Diyetisyen & Yaşam Koçu Gizem Şeber 10 güçlü besini sıralarken, ‘’Unutmayın mucize besin yoktur, besinler vücudunuzda sinerji içinde çalışır bu nedenle de denge ve çeşitlilik esastır’’, diyor.
Avokado: İçerdiği sağlıklı yağlar kalp sağlığını destekliyor. Kan şekerini dengelemek, kansere karşı koruma sağlamak ve doku yenilenmesini hızlandırmak gibi olumlu etkileri olan avokado ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalarda, tüketilen diğer besinlerin vücutta yararlılığını arttırdığı ve uzun süre tokluk sağlayarak daha az kalori almaya yardımcı olduğu da kanıtlanmıştır.
Elma: İçerdiği kateşin ve kuarsetin pigmentleri ile kalp sağlığını destekleyen ve kansere karşı koruma sağlayan yiyeceklerin başında gelmektedir. Yüksek lif içeriği ile sindirim sistemi sağlığını korur ve kabızlık probleminin aşılmasına yardımcı olur. Yararlı öğeleri iç kısmından daha çok kabuğuna yakın kısmında ve kabukta yer almaktadır.
Yaban mersini: En yüksek oranda antioksidan içeren meyveler listesinde ilk sıralarda yer alan yaban mersini, vücuttan toksinleri temizleyerek yaşlanmaya karşı etki gösterir. Tüm antioksidandan zengin yiyecekler gibi kansere yakalanma riskini azaltır ve kalp sağlığını destekler. İçerdiği antosiyaninler ile görme fonksiyonlarını ve mental işlevleri desteklediği düşünülmektedir. Bütün kronik hastalıkların ortaya çıkış nedenlerinden biri olan vücut iltihabının azalmasını sağlar.
Lahana: Brokoli, Brüksel lahanası ve lahana gibi indol içeren sebzelerin kansere karşı ciddi bir koruma sağladığı kanıtlanmış durumda. Yapılan bilimsel araştırmalar, haftada en az bir gün bu sebzelerden birini tüketen erkeklerde kolon kanseri riskinin %66 daha az olduğunu kanıtlamıştır. Aynı zamanda bu tür sebzelerin bağışıklık sistemini de güçlendirdiği düşünülmektedir.
Balık: Omega-3 yağ asitlerinin vücutta en kolay işlem göreni balıklarda bulunur. Omega-3 yağ asitlerinin kalp sağlığı açısından önemli olduğu ve kolesterol seviyelerini düşürdüğü uzun zamandır bilinse de, omega-3’ün bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve eklem sağlığı açısından da önemli olduğu da tespit edilmiştir. Omega-3 yağ asitlerinin zayıflamaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda yeterli omega-3 tüketen kişilerde depresyona yakalanma riski daha düşüktür.
Nar: Yeşil çaya göre üç kat daha fazla antioksidan içeren narın inme ve kalp krizine karşı koruma sağladığı düşünülüyor. Uzun süreli bilimsel çalışmalar da düzenli nar suyu tüketenlerde kolon kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğu belirlenmiştir.
Ananas: İçerdiği bromelin pigmentinin düzenli tüketimde selüliti azaltıcı etkisi olduğu düşünülüyor. Ödem söken etkisi ve yüksek lif içeriği ile kabızlığı azaltması sebebi ile zayıflamak isteyenlerin gözde meyvelerinden biri olan ananas aynı zamanda C vitamininden de zengin.
Probiyotik yoğurtlar: Probiyotikler sadece sindirim sistemi sağlığını düzeltmiyor. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kolesterolü düşürmeye yardımcı oluyor, kolon kanserine yakalanma riskini azaltıyor.
Mantar: Araştırmalar sonucunda özellikle tansiyon düşürücü etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Yine bazı mantar türlerinin kansere yakalanma riskini azalttığı biliniyor. Japon araştırmacıların elde ettikleri sonuçlara göre düzenli mantar tüketimi kan kolesterolünü %40’a kadar azaltabiliyor.
Sarımsak: Antiviral ve antibiyotik etkisi olan sarımsak Amerika Kanser Enstitüsü’nün kanserle savaşan en güçlü besinler listesinde yer alıyor. Günde 2-3 diş sarımsak tüketmenin kan kolesterolünü düşürücü etkisi olduğu belirlenmiştir. Pişirilerek tüketilen sarımsağın ise vücudu cıva ve kadmiyum gibi ağır metallerden arındırmaya yardımcı olduğu biliniyor.