Sigorta sektörünün yüzde 15 üretim payıyla önde gelen branşlarından olan sağlık sigortası, üç aylık teknik sonuçlara göre 32 milyon lira zarar yazdı. Sağlıkta, ‘sağlıksız’ poliçeler zarara yol açarken, hasar prim oranı yüzde 95’e çıktı.
Sağlık sigortaları son yıllarda sigorta sektöründe alarm veren branşlar arasında geliyor. 2008 teknik sonuçlarına göre yüzde 5 kâr eden bu branş, 2009 ilk üç ay sonuçlarına göre ise yüzde 6.64, yani 32 milyon lira zarar yazdı. Durum kötüye giderken görüşlerini aldığımız sigorta şirketi yöneticileri, sorunun kaynağı olarak farklı görüşler ileri sürdüler.
Sağlık sigortalarının büyümesinin önündeki en büyük engelin, genelde sigorta ile ilgili, özelde ise sağlık sigortası ile ilgili bilgi ve bilinç eksikliği olduğunu vurgulayan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, “Bunun da başlıca nedeni özel sağlık sigortaları için var olan ‘pahalı’ önyargısıdır” dedi. Su ayrıca, “Pek çok firmanın sağlık sigortası poliçelerinin vadesinin 31 Aralık tarihli olması, bu rekabeti yılsonuna doğru daha kuvvetli hale getirmektedir. Bunun sonucunda, aktüeryal hesaplamalar tamamen göz ardı edilmekte, gerekli risk değerlendirmeleri yapılmamakta, ne yazık ki sigortanın tekniğinden uzak kalınmaktadır” şeklinde ifadelerde bulundu.
FİYAT ODAKLI REKABET ZARAR VERİYOR
Allianz CEO’su George Sartorel ise, fiyat odaklı rekabetin her branşta olduğu gibi yine sektörün kendisine zarar verdiğini ve sürdürülemez bir küçülme ile sonuçlandığını ifade etti. Buna ek olarak A grubu hastanelerin maliyetlerinin artmasıyla tazminatların da ciddi oranda etkilenmeye başladığını belirten Sartorel, “Maliyetleri optimum düzeye getirmek ve özel sağlık sigortacılığını yaygınlaştırmak için özel sağlık kurumlarıyla ortak çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
“Risk poliçeleri satamadığımız, genç ve sağlıklı yeni portföyler ekleyemediğimiz takdirde hasar/prim dengesini pozitif yönde değiştirmek mümkün olmayacaktır” şeklinde konuşan Güneş Sigorta Sağlık ve Hayat Sigortaları Grup Müdürü Elvan Atalay, “Bu nedenle sadece yatarak tedavi poliçelerinin, acil durum, seyahat, riskli hastalıklar teminatlı tazminat poliçelerinin satışlarını arttırmak gerekiyor” dedi. Sağlık sigortacılığın kârlı gelişimi için eğitimin çok önemli olduğunun altın çizen Atalay, poliçe satış kanallarının, sigortalının kendisinin ve hizmet sunucuları olan sağlık kurumlarından oluşan bu üçlünün eğitimi ile bilinçli tüketim olacağını söyledi.
HASAR PRİM ORANI YÜZDE 95
Bireysel sigortaların ağırlık kazanmasının kârlılık için tek başına yeterli bir gelişme olmayacağını ifade eden AXA Hayat Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Olgun Küntay, sürdürülebilir bir kârlılık düzeyi için düzenli izlemeye dayalı bir ölçüm sistemi ve segmentasyona dayalı fiyat politikalarına daha fazla önem verilmesi gereğinin ortaya çıktığına dikkat çekti. Küntay,
“2008 yılı verileri itibariyle portföyün yüzde 63’ünü oluşturan grup sigortaları alanında, zaman zaman bilgi eksikliğine veya yanlış bilgilendirilmeye dayalı olarak, kimi zaman da grup sigortalarının bir nakit akış yönetimi aracı olarak kullanılması yönünde belirlenen primler sonucunda hasar prim oranlarının yüzde 95 düzeylerine yaklaşmış olduğu öngörülmektedir” dedi.
Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz, “Türkiye'de daha fazla kişinin özel sağlık sigortası yaptıracak ekonomik güce sahip olduğunu ve çok daha fazla sayıda kişinin de özel sağlık sigortasına ihtiyaç duyduğunu biliyoruz” dedi. Kriz ve krizin etkilerinin derinleşmesi sebebiyle, önümüzdeki dönemde prim tahsilatında sorun yaşanma olasılığı olduğunu söyleyen Altıngöz, sağlık branşında, poliçe sayısında artış yaşanırken prim üretimlerinde aynı oranda artış sağlanamadığının altını çizdi. Altıngöz, bu orandaki dengesizliğin kriz nedeniyle mevcut müşterileri elde tutmak için fiyat rekabetine girildiğini gösterdiğini de belirtti.
ERGOİsviçre Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Dr. Kaspar Zakaryan Zakaryan, orta vadede yapılacak düzenlemelerle kamunun yükü sigorta şirketleri ile paylaşacağını düşünürken, “Bu koşulda sağlık kuruluşlarının da sağlık sigorta şirketleriyle kamunun düzenlemesine uygun anlaşmalar yapma yolunu seçeceklerini ve toplam sigortalı sayısının 5-10 yıl içinde ikiye katlanabileceğine inanıyorum” dedi. Zakaryan, piyasaya giren uluslararası şirketlerin yurtdışından aktaracakları deneyim ve birikimle oluşturacakları yeni ürün, uygulamalar ve istikrarla piyasayı geliştirecekleri görüşünde.
TEKNİK GERÇEKLERE SIRT DÖNMEK
Mapfre Genel Yaşam Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Nihal Us, “Biz sigortacılar, teknik gerçeklere ve maliyet hesaplarına farklı gerekçelerle sırtımızı döndükçe, sağlık branşındaki kârı düşürmekle kalmıyor, aslında ülkemiz, insanımız açısından son derece önemli olan bir güvencenin sürekliliğini de zedeliyor ve zarar veriyoruz” derken, bir başka konuda ise şunları söylüyor: “Ertelenen veya göz ardı edilen pek çok sağlık riski ve kontrol amaçlı olmasına ve teminat kapsamına girmemesine rağmen yapılmaya ve yaptırılmaya çalışılan sağlık tanı ve tedavi işlemleri, son 8 ayda abartılı bir şekilde karşımıza geliyor.”
Eureko Sigorta Sağlık Sigortaları Birim Müdürü Cem Köylüoğlu ise, “Bu duruma son dönemlerde her şeye mazeret olarak gösterdiğimiz ekonomik kriz neden oldu diyerek işin kolayına kaçmanın doğru olmadığını, bu konuyu daha derinlemesine irdelememiz gerektiğini düşünüyorum” dedi. Sektörün her sıkıştığında fiyat rekabetine başvurma huyundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Köylüoğlu, toplam prim üretimine hızlı katkısı nedeniyle, özellikle grup işlerinde verilen imkansız prim tekliflerinin, ‘kötü rekabetin’ en iyi örneklerinden birisi olduğunu söyledi.
Sigortacı Gazetesi
