Prof. Dr. Berksun, hava açık ve güneşliyken neşeli, kapalı ve bulutluyken cansız ve melankolik olan kişilerde çoğu zaman altta yatan sorunun biyolojik saatteki aksamalar olduğunu söyledi.
"MEVSİMDENDİR GEÇER" DEMEYİN
Mevsimsel geçişlerde görülen depresyonun bazen çeşitli kas ve baş ağrıları, kabızlık, bulantı gibi bedensel yakınmalara da yol açabildiğine işaret eden Berksun, "Belirtilerin süresi birkaç haftaya buluyorsa 'mevsimdendir geçer' demek yerine tedaviye başvurmak gereklidir. Yetersiz güneş ışığı beyinde kimyasal maddelerin düzeylerini ve dağılımlarını bozabildiğinden bazı bireyler depresyona daha açık hale gelir. Bunun için güneş ışığında sabahları yarım saat kadar oturmak mevsimsel geçişlerdeki depresyonu ve halsizliği önler" diye konuştu
DEPRESYONA YAKALANMA RİSKİ KADINLARDA DAHA FAZLA
Berksun, kadınlarda depresyona yakalanma riskinin erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğuna dikkati çekerek mevsimsel geçişlerde de depresyona kadınların daha sık yakalandığını anlattı.
Depresyonun toplumun yüzde 10-15'inde izlenen bir tıbbi hastalık olduğunu dile getiren Berksun, şunları kaydetti:
MEVSİMSEL DEPRESYONDA DİKKAT DAĞILIR
"Mevsimsel depresyon durumlarında kişinin dikkatini toplayamaması ve unutkanlığı sebebiyle iş performansı düşer. İsteksizliği ve yapacak gücü bulamaması nedeniyle de sorumlulukları aksamaya başlar. Gün ışığından yeterince faydalanmanın yanı sıra düzenli uyumaya dikkat etmek, vitaminlerden zengin bir beslenme düzeni ve hafif egzersizler yapmak kişileri depresyondan korur. Uykuya dalmayı kolaylaştırmak ya da canlılık kazanmak için alkol almak en sık yapılan yanlışlardandır. Alkol hücresel bir zehirdir ve kronik biçimde tüketildiğinde başta depresyon ve kaygı bozuklukları olmak üzere birçok ruhsal hastalığı tetikler. Uzun vadede kendi başına uyku sorunlarına sebep olur. Unutulmamalı ki depresyon duyguları, düşünceleri, davranışları ve bedeni etkileyen bir hastalıktır."