İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Türkiye'de Sağlık Stratejileri ve Harcamalar" raporuna göre, vatandaşın cebinden çıkan sağlık harcamaları tutarı 2014 yıl sonu itibariyle 15 milyar lirayı bulacak.
İSMMMO açıklamasına göre, Oda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), özel hastaneler ile sağlık kuruluşlarının verilerinden yararlanarak "Türkiye'de Sağlık Stratejileri ve Harcamalar" adlı raporu hazırladı.
Buna göre, 2009 yılında 8,1 milyar lira olan bu tutar, 2012 yılında 11,7 milyar lirayı aşarken, TÜİK'in son açıkladığı veriye göre 2013'te rakam 13,2 milyar liraya ulaştı. 2014 yılında ise söz konusu rakamın 15 milyar lirayı bulması bekleniyor.
Raporda sosyal güvenlik açığı verilerine de yer verildi. Buna göre, 2009 yılında 28,7 milyar lira olan Türkiye'nin sosyal güvenlik açığı, 2011'de 16,2 milyar liraya düştükten sonra yeniden çıkışa geçti.
Açık, Genel Sağlık Sigortası uygulamasının zorunlu hale getirildiği 2012'den itibaren yükselerek 17,2 milyar lirayı, 2013 yılında ise 19,6 milyar lirayı buldu. 2014 yılı SGK açık beklentisi ise 21,5 milyar lira düzeyinde.
- Sağlık giderleri 54 milyar liraya çıkacak
Rapora göre dönüşüm programı sonrası, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun giderleri içerisinde yüzde 27 payla, emekli aylıklarından sonra en büyük kalemi oluşturan sağlık harcamalarındaki yükseliş de dikkati çekiyor.
Sağlık harcamaları, yeni sağlık politikalarının uygulanmaya başladığı dönem olan 2009 yılında 28,8 milyar lirayken, 2013 yılında 50 milyar liraya dayandı.
Bütçe planlamasına göre 2014 yılında SGK'nın kasasından çıkan sağlık giderleri 54 milyar liraya çıkacak. Sağlıkta dönüşüm programının başlatıldığı ekim 2008'den sonraki ilk yıl olan 2009'a göre bu yıl sonu itibariyle sağlık harcamaları yaklaşık ikiye katlanmış olacak.
2013 itibariyle sağlık harcamaları içerisinde tedavi giderleri 33,5 milyar lira ile en önemli bölümü oluşturuyor. Bu rakam 2009 yılında 15,1 milyar liraydı.
Sağlık harcamaları içerisinde diğer önemli bir kalem olan ilaç harcamaları ise 13,1 milyar liradan 15,6 milyar liraya yükseldi.
Rapora göre sosyal devlet ilkesi gereği önemli olan bu harcamalar şu anda bile OECD verilerine kıyasla yine çok düşük kalırken, Türkiye'de kamunun kişi başına sağlık harcaması yıllık 330 dolardan, 2013 itibariyle 10 yılda 767 dolara yükseldi.
Ancak bu rakamlarla Türkiye, OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor. OECD ortalaması 3 bin 339 dolar civarında.
- Hastanelere başvuru sayısı 421 milyona çıktı
Rapora göre sağlıkta dönüşüm programı başlatıldıktan sonra hastanelere başvuru sayısında da çok hızlı artışlar yaşandı.
2009'da 245,9 milyon olan başvuru sayısı 2013'te 421 milyona çıktı. Bu yılın ilk 4 ayında ise başvurunun 155 milyon olduğu dikkate alındığında yıl sonunda rakam 450 milyona yaklaşacak.
Bu dönemde devlet hastanelerine başvuru 122,6 milyondan 2013 itibariyle 222 milyona çıkmıştı. Özel hastanelerde ise bu rakam 66,8 milyondan 91,3 milyona yükseldi. Yani devlet hastanelerine başvuru sayısındaki artış hızı hala özel hastanelerin çok üzerinde seyrediyor.
Raporda Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulamalarına da değinilerek, Türkiye'de yaşayan herkesin 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortalısı sayıldığı, kişilerin durumlarına göre, sağlık harcamaları için ödenmesi gereken primlerin 37 lira ile 226 lira arasında değiştiği ifade edildi.
Rapora göre, özel sağlık kurumlarında vatandaşın ödeyeceği katkı payları önemli oranda artarken, halen çalışanlar ile emeklilerden 10 farklı isimle katılım payı alınıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, bütünleştirilmiş bir sağlık hizmeti sistemi olmadan finansal sürdürülebilir bir yapı kurmanın mümkün olmadığını bildirdi.
Sağlıkta hastalık değil, hasta merkezli bir sistemin kurulmasının önemine işaret eden Arıkan, tüm halkı kapsayan, yüksek standartlara sahip, performanslı bir altyapının önemini vurguladı.
Türkiye nüfusunun ilerideki yıllarda yaşlanmasına bağlı olarak ekonomiyi ve bütçeyi daha büyük risklerin beklediğine dikkati çeken Arıkan, şunları kaydetti:
"Sağlık politikalarında çocuk, kadın, yaşlı gibi gruplara yönelik bir stratejinin oluşturulması gerekiyor. Aynı şekilde gerek özel gerekse de kamu sağlık kurumlarında nitelikli insan gücü, işleyen bir altyapının yanında, hizmet programlarının geliştirilmesi gerekiyor. Özellikle de sağlık bütçesi nüfusbilim verilerine dayalı olarak planlanırsa vatandaşın ileride sağlığa cebinden ödeyeceği harcamalar minimize edilebilir. Sosyal devlet de bunu gerektirir."