• BIST 9454.21
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 13 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Bursa 19 °C
  • Antalya 18 °C
  • İzmir 20 °C

Saç çizginiz belirginleştiyse dikkat!

Saç çizginiz belirginleştiyse dikkat!
Prof. Dr. Server Serdaroğlu saç dökülmesiyle ilgili merek edilen soruları Habertürk'e yanıtladı.

Deyim yerindeyse "kadınlığın sembolü" olan saç, kadınlar için erkeklerde olduğundan daha önemli. Tabii onu kaybetme korkusu da... "Erkeklerde saç endişesi dökülme varsa 18'e, 20'ye kadar yaşanıyor diyor" Prof. Dr. Server Serdaroğlu ve ekliyor: "Erkeklerde de korku var ancak 20'li, yaşlardan sonra erkekler bunu aşıyor. 40'lı yaşlardan sonra da çoğu, saç ekimi yöntemine başvuruyor."

Toplumun büyük çoğunluğunu etkileyen sağlık problemi olan saç dökülmesiyle ilgili merak edilenleri, yenilenen Cerrahpaşa Üni. Tıp Fakültesi Hastanesi Saç Hastalıkları Birimi'nden Prof. Dr. Server Serdaroğlu'a sorduk.

Saç dökülmesinin ne olduğundan başlayalım. Kadın ve erkekte saç dökülmesi, hangi durumlarda'ciddi bir sorun' olarak algılanmadır?

Her saç teli ortalama 4 - 6 yıl sürelik bir uzama dönemi geçirir. Ondan sonra o kök durur, üretimini bırakır, yaklaşık 4 ay civarında da bir dinlenme süresi geçirir. Ardından tekrar uyarılır, yenilenir ve saç üretir. Bu bir döngüdür.

Günde 100 tele kadar saç dökülmesi normaldir değil mi?

Bütün saçlarımız 5 yıl uzayıp hepsi birden dinlenmeye geçseydi, her 5 yılda bir 4 ay kel kalırdık. Her saçın başka bir yaşı olduğu için bunu yaşamıyoruz. Günde 70-100 arası saç dinlenmeye geçiyor ve dökülüyor. Biz de bunu normal kabul ediyoruz. 120-150'ye kadar da normal sayılabilir. Ancak 150'nin üzerine çıkarsa problem, bir hastalık var demektir.

150 saç teli tek tek sayılabilir mi?

Hayır. Oturup saç sayarsanız, psikiyatrik bir problem başlamış demektir. Bir problem olduğunu nasıl anlarsınız? Normal saçınızın (örneğin, yıkanırken) elinize ne kadar geldiğini bilirsiniz. Bunda bir artış fark ederseniz, sorun var demektir. Ayrıca, bazı mevsimlerde saçlar daha fazla dinlenmeye geçer. Bu bizim yarım küremizde de ağustos - ekim arasına, yani sonbahara denk geliyor. Eğer o dönemlerde olmuşsa bu saç dökülmesi ve 2 ayı geçmişse, yine önem taşır. Yani;

-Saç dökülme problemi 2 ayı geçiyorsa,

-Elinize her zamankinden daha fazla saç eline geliyorsa,

-Tutup şöyle bir tutam yapıp çektiğinizde her alanda 3-5 saç teli geliyorsa, bunlar yoğun dökülme anlamına gelir.

"SAÇ DÖKÜLMESİ BİR HASTALIK DEĞİLDİR"

Bir de seyrelmeler vardır. Kişi, ortadaki saç çizgisi yolu ile yan tarafı çekerek oluşturduğu yolu karşılaştırdığında orta alan daha geniş duruyorsa ya da eski fotoğraflara göre bu çizginin genişlediği fark ediliyorsa, bu sinsi bir dökülmedir. Erkek tipi dökülmenin bir başlangıcı gibi düşünmek gerekir.

Onun dışında, yuvarlak yama yama dökülmeler ve saçlı derideki kızarıklık, hafif kabuklanmalar da ciddi bir durumun göstergesidir. Dökülme, ne kadar erken dönemde yakalanırsa, kalan saç o kadar korunur. Erken teşhis çok önemlidir. Biyopsi yapılır, saç analizi yapılır. Ancak burada söylemek istediğim, saç dökülmesi bir hastalık değildir. Saçınız dökülüyorsa bu belirtidir, altında yatan birçok hastalık olabilir: Deri hastalığı, saç hastalığı, bağışıklık sistemi hastalığı, erkek tipi genetik dökülmeler... Hangisinden kaynaklandığını bulmak gerekir.

Yani bir hastalığın hem nedeni hem de belirtisi olabilir...

Saç dökülmesi bir hastalık değil semptomdur. Saçınız dökülüyor. Peki, hangi hastalıktan dökülüyor? Mevsimsel normal bir dökülme de olabilir ancak; orada saç derisi, saçın kendisi, gerekiyorsa biyopsisi, saçlarda incelme var mı yok mu bütün bunları araştırmak gerekir.

Saç dökülmesine ne zaman bir hastalık demek lazım? Bu konuda en çok kuaförler ve eczacıların eğitilmesi gerekiyor. Problemi ilk fark eden kişi olan kuaför, saçı dökülen birine "Ben şu ürünü satayım" demesi zaman kaybettirir. Onun yerine "Bir doktora git, önemsiz bir şeyse ben sana bunları vereyim" ya da "Al bunları kullan ama bu arada bir doktora da görün" derse en doğrusunu yapmış olur.

Peki, kadın ve erkekte hangi sağlık sorunları sonrası dökülme yaşanır?

En çok görülen saç dökülmesi, erkek tipi dökülmedir. Genetik olan budur. Bizim de bulunduğumuz ırkta, beyaz sayabileceğimiz ırkta, Avrupa ırkında vs. kadınların yüzde 50'sinde, erkeklerin yüzde 70'inde görülür. Uzakdoğu'da, Çin gibi yerlerde daha azdır. Diğer hastalıklara bağlı dökülmeler %1-2 oranında görülür. Ancak bu rakamlar bile çok yüksektir.

Erkek tipi kellik deniliyor değil mi?

Evet, androgenetik alopesi. Tıbbi adı yani androjen hormonlarının genetik nedenle yaptığı saç dökülmesidir. Androjen erkek tipi hormonlar, her iki cinsiyette de vardır. Androjenlerin genetik nedenle yaptığı saç dökülmesidir ancak, saç dökülmesinden çok saç azalmasıdır. Saçların kökleri, hormonal uyarıların sonucunda bir yangı oluşur, buradaki damarlar daralır, saç minyatürleşir ve kayba gider. Artık oraya bağ dokusu yerleşir ve saç çıkmaz.

Kadın ve erkekte nasıl seyreder erkek tipi kellik?

Erkek tipi dökülme, androjenlerin uyarısıyla ergenlikte 15-16 yaşından itibaren hemen başlar. Hatta 30 yaşına gelmeden sonuçlanır görüntü.

Kadınlarda, östrojen bir miktar koruyucu olduğu için durum böyle değildir. Saç dökülmeleri doğum sonralarında daha çok görülür. İki hamilelik, tedavi edilmezse saçta iki kayıp anlamına gelir. Bir de kadınlar menopoza yaklaştığı zaman östrojen düşer ve saç kaybı çok belirginleşir. Menopoz sonrası kadınlara baktığımızda, yüzde 50'sinde bu durumu görürüz. Yaşa göre biraz değiştiği için sanki kadınlarda daha azmış gibi durur ama değil. 15-16 yaşındaki kızlarda da çok saç kaybı görülebilir.

Genetik yapı şiddetliyse, tedavilerle çok büyük riske girer. Hastalığı durduracak ilaçların yan etkileri çok daha önemli hale gelir, tedavi etmediğimiz de olur. Ancak olabildiği kadar erken dönemde bunlar yakalanırsa engellenir. Bu nedenle saç hastalıklarının birçoğu için geçerlidir bu durum. Gerek erkek tipi olsun, gerek bu bağışıklık sistemi hastalıkları, yuvarlak boşluk veya tam kayıplar olsun, gerekse bu saçlı derideki hastalığa bağlı görülen geri dönüşümsüz hastalıklar olsun, hasta ne kadar erken başvurursa, ne kadar erken yönlendirilirse, ne kadar erken tanı konulursa, kalanı koruma şansı o kadar yüksek olur.

Bir kişinin kel sıfatını alabilmesi hangi kriterlere bağlıdır?

Saçlarının %75'ini kaybetmiş olması lazım.

Kadınlar kel kalabilir mi?

Kellik tipi hastalık kastediliyorsa, onlar da kalabilir. Hatta 16-17 yaşında kalanlar bile var. "Tedavi etmeyelim sizi" dediğim hastalar var. Boşuna zaman kaybı ve gereksiz ilaç yan etkisi yaşayacak. Bu şekilde hızlı kaybolmuş genetik kökenli dökülmelerin geri dönüşümü olmuyor. O zaman protez öneriyorum. Bağışıklık sistemi hastalıklarında kaş, kirpik ve saçı hiç çıkmayan hastalar da var. O da bir kellik. Ancak onlarda tedavi şansının denenmesi lazım. O tip hastalıklarda her zaman yeni tedavi umutları var.

O zaman kellik kriteri yaşa göre değişmiyor...

Hayır, hastalığın şiddetine göre değişiyor.

"KUAFÖR VE ECZACILAR EĞİTİLMELİ"

Piyasada saç dökülmesine karşı satılan ürünler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Saç dökülmesi suistimale çok açık bir konu. İnsanların, olabildiği kadar doğru adreslerde dolaşması lazım. Evet çözüm az ama insanların bunu anlaması lazım. Eczaneye gittiğinizde, 2 büyük koliyi dolduracak kadar saç ürünü bulabilirsiniz. Bunların içinde kaç tanesi doğru? İçinde doğru olanlar da var ancak hastaya hangisi verilecek? En doğru olanı mı en karlı olanı mı? Hangi kriterle verilecek? O yüzden eczacının hastayı bir doktora yönlendirmesi lazım.

Yani burada hangi ürün yararlı demekten çok "eczacı, kuaför ya da aktar ne kadar farkında"yı konuşmamız gerekiyor değil mi?

Evet. Zaten eczacılara ve kuaförlere bu konuda eğitim vermeyi planlıyoruz.

Şunu söyleyebilir miyiz: "Bir ürün ne kadar yararlı da olsa o kişi uzamana danışmadan kendi sağlık sorununu bilmediği için yanlış bir şey de yapabilir"

Nasıl kullanılacak, ne kadar sürede kullanılacak, yan etkisi ne, ilaç nasıl bırakılacak veya o ürün destek ürün mü gerçek ürün mü... Bunların ayrımını eczacının yapması çok güç. Doktor da yapamaz. Dermatolog olması lazım. Fakat her dermatolog yapabiliyor mu derseniz, o da yok.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 6838 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim