5 yıldızlı hastaneler SAĞLIK SİSTEMİNDE YAŞANAN DEĞİŞİMİ YILLAR ÖNCE HAYAL BİLE EDEMEZDİK... Reform öncesi SSK hastanelerinde doluluk oranı yüzde 135, devlette ise yüzde 65 idi. “Ölüyorum” diyen hastaya bile 6 ay sonrasına gün veriliyordu... Sinirden, Stresten Köpüren SSK’lıların bu feryadı nihayet karşılık buldu. Artık isteyen istediği yerde üstelik 5 yıldızlı konforda tedavi olabiliyor.
OTEL DEĞİL DEVLET HASTANESİ!
Bir zamanların yıkık dökük, virane ve soğuk taş binaları olan devlet hastaneleri, çağdaş yaklaşımla AB ülkelerini bile geride bırakarak 5 yıldızlı otellerle yarışıyor. Yeni tıbbi araç ve gereçlerle donatılan çoğu hastanede, hastanın baş ucundaki telefondan tutun da LCD televizyona, klima, buzdolabı, lüks koltuk, duşakabin ve modern kafeteryalara kadar her türlü konfor mevcut.
Sağlık Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği “sağlıkta dönüşüm projesi” vatandaşımıza dünyadaki gelişmeler doğrultusunda ve hak ettiği düzeyde sağlık hizmeti sunmaya başladı. “SSK ile Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneleri birleştiremezsiniz. Bu bir hayaldir” diye yapılan muhalefete rağmen hükümet, dönüşümleri birer birer gerçekleştirdi. Bu sayede kaynaklar da tam kullanılmaya başlandı.
BU BİR DEVRİM...
Birleşme öncesinde SSK hastanelerinde doluluk oranı yüzde 135 idi ve müracaat edildiğinde 6 ay sonraya gün veriliyordu. Devlet hastanelerinde ise doluluk yüzde 65’ti. Bir tarafta hastane kapılarında tedavi olabilmek için aylarca sıra beklemek mecburiyetinde olan vatandaşlar, diğer tarafta ise yüzlerce boş yatağın olduğu, hasta bekleyen sayısız hastane. Sinirden, Stresten Köpüren SSK’lıların bu feryadı nihayet karşılık buldu. Proje ile son 6 yılda âdeta devrim yapıldı. Bir zamanlar “devlet hastanesi” dendiği zaman aklımıza eski, dökük, virane, soğuk bir taş bina gelirdi. Çağdaş yaklaşımla, hastanelerde tıpkı AB ülkelerinde olduğu gibi koğuş sisteminden oda sistemine geçildi.
HERKESE LÜKS İMKÂNLAR
Şimdi devlet hastaneleri 5 yıldızlı otellerle yarışır durumda. Son derece konforlu ve yeni tıbbi araç gereçlerle donatılmış vaziyette. Pek çoğu özel hastanelerde bile bulunmayan konfora sahip. Birçoğunda hastanın baş ucunda telefon ve LCD televizyon var. Üstelik her hastanın odasında klima, buzdolabı ve koltuk mevcut. Eskiden ‘lüks’ denilerek ekstra fark talep edilen, ancak şimdi sıradan bir oda gibi kullandırılan; İçinde banyo ve tuvalet bulunan hasta oda sayısı Türkiye genelinde 13 bin 463’e, toplam hasta oda sayısı 40 bin 954’e, hasta yatağı sayısı da 123 bin 872’ye çıkarıldı. 2002’de 6 bin 300 olan sağlık ocaklarındaki muayene oda sayısı 2007’de 16 bin 500’e ulaştı.
HİZMET AYAĞIMIZA GELİYOR
Yeni uygulamada, gezici sağlık hizmetlerine de büyük önem verildi. 2002’de hastaların ayağına sağlık hizmeti götürme oranı yüzde 10’lardayken, rakam 2007’de yüzde 100’e kadar çıktı. Devlet hastanelerinde 2002 yılında 6 bin 700 olan muayene odası sayısı ise 2007 yılı sonunda 18 bin’e çıktı.
BİR DÖNÜŞÜM HİKÂYESİ
İFLAS ediyordu İFLAH oldu...
Kamu hastanelerinin içinde bulunduğu durumun en canlı örneklerinden biri de Kozyatağı’ndaki eski PTT Hastanesi... İflasın eşiğinden kurtarılan hastane, Sağlık Bakanlığı’na devredildikten sonra Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi ismini almış. Hastanede yapılan isim değişikliği bir başlangıç olmuş. Yönetimdeki kişiler değişmediği halde, önce zarar etmekten kurtulmuş ardından da bir reform hareketi başlatılarak, İstanbul’un en modern hastanelerinden biri olmayı başarmış. Şimdi de 5 yıldızı kovalayan hastanedeki bir takım özellikler âdeta parmak ısırtıyor. Hastalarına, internetten randevu alma ve doktor seçme gibi birçok kolaylık sağlayan otomasyon sistemi ile tanınan hastane, ultra lüks bloğunun tamamlanmasıyla birlikte, hasta memnuniyetini de ön planda tutup, kapasitesini ikiye katlamaya hazırlanıyor.
DOKTORLARIN FEDAKÂRLIĞI
Yılda, milyonlarca YTL zarar ettiği için satılmak istenen ve hasta şikâyetlerinin had safhaya çıktığı hastanenin şimdi en çok tercih edilen kurumlardan biri olduğunu belirten Başhekim Kemal Memişoğlu, “Hastanede bilgisayar eksiğimiz vardı. Doktor arkadaşlarımız, kişisel bilgisayarlarını kuruma bağışladılar. Bu başarıda fedakârca çalışan arkadaşlarımızın katkısı büyük. 2003 yılında 1.7 milyon YTL zarar eden hastanemiz şimdi kâr ediyor“ dedi.
HASTALAR ANLATIYOR...
Paramı almak için 1.5 yıl beklediğimi unutamam!
Sağlıkta yaşanan dönüşüm sadece tedavide değil; sağlık karnesi almak, özel hastanelere ödenen ve geri alınamayan teminat paraları gibi birçok idari problemi de kökünden söküp attı. İşte bu sıkıntıları yaşayanlardan canlı bir örnek... 33 yaşındaki Lütfiye Erol 19 yıllık SSK sigortalısı. 10 yıl önce iç kanaması geçirdiğini ve acil olarak evine yakın özel bir hastaneye kaldırıldığını söyleyen Lütfiye Hanım bakın neler anlatıyor: “Gece aniden kanama geçirip fenalaşmıştım. Eşim evimize yakın olan özel bir hastaneye yetiştirdi. Sigortalıydım. Fakat özel hastaneye gittiğimiz için mecburen hastaneye para yatırdık. İç kanama geçirdiğim için mide ameliyatı oldum ve o zamanki parayla 1 milyar hastaneye ödedik. Bu parayı sigortadan alabileceğimizi öğrendikten sonra bir yığın prosedürle uğraşarak Sosyal Sigortalar Müdürlüğü’ne müracaat ettim. Ancak paramızı alabilmemiz için 1.5 yıl sonraya gün verdiler. 1.5 yıl bekledikten sonra paramı almaya gittim ve ödediğimiz paranın ancak üçte birini alabildim. Şu an istediğim hastaneye gidip muayenemi oluyorum ve bir kuruş para bile ödemiyorum. Bu hizmeti bize sunan kim olursa olsun isim veya parti önemli değil. Önemli olan sağlıkta bu dönüşümü yakalamamız. Şu an herkes şaşırıyordur, o günlerden bugünlere nasıl geldik diye... Önemli olan azmetmek. Çağı yakalamak için hepimize görev düşüyor!”
Artık devlet hastanesine gitmekten korkmuyoruz
29 yaşındaki Feride Çilingir, 13 yıllık sigortalı... Devamlı Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde tedavi olduğunu belirten Feride Hanım, eski ile yeni dönem arasındaki farkı şu cümlelerle ifade ediyor: “Babam memur emeklisi olduğu için eskiden beri Numune Hastanesine gidiyorum. Daha önceleri yoğunluk olurdu, şimdi özel hastane gibi oldu, ne yoğunluk var ne de izdiham artık rahatça muayene oluyoruz. Artık sevk kağıdı kalktı, karne kalktı bundan güzel bir şey olur mu? Önceleri hastaneye gitmek için tomarla yanımızda evrakla dolaşırdık. Sağlık karnesi yanımızda olmasa hastaneye müracaat bile edemezdik. Şimdi bir kimlikle muayene oluyoruz, hatta TC kimlik numarasını bile söyleyip kaydınızı yaptırabiliyorsunuz. Eskiden hasta olup hastaneye gitmeye korkardık, şimdi hastaneye gitmekten korkmuyorum. Devlet hastanelerinin artık özel hastaneden farkı kalmadı.”
Babamla akşama kadar kuyruklarda dolanmıştık
Bir yıldır sigortalı olarak çalışan 19 yaşındaki Simge Akbaş, genç yaşına rağmen yaşanan değişimin farkında... Her sigortalı gibi onun da geçmiş dönemden birçok kötü anısı var. Sigortalı olmadan önce babasının SSK karnesinden faydalandığını belirten Akbaş, bakın neler neler yaşamış: “Bir defasında grip olmuştum. Babam beni Kartal SSK Hastanesi’ne götürdü. İş yerinden izin almıştı ve bir an evvel beni muayene ettirip tekrar işine dönmek istiyordu. Ben de o gün okula gidememiştim. Hastaneye gittiğimizde uzun bir kuyruk çıktı karşımıza ve mecburen herkes gibi biz de beklemek zorunda kaldık. Ve zorla da olsa muayene fişimizi aldık. Bu sefer de aldığımız muayene fişiyle doktorun poliklinik odasına gittik ve burada da bizi uzun bir kuyruk bekliyordu. Buna da saatlerce katlandıktan sonra muayene olduk. Doktor ilaç yazmıştı ve babamla birlikte ilaç almak için eczanenin önünde bulunan bir başka kuyruğa daha katılarak zor bir mücadeleyle ilaçlarımı almıştık. Tabi bu arada akşam olmuştu ve mesai sona erdiği için babam o gün benim yüzümden işine gidemedi. Şimdi kâbus dolu o günleri geri bıraktığımıza hâlâ inanamıyorum...”
YARIN: Adları da imajları da değişti
Sağlığımıza KAVUŞTUK -1-
Sağlığımıza KAVUŞTUK -2-