkardı. Sektörde ve üniversitelerde rehber niteliğinde değerlendirilebilecek olan kitabı 'Pusula'yı konuşmak için Meri İstiroti ile buluştuk...
► Böyle bir kitabı yazma ihtiyacı nereden doğdu?
Üniversitelere ders vermeye gittiğimde gençlerin en çok pratik bilgilere ihtiyacı olduğunu fark ettim. Sektörde 27 yılını deviren biri olarak tecrübelerimi paylaşmak istedim.
Onlara pusula olması, ışık tutması amacıyla bu kitabı hazırladım.
ORKESTRA ŞEFİ GİBİYİM!
► Sağlık alanında yönetici olmanın ne gibi zorlukları var?
Hastane yönetimi; gerçekten çok zevkli, bir o kadar da zor. Sağlık, hata yapma şansınızın olmadığı bir sektör. Çünkü direkt insana dokunuyoruz.
Bu yüzden de çok detaylı planlar dahilinde ilerlemek gerekiyor. Hastane yöneticiliği ise büyük bir orkestrayı yönetmeye benziyor. Çok farklı disiplinlerdeki doktor ve çalışanların bir çatı altında toplandığı bir yapıdan bahsediyoruz.
Burada maharet, deneyimli bir orkestra şefinin bu zengin disiplinleri, bir bütün içinde kusursuz şekilde birleştirmesinde yatıyor. Bir sağlık yöneticisi profesyoneli olarak bildiğim; her gün yeni bir şey daha öğrendiğim.
ORTAK BİR ÇÖZÜM OLMALI
► Hekim değilsiniz ama hasta yakınısınız, yöneticisiniz ama aynı zamanda da çalışanısınız; çözümlenmesi gereken bir sorun söz konusu olduğunda dengeleri nasıl koruyorsunuz?
Sahada süreçleri bilen biri olarak rolleri değiştirerek her noktadan bakabilmek kabiliyetini sanırım yıllar içindeki deneyimlerimle geliştirdim.
Buradaki en önemli nokta; vicdani etik ve çalıştığınız kurumun etik değerlerle sağlık hizmeti üretiyor olması. Sadece etik değerlerle sağlık hizmeti verdiğini söylemek günümüzde artık yeterli değil. Çünkü bizim için en değerli şey; insan sağlığı ve hastalarımızın mutlu olarak hastaneden ayrılması.
Gereken dengeyi korumak, hem hastalar, hem de kurum açısından bakarak ortak bir çözüm noktasına varmak çok da zor olmuyor.
BAŞARI ANLATILMALI
► Son zamanlarda yabancı hastalar ülkemizdeki hastaneleri çok fazla tercih etmeye başladı. Bunun sebebi nedir?
Öncelikle dünyanın her bölgesinde gerçekleştirilmeyen birçok ilerici uygulama ülkemizde kolaylıkla yapılabiliyor.
Sağlık turizmi için öncelikle ülkeye odaklı saha tanıtım hizmetleri kurgulanmalı. Belli klinik ve tedavi alanlarına yönelik iş geliştirme ve tanıtım programlarının yapılması ve sadece acenteler üzerinden yürünmemesi gerektiğine inanıyorum.
En önemlisi de tanıtım çalışmalarında bina veya teknolojiyi tanıtmak ve rekabeti fiyat boyutu ile yapmaktan çok, başarılı tıbbi sonuçların üzerine dayandırılan bir stratejiyle kurgulamak gerekiyor.
HAYATIN RÖNTGENİ GİBİ...
► Bir ofiste değil de hastanede çalışmanın avantajları nedir?
Hastaneler aslında hayatın röntgenini çektiğiniz enteresan alanlar. Doğumları, ölümleri, hastalıkları, kazanmaları, kaybetmeleri, sevinçleri, pişmanlıkları, cesareti yaşadığınız bir nevi laboratuvar gibi. Hem teknik, hem yönetimsel, hem duygusal, hem de işletme anlamında başarı için yüzde 100 bir adanmışlık gerekiyor. Tüm bunları bütün olarak görebildiğiniz için size sağladığı avantaj çok büyük.
► Teknolojik alt yapı, akreditasyonlar, alınan sertifikalar, ödüller... Başarılı bir hastane bunlara neden sahip olmalı?
Sertifika, ödüller ve akreditasyonlar ile hastanenizin ve ülkemizde verilen sağlık hizmetinin dünyanın saygın kurumları ile eş değer hizmet kalitesinde olduğu kanıtlanmış oluyor. Özellikle yabancı hastalarımız aldıkları hizmet kalitesinin son derece yüksek bir çıtada olduğunun bilincinde olarak bize geliyor.
