Özel Sema Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alaattin Öztürk, safra kesesi taşı tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi. Safra kesesi taşının ameliyatla çözülebileceğini belirten Öztürk, bitkisel ilaçla tedavi konusuna itimat edilmemesi gerektiğini belirtti.
Özellikle sosyal medyada, bitkisel ilaçlarla safra kesesi taşı düşürüldüğünün iddialarına işaret eden Öztürk, "Böyle bir şey mümkün değil. Halkımız bu bilgilere itimat etmesin. Safra kesesi taşı bitkisel ilaçla düşmez öyle olsa tıpta ameliyat yerine bu ilaçlar kullanılırdı" dedi.
Safra kesesi taşının sık görülen bir hastalık olduğunu ve özellikle kadınlarda orta yaşta görüldüğünü belirten Op. Dr. Alaattin Öztürk, kendisini karın ağrısıyla belli ettiğini, ancak mide ağrısı sanıldığını dile getirdi.
Safra kesesinde taş oluşumuna ilişkin bilgi veren Öztürk, "Bu rahatsızlığın nedenleri arasında safra içeriğinin yoğunlaşması ve bu yoğunluğun çökelmesi, safra kesesi ve etrafının iltihapları, bazı kan hastalıkları (sferositoz gibi) ve safra akımının yavaşlamasına sebep olan tıkanıklıklar vardır" dedi. Ayrıca safra taşı oluşumu için bazı risk faktörleri vardır. Kadın olmak, 40 yaşın üzerinde olmak, kilolu olmak, ailede bu hastalıkların bulunması gibi. Yiyeceklerin taş oluşumuna doğrudan bir katkısı yoktur" diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde yetişkinlerin yüzde 10’unda, 65 yaşın üzerindekilerin yüzde 20’sinde safra taşı olduğunu belirten Öztürk, toplumda safra taşı oranının yüzde 6-10 olduğunu, yaşla birlikte de arttığını ifade etti. Kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görüldüğüne dikkat çeken Öztürk, 50 yaşındaki kadınlarda görülme oranının yüzde 25-30, erkeklerde yüzde 16 olduğunu aktardı.
Safra kesesi taşlarının özellikle yemek sonrası hazımsızlık, bulantı, karın ağrısı, şişkinlik, geğirme gibi şikâyetlere yol açtığını belirten Op. Dr. Alaattin Öztürk, safra taşı tespit edilmesi durumunda tek tedavinin ameliyat olduğunu açıkladı.
Ameliyatın gerekliliğine işaret eden Öztürk, "Ameliyat olunmadığı takdirde öncelikle, hazımsızlık şikâyeti devam eder. Daha kötüsü eğer taşlar safra kesesinden çıkıp safra yollarına düşecek kadar küçük ise (birkaç milimetre) safra kanalında tıkanmaya, dolayısıyla şiddetli ağrıya ve sarılığa yol açarlar. Bu durum daha zor, riskli ve masraflı bir ameliyattır, üstelik acilen yapılmalıdır. Biraz daha büyük olanlar, safra kesesinin çıkışını tıkayarak safra kesesinin şişmesine ve iltihabına sebep olurlar; bu durumlar da acil ameliyatı gerektirirler" dedi.
Günümüzde safra kesesi taşının en uygun ameliyat şeklinin kapalı (laparoskopik) yöntem olduğunu söyleyen Op. Dr. Alaattin Öztürk, ancak bazı hastalarda geçirilmiş ameliyatlar sebebiyle ya da kapalı ameliyatın teknik olarak yapılamadığı durumlarda açık ameliyat da uygulanabildiğini aktardı.
Operasyon sonrası kapalı ameliyat için 1 gün, açık ameliyat için 2 gün hastanede kalındığını ifade eden Op. Dr. Alaattin Öztürk, safra kesesi taşının tekrar etmediğini dile getirdi.
